Sırt Ağrımıza İyi Gelebilen ’Enerji’ Terapileri

Sırt Ağrımıza İyi Gelebilen ‘Enerji‘ Terapileri :

'Yaşam gücünüzün' tedavisi

Bu bölüm, vücutta bulunduğu ve hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılabildiği iddia edilen gizli enerjinin kullanıldığı terapileri konu almaktadır. Bu terapilerden sırt ağrılarına iyi gelme iddiasında olanlar aşağıdaki listede verilmiştir. Fakat başarısı kanıtlanmış olanlar yalnızca birkaç tanesidir (kalın harflerle yazılı olanlar) ve ayrıntılı olarak anlatılmaktadırlar.

• akupunktur (ve oriküloterapi)

• akupresür (ve shiatsu)

• chakra dengelemesi

• kristal terapisi

• şifacılık (ve 'terapötik dokunuş') • homoeopati* • manyetoterapi

• metamorfik teknik

• refleksoloji* (ve Vakufleks terapisi)

• polarite terapisi

• reiki

• omurga dokunuşu

*Eğitimini aldıktan sonra kendi başınıza ululayabileceğiniz terapler.

'Enerji terapisi' nedir? Vücudun içinde ve çevresinde yer alan görünmez güç alanlarını kullanarak tedavi fikri başta tuhaf görünebilir (hatta bazıları bu konuda pek düşünmezler bile) fakat gerçekte hiç de böyle değildir.

Elektrik, manyetizma (mıknatıs), radyo dalgaları, ultrason, x-ışınları, radyasyon ve mikrodalgalar bizim çok iyi tanıdığımız, fakat hepsi de görünmez olan enerji şekilleridir.

Geleneksel tıpta insan vücudundaki görünmez enerjilerin tedavide kullanımına iyi bir örnek elektrokardiyografi, ya da, EKG'dir. Bu bir makinedir ve derimizin içinden geçen elektrik akımlarını (görünmez elektrik akımlarını) ölçerek kalp hastalıklarının teşhisinde yardımcı olur.

Gerçekten de fizikçilerin artık bildikleri gibi bizlerde, görünür olan enerji şekillerinden biraz daha fazlası, yani görünmez olanları da bulunmaktadır. Modern fizikçilerin bu enerjiyi algılamasından ve buna bir isim vermeye çalışmasından çok önce buna Hindistan'da prana, Çin'de gi ya da chi ('çi' okunur) ve Japonya'da ki adı verilmekteydi. Batı'daysa bunun Latince tanımı olan vis medicatrix naturae ('doğanın şifa verici gücü') kullanılmaktaydı, fakat günümüzde genellikle 'yaşam gücü', ya da, 'yaşamsal güç' denilmektedir. Adı ne olursa olsun, kavram aynıdır ve şifacıların ve insanların çoğunluğunun şu inancını yansıtır:

Bizler yalnızca kimyasal maddelerin bir toplamından değil aynı zamanda her şeyin arka planında var olan bir tür temel 'enerjiden' oluşmaktayız ve 'yaşam' deyince kastettiğimiz de budur.

'Enerji terapileri' adı verilen terapilerin tümü de bu yaşam gücüyle çalışma iddiasındadırlar. Amaçları bu 'yaşamsal gücün' nerede ve ne oranda tükendiğini ve zorlandığını teşhis etmektir. Çeşitli şekillerde müdahale ederek vücudun kendi kendini iyileştirme yönündeki doğal eğilimine işlerlik kazandırmaya ve böylece yaşamsal enerjiyi normal akışına döndürerek kusursuz sağlığı geri getirmeye çalışırlar.

Akupunktur

Akupunktur, Uzak Doğu'nun çoğu bölgesinde ve özellikle de ilk başladığı yer olan Çin'de, yaklaşık 4000 yıldır şifalı bitkilerle birlikte yaygın olarak uygulanan bir tedavi sistemidir. Çin'de pek çok rahatsızlığın tedavisinde üstün başarıyla uygulana gelmektedir.

Bu tedavi şeklinde çok ince (batırıldığı bile hissedilmeyen) çelik iğneler kullanılır. Bu iğneler vücudun her yanında yer aldığı söylenen 12 'meridyen', ya da, enerji yolları boyunca bulunan yüzlerce belirli 'aku noktalardan' bir veya, daha fazlasına batırılarak buralardaki gizli vücut enerjisi (chı) uyarılır. İğneler bir noktayı sakinleştirmek, ya da, uyarmak için kullanılır. Bazen tedavi sırasında iğnelerin 'döndürülerek oynatılmasının' nedeni budur.

Bazı akupunktur uzmanları kulaktaki belirli noktaları kullanırlar ve bu yöntemin kendi adı vardır: oriküloterapi.

Bu yöntemin modern bir çeşidi de elektro-akupunkturdur. Bunda iğnelere tutturulan ledler (kurşunlar) yoluyla akupunktur noktalarına çok düşük voltajh elektrik akımı verilir.

Diğer bir çeşidi de eski bir yöntem olan moksibüstiyondur. Bunda bir enerji noktasına moksa denilen kurutulup toz haline getirilmiş bir bitki (genellikle pelin) yakılarak hafif bir ısı uygulanır. Bu ya iğneye tutturularak, ısının iğneden enerji noktasına geçmesi sağlanır, ya da, küçük kozalar şekline sokulup koruyucu bir örtüye konularak enerji noktasının üstünde yavaş yavaş yakılır. Bunun daha çok enerjinin açığa çıkması için enerjiyi 'çektiği', ya da, 'Isıttığı‘na inarulır.

Bu işlem garip görünebilir fakat özellikle spazmlarda çok işe yarar. İncinen sırtınızın en gereken yerlerine giden ısı çok rahatlatıcı olabilir.

Kupunkturun şifalı bitkilerle bir arada uygulanması Çin Halk Tıbbı olarak bilinir. Bu uygulamada kullanılan bitkilerin listesi çok uzundur ve Batı'daki uygulayıcıları genellikle;

Çinli'dir. Batılı uygulayıcılar görünürde en çok akupunktur ve moksibüstiyon üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Diğer iyi terapistler gibi akupunktur uzmanları da vaka geçmişini öğrenip fiziksel muayene yaptıktan sonra işe başlarlar. Genellikle Batı tıp bilimleri eğitimi de aldıklarından sorununuzu anlamak için geleneksel tıp yöntemlerini kullanacaklardır. Fakat çeşitli 'nabız atışlarınızı' dokunarak hissetmek ve dilinizi okumak gibi kullandıkları başka yöntemler geleneksel tıbbın çok uzağındadır.

Bütün dünyadaki araştırmalar akupunkturun hem kısa hem de uzun vadede ağrıyı dindirmede çok etkili olabileceğini göstermiştir.

Akupunkturun tam olarak nasıl iş gördüğü hala tartışılmaktadır, fakat sırt ağrısını giderirken görünürde yaptığı şey vücudun kendi ağrı kesicilerini, çoğunlukla da en dorfin/eri daha fazla miktarda üretmesine yardımcı olmaktır.

Akupresür

Yaygın olarak uygulanan popüler bir terapi şekli olan akupresür, akupunkturla aynı vücut noktalarına parmakla (bazen de dirsek, diz ve topukla) basınç uygular. Bu nedenle bazen 'iğnesiz akupunktur' diye de anılır. Bazı kimseler bunun akupunkturun önceki şekli olduğuna, ya da, iğneleri olmayan veya, bunlardan hoşlanmayanlar için geliştirilmiş değişik bir şekli olduğuna inanırlar.

Akupunkturla aynı ilkeleri paylaşır, fakat günümüzdeki en modern şekilleri Çin'de değil Japonya'da geliştirilmiştir. En tanınmış değişik şekli olan shiatsudan ('shiatsu' Japoncada 'parmak basıncı' anlamına gelir) başka do-in, jin shen (ya da, shin) ve shen tao adlarını da duyabilirsiniz. Hepsi basınç uygular, fakat uygulama şekilleri farklıdır.

Örneğin doin ek olarak solunum ve egzersiz programları, jin shen ise daha uzun süreli (dakikalarca süren) basınç uygulaması içerir.

Sırt ve Bel Ağrıları

Hastanın üzerinde ince giysiler olur ve bir yer minderi, ya da, alçak bir masanın üzerine uzanır. Akupunkturda olduğu gibi uygulayıcı vücuttaki 'gizli enerji' (chi) seviyesini etki lemeye çalışır. Sırt sorunlarının akupresüre çok iyi cevap verdiği söylenmektedir, fakat pek çok doğal terapide olduğu gibi öncelikle bir koruyucu önlem olarak önerilir.

Denge ve uyum halinde olmanızı sağlayarak sorunların ortaya çıkmasını önler. Akupresür ve shiatsu çok yararlı kendi kendine tedavi yöntemleridir, fakat bunların sırt ağrısı için kendi kendine uygulanması önerilmez ve çoğunlukla da mümkün değildir.

Ağrının giderilmesinde bu teknikleri tek başınıza uygulamanız işe yaramaz; bunun için yetenekli bir uygulayıcının hizmetinden yararlanmanız gereklidir. Şiddetli ve uzun süreden beri geçmeyen sırt sorunları için bir doktora, ya da, bir osteopati veya, şiropratik uzmanı gibi bu tip sorunlar üzerinde uzmanlaşmış kişilere gitmeniz daha iyi olur.

Şifacılık

Şifacılık, iyileştirme sürecinin ve insanları iyileştirme hünerini kullananların tümü (örneğin doktorlar da şifacıdırlar, ya da, öyle olmaları gerekir) için kullanılan genel bir terimdir.

Fakat şifacılık (inanç şifacılığı, ya da, tinsel şifacılık) aynı zamanda 'el sürme' tekniği veya, yalnızca düşünceyle uzak mesafeden enerji aktarma yoluyla ('gaipten şifa bulma' da denir) tedavi ettiklerini ileri süren terapistler için kullanılan bir terimdir.

Şifacıların ileri sürdükleri pek çok şifa dağıtma yolu vardır, fakat çoğunun inancına göre kendi bedenleri bir tür evrensel şifa verici enerjiyle şifaya ihtiyacı olan kişi arasında bir oluk veya, kanal görevi yapar. Hepsi değil, ama bazıları bu gücün tanrıdan geldiğine inanmaktadırlar. Örneğin tinselci şifacılar (tinsel şifacılardan farklı olarak) bazen şifa sağlayan etkenin bir tür şifacı varlık, ya da, ruh olduğuna inanırlar. Bununla beraber temel inanış aynıdır. İster inanın ister inanmayın, şifacılığın çok çeşitli rahatsızlıklardaki başarısının kanıtları, hipnoz dışındaki 'doğal' terapi çeşitlerinin herhangi birinden daha fazladır.

Sırt ağrısındaki yararının kanıtları o kadar çok değildir (1980'lerde yapılan küçük çaplı bir araştırma iki ay süreyle haftada bir kez şifacılık uygulaması alan kronik bel ağrısı hastalarının sonuçta psikoterapl desteği alanlar, ya da, hiçbir tedavi görmeyenlere oranla ağrılarının azaldığını göstermiştir) fakat şifacıların çoğu yararlı olabileceklerini söyleyecek ve kesinlikle bir kez denemek isteyeceklerdir. Yine de şifacılık sırt sorunlarından kaynaklanan baş ağrıları ve diğer ağrıların giderilmesinde çok başarılı olabilmektedir.

Şifaeılığın getirdiği değişimler her zaman fiziksel değildir. Yani, yalnızca birisinin elini sırtınıza koymasıyla sırt ağrınız dinmeyebilir. Bunun yerine gözyaşlarına boğulabilirsiniz, bir enerji taşması, ya da, 'bir yükten kurtulma' duygusu hissedebilirsiniz. Bu anda sırt ağrınız şifa bulma önceliği yönünden listenin başında olmayabilir.

Şifacılar çok farklı zeminlerden ve mesleklerden gelirler. Hatta günümüzde doktorlar gibi geleneksel tıp mesleğinin mensupları arasında da şifacılık uygulamasını kabul edenler vardır ve aranırsa artık bulunması zor değildir.

Ama yine de kendi şifa verici 'güçleri' hakkında çok reklam yapanlar ve yaşamınıza burnunu sokup şifaya ihtiyacınız olduğunu ısrarla söyleyenlere karşı kuşkucu olun. Bu söyledikleri doğru olsa bile, ancak kendi seçtiğiniz zamanda tedavinin daha çok yararı olur, bir işgüzarın değil.

Pek çok ülkede 'doğaüstü' yöntemlerle şifa verme iddiasında bulmak yasa dışıdır. Avrupa ülkelerinin çoğunda ve bazı A.B.D. eyaletlerinde (diğer eyaletlerde şifacılara hastalarına dokunmamak kaydıyla karışılmaz) durum böyledir.

Yasal sorunlar nedeniyle Amerika'da daha çok 'terapötik' dokunuş' terimi kullanılır ve şimdi çok sayıda hemşire ve diğer sağlık personeli de bunu uygulamaktadır. İngiltere‘deki durumsa bunun tam tersidir. İsteyen herkes şifacı olabilir ve inanç şifacılığı son sayımlara göre tamamlar.

Sırt ve Bel Ağrılar

Da, yarım gün çalışan yaklaşık 30.000 uygulayıcıyla diğer doğal terapilerden daha yaygındır. Artık doktorlar da tedavi uygulamalarında ve hastanelerde şifacılara yer vermeye daha çok hazırdırlar.

Genelde şifacılık doğal olan ve agresif olmayan bir terapi şeklidir. En küçük bir zararı olduğu (cüzdanınız dışında; ama pek çok şifacı ücret almaz) konusunda bir kanıt yoktur. Bu yöntem size çekici geliyorsa bir deneyin. Özellikle sırt ağrısı tedavisi konusunda iyi ün yapmış birini bulun ve ne olacağına bir bakın. İşe yarayabilir.

Homoeopati

Homoeopati, 200 yıldan fazla bir süre önce (eski Yunanlılarda da benzer fikirlerin olmasına rağmen) Samuel Hahnemann adlı bir Alman doktorla ortaya çıkmış olan tam bir ilaç sistemidir. Bilim dünyası bu sistemin nasıl iş gördüğünü hala tartışmaktadır, fakat başarıyla tedavi edilen hastaların yanı sıra, yıllar önce yapılmış olan bir dizi klinik araştırma bu yöntemin işe yaradığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlamıştır.

Homoeopati, Hahnemann'ın kendi üzerinde denedikten sonra ileri sürdüğü 'benzerin benzerini tedavi etmesi' ilkesine dayanmaktadır. Homoeopati 'benzer acılar' anlamına gelir ve homoeopati uzmanları bir hastalığın belirtilerinin benzerlerine neden olan ilacın hastalığı tedavi edeceğine inanırlar. Bu nedenle, örneğin kas gerginliği olan birine küçük dozda dağ tütünü (Arnica montana) verilir ve morluğa neden olan bu bitkinin hastanın kendi doğal iyileşme sürecini başlatacağına inanılır.

Tıp mensubu olan ve olmayan homoeopatlar

Homoeopati uygulaması istediğiniz taktirde, doktorunuz muh1emelen tıp eğitimi almamış bir homoeopat (homoeopati uzmanı) yerine bu eğitimi almış bir doktora gitmenizi tavsiye edecektir.

Bunun başlıca nedeni, çoğu doktorun tıp dışından terapistlerin (tıp mensubu olmayan homoeopatlar kendilerini genellikle 'profesyonel homeopat' olarak adlandırırlar) yeteneklerinden kuşku duymaları ve onlara karşı uyarılarda bulunmalarıdır. Asıl seçim size kalmıştır, fakat bu konuda sıkıntınız varsa aşağıdaki yol gösterici bilgilerin yardımı olabilir:

• İngiltere gibi ülkelerde devlet sağlık sistemine bağlı olarak çalışan doktorlardan ücretsiz tedavi hizmeti alabilirsiniz.

• Bir doktor devlet sağlık sisteminin tıbbi tahliller vb. bölümlerine doğrudan erişim imkânına sahiptir. • Bir profesyonel homoeopatsa konusunda uzmandır ve ('materia medica' denilen) mevcut ilaçlar ve ('repertuvar' denilen) sürekli tedavi ede geldikleri belirtiler hakkında homoeopatiyi daha kısa süreli bir ek eğitim olarak almış tıp doktorlarından çok daha fazla şey bilir.

• Homoeopati ilaçları bir profesyonel homoeopatın sahip olduğu tek araçtır (başarısız oldukları taktirde başvuracakları başka ilaçlar yoktur), bu nedenle teşhis ve gözlemle ilgili yeteneklerinin çok gelişmiş olması zorunludur. En iyisi, eğer homoeopati uygulayıcınızın bir tıp doktoru olması size güven veriyorsa bunu bir doktorla sürdürün. Sırt ağrısı herhangi bir homoeopatın icabına bakacağı belirgin bir rahatsızlık değildir. Bu nedenle hayal gücü ve sezgiyle 'homoeopatik düşünce' ikinci doğası haline gelmiş olan, tavsiyeli bir homoeopata gitmek daha iyi olabilir.

Homoeopata göre, belirtiler (hastalığın verdiği sıkıntılar) vücudun nasıl iyileşmeye çalıştığının bir göstergesidir. Belirtiler iyiye gidiyorsa doğa yaptığı işle baş başa bırakılır.

Eğer vücudunuzun durumu, örneğin sırtınızı düzeltmek için dengesiz gider ve bu süreçte takılıp kalırsa homoeopat belirti resminizi uygun bir ilaç resmiyle karşılaştırır.

Sırt ve Bel Ağrıları

Bunun anlamı, hiçbir rahatsızlığı olmayan bir kimseye yeterli ('zehirleyici') dozlarda verildiğinde sizde var olan belirtilerin aynısına yol açacak olan maddelerle bir çare bulmaktır. Bu ilaç kullanma yöntemi homoeopatide temel ilkedir ve 'Benzerler Kuralı' adı verilir. Size verilen ilaç vücudunuzun zaten yol almakta olduğu yönde sizi nazikçe dürter.

Homoeopatiyle ilgili başlıca sorun, uygulama kalitesinin uygulayıcıya göre değişmesidir, çünkü aynı rahatsızlık için çok miktarda ilaç vardır ve bunların içinde sizin için doğru olanının bulunması gerekir. Bu alanda usta olmak için yıllarca süren, özverili bir eğitim ve uygulama gerekir; geleneksel tıp eğitiminin bu konuda bir katkısı yoktur.

Yine de pek çok doktor homoeopati eğitimi almaktadır ve çok güvenli, ılımlı ve etkili olması nedeniyle homoeopatiden zevkle yararlanırlar.

Manyeto terapi

Manyetoterapi iyileşme sürecini desteklemek ve hızlandırmak için mıknatısların kullanılmasıdır. Bu terapi türü akupunktur ilkelerini izler. Vücudun belirli bölümleri üzerine küçük mıknatıslar yerleştirilir, ya da, vücuda manyetik akım verilir. Bu da kasları gevşetip kan akışını artırır. Böylece iltihap giderilir ve iyileşme hızlanır. Terapistler, manyetik alan oluşturmak için şu iki yöntemden birini kullanırlar:

• Statik veya sabit alan yöntemi (genellikle mıknatıslar bir kemer, kuşak, ya da, flastere tutturulmuş olarak ilgili bölgeye uygulanır).

• 'Pulslu', ya da, değişken alan yöntemi. (Özel bir makine elektriksel olarak üretilen bir manyetik alan gönderir. Düzenli aralıklarla uygulanması için alan artırılıp azaltılır. )

Uygulayıcılar hangi yöntemin daha iyi olduğu konusunda ikiye bölünmüşlerdir, fakat çok miktardaki araştırma her ikisinin de sırt ağrısı sorunlarında, özellikle de kas spazmı durumunda, çok yararlı olduğunu göstermektedir.

Ayrıca mıknatıs terapisinin özellikle akupunktur ve manipülasyon gibi başka terapilerin de etkilerinin uzun süreli olmasını sağladığını gösteren güçlü kanıtlar vardır.

Manyeto terapinin iyi geldiği belirli sırt ağrısı sorunları siyatik, lumbago, eklem ağrıları, boyun ve omuz ağrıları, boyun tutulması, boyun sarsıntısı ve romatizmal ağrılardır.

Ağır berelenmelere, tendonit ve fibrosite de iyi gelir ve kırılmış kemiklerin kaynamasını hızlandırdığı da söylenir.

Refleksoloji

Refleksoloji kısaca ayak masajı olarak tanımlanır, fakat bu yeterince açıklayıcı değildir. Refleksoloji, eski çağlarda akupunktur ve akupresürle bağlantılı olarak yaygın bir şekilde kullanılmış bir tedavi yönteminin modern dirilişidir.

Akupunktur ve akupresür gibi refleksoloji de, vücudu dolaşan enerji hatlarının var olduğu ve bunların belli başlı organların tümünü ayaktaki belirli 'refleks' noktalarına bağladığı düşüncesine dayanır. Refleksologlara göre her ayağın tabanında çeşitli organlarla örtüşen alanlar, ya da, bölgelerin 'haritası' çıkarılabilir (bkz. şekil 9) ve bu organlar refleks noktalarına basınç uygulayarak etkilenebilir.

Basınç genellikle başparmak ve diğer parmaklarla uygulanır. Ağrı yoksa sorun da yok demektir, fakat her tür ağrı ve sıkıntı bu noktayla örtüşen vücut bölgesinde bir sorun olduğunu gösterir ve ağrıyan noktaya baskı yapılır. Bazen bu çok rahatsızlık verici olur, fakat bu nokta üzerinde birkaç saniye çalıştıktan sonra ağrı genellikle geçer ve etkilenmiş olan organ da tepki verebilir.

Böylece ayak başparmağının (ense köküyle örtüşen) köküne basınç uygulanarak baş ağrısı, ya da, ayak tabanı, eğrisi (omurga eğrisi gibi görünen) boyunca basınç uygulanarak sırt ağrısı dindirilebilir. Fakat vücudun bu belirli bölümleriyle doğrudan bir bağlantısı olmasa bile, çoğu kimse, terapinin güçlü bir gevşetici etkisi olduğunu ifade etmektedir. Böylece dolaşımı düzeltecek ve organlara tek tek yararı olsa da, olmasa da, vücut fonksiyonlarının çoğuna yarar sağlayacaktır.

Refleksolojinin 'yüksek teknoloji' versiyonu olan Vakufleks son zamanlarda Danimarka'dan Güney Afrika'ya kadar birçok yerde tanıtılmıştır.

Bu yöntem özel keçe botlar ve emici yastıkçıklar kullanarak daha kısa sürede daha iyi sonuçlar alır. Bir pompayla botların havası alınır ve oluşan vakumla ayaklar 'her yandan' sıkıştırılır. Sonra da emici yastıkçılar bacaklar, kollar ve ellerdeki çeşitli reflek noktalarını uyarmak için kullanılır.

Daha gelişme döneminde olmasına rağmen Vakufleks'in sırt ağrılarında kullanılmasıyla ilgili araştırma sonuçlarına göre geleceği parlak görünmektedir. Bunun bir gerekçesi de bu yöntemle mesane meridyenine erişimin çok kolay olması ve omurganın her iki yanı boyunca yer alan kaslar ve dokuları (çoğunlukla kronik sırt ağrısının suçluları) bu meridyenin yönetiyor olmasıdır.

Bu tedavi, iyi bir 'elle yapılan' terapinin bile etkili olamadığı, ya da, herhangi bir tedavi şekline aşırı duyarlı olan veya, hiç cevap vermeyen kişilere önerilmektedir.

Özet

Enerji terapilerinin sırt ağrısı tedavisinde hiç kuşkusuz yeri vardır, fakat bunlardan birini hangi noktada deneyeceğiniz iyileşme derecenize ve sabır seviyenize bağlıdır. çoğu kimsenin aklına ilk olarak gelenler fiziksel belirtileri hemen gideren terapilerdir. Psikolojik terapiler de arka plandaki nedenler olan zihinsel ve duygusal baskıları gidererek ve dokuları gevşeterek yararlı olabilir. Fakat bunların hiçbiri işe yaramıyorsa sıra enerji terapilerine gelir.

Sorununuzu size yapılmakta olan terapiyi uygulayan uzmanla tartışın ve bu tedaviyi kesmenin gerekip gerekmediğine karar verin. Uygulayıcınız 'enerji dengeleme terapileri' alanında çalışan yararlı olabilecek birini önerebilir.

Pek çok kimse gibi siz de, terapilerden bazılarını gerçekleşmesi imkansız olarak görebilirsiniz, fakat bunların işe yaradığının kanıtları vardır. Sırtınızın iyileşmesini engellediğini düşündüğünüz bir sağlık sorununuz varsa, ya da, sırtınız hiç düzelmiyorsa bu terapileri bir deneyene kadar daha geniş düşünün.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp