Şeker Hastası Nasıl Yaşamalıdır

Şeker Hastası Nasıl Yaşamalıdır

Umumi Tedbirler:

Şeker hastasının üç türlü tedavisi vardır: Bunlardan birisi temel tedavi olarak gıdanın düzenlenmesi, ikincisi gıda rejimini destekleyecek insülin tedavisi, üçüncüsü ise adale çalışmasıdır.

Adale faaliyetinin ehemmiyeti çok kere küçümseniyor. Düzenli beden hareketleri, şekerin yanmasını kolaylaştırır ve daha az insülin kullanılmasına yardım eder. Bu hususta her spor türü elverişlidir. En iyileri vücudu harekete getiren yürüyüş, jimnastik, yüzme, ata binme, dağa tırmanmadır. İdmansız insanlar da azar azar harekete alıştırılmalıdır. Oturarak çalışan şeker hastaları, beden hareketlerinin çaresine bakmalıdır. Bu bakımdan hastaların bahçelerde çalışması iyi olur. Rekor kırmaya uğraşmamalıdır. Böyle zorlamalar yedek şekerlerin çabuk yanmasına ve aseton oluşumuna sebep olur. Çok zayıflamış ve beslenmesi bozulmuş şeker hastalarında bedeni hareket çok dikkat ister.

Bedeni çalışmanın peşinden, tedavi planını almalıdır. Bu yapılmazsa hastanın ayarlanması zor olur. Bedeni hareket insülinden tasarruf ettirir. Çünkü adalelerde şekerin yanmasını arttırır. Kış mevsiminde şeker yanmasının bozulması hareketsizliktendir. Şeker hastasının tedavisine erken başlayabilmek için teşhis erken konmalıdır. tık belirti olarak şiddetli açlık hissi baş gösterir, sonra susuzluk başlar. Daha sonra hasta zayıflar ve takatten düşer.

Yaralar süratle kapanmaz. Diş etleri hastalanır, dişler gevşer, sinir iltihapları ve cilt hastalıkları baş gösterirse daima şekeri düşünmelidir. Göz adaleleri felci ile görme bozuklukları baş gösterir. Bazen gebelik ve iltihaplı hastalıklar neticesinde şekerden kaynaklanan ağır arazlar belirir. Bazen o ana kadar teşhis edilmemiş şeker hastalığı ani bir koma ile kendini belli eder. Bu başlangıç hastalı-ğın ağır seyredeceğine bir işaret olamaz. Tedavinin geç kalmasına işaret eder.

Vücutta aseton cisimleri çoğalırsa endişeli bir durum hasıl olur. En tehlikeli hal komadır. Bunun sebepleri perhizin ihmali, insülinin az gelmesi ve iltihaplı hastalıklardır. Koma, ilerleyen zaaf, bulantı, kusma, karın ağrısı, teneffüsün derinleşmesi ve zorlaş-ması, şuur bulanıklığı ile başlayarak tam bir baygınlığa götürür.

Hastanın nefesi aseton ko kar, göz yuvarlakları derine çöker ve yumuşar, hayatı tehlikede olduğu için derhal tıbbi tedavi lazımdır. Hekim gelinceye kadar hastayı yatırınalı, bol miktarda meyve suyu, yulaf peltesi vermeli, kusmaya karşı bir bardak suya bir çay kaşığı tuz ilave ederek lavmarı yapmalı ve bu su içerde kalmalıdır. Hekim gelince hemen insülin enjekte eder ve hasta iyice sarılarak kliniğe nakledilir.

Çocukluk yaşındaki şeker hastalıkları diğer şeker hastalarından farklıdır. 4.5 aylık çocukta bile şeker görülmüştür. Çocukta şeker hastalığı başlamadan az önce büyüme hızlanır. Sonrasında tedavi başlamazsa büyüme durur. Çocuğun protein ihtiyacı büyüme dolayısıyla yetişkinden fazladır. Çocuk hastalar, hemen tedavi edilimelidir. Hatta pek hafif vakalar bile. En büyük ehemmiyet bedeni harekete verilmelidir. Bu bakımdan mekteple ana baba arasında bir anlaşma olmalıdır.

Bugün kimse şüphe etmiyor ki, şeker hastalığının her şekli irsldir, Hastaya iyice sorulursa akraba ve ecdadında şeker hastaları bulunur. Hastaların yüzde 26'sında akrabada bir hasta vardır. Bu

noktayı aydınlatmak için yalnız ana babayı değil, yakın uzak akrabaları hesaba katrnalıdır. Ailede başka şeker hastası bulunmazsa bu hal bazı fertlerin hastalık yaşına girmeden ölmüş olmalarından ileri gelir. Biz bir vakada 84 yaşında bir kadında hastalığın yeni başladığını tespit ettik. Bu kadının yedi çocuğu, 21 torunu, 9 torununun çocuğu vardı. Bu kadın, 83 yaşında ölmüş olsa idi, torunları ailelerinde şeker hastalığı olmadığını iddia edeceklerdi.

Bazı ailelerde şeker hastalığı geçkin yaşlarda, bazılarında ise orta yaşlarda, bazen de çocukluk yaşında baş gösterir. Bazıları bunu tabiatın bir istifa vasıtası sayıyor. Şeker hastalığı genç yaşlara

doğru kaydıkça ya kadın gebe kalamayacak veya çocuk ana rahminde ölecektir. Yani bu suretle şeker hastalığı ve hastaları tasfiye edilmiş olacaktır. Şeker hastalığının irsi olduğunu bilmek, rapor vermek hususunda önemlidir. Bazı hastalar şekere harici sebeplerle veya ruhi sıkıntılarla tutulduklarını iddia ederler ve bu yüzden tazminat ve rant talep ederler. Bu hususta Umber'in şu sözü rehber olmalıdır:

"Şeker hastalığı gücü ile dünyaya gelmeyen, bu hastalığa tutulmaz." Bedeni ve ruhi, harici sebepler şeker hastalığını meydana getirmezler. Yalnız mevcut güç bazen vaktinden evvel hastalık şeklinde belirebilir. Mesela kafatasının yaralanmasında olduğu gibi.

Asidoza Karşı Savaş:

Asidoza sebep olan aseton cisimleri yağların ve proteinlerin yanmasından meydana gelir. Aseton cisimlerin tamamıyla yanıp su ve asit karbonik haline geçmeleri için glikojen bulunması şarttır. Şeker hastalarında ise kafi derecede glikojen bulunmadığından vücutta asit beta oksibutirik, asit asetik ve aseton toplanır. İdrarda bu cisimlerden 25 gram bulunursa koma tehlikesi baş gösterir. Asidoza karşı savaş;

1. Karbon hidratlarla,

2. Umumii gıdanın azaltılması ile,

3. lnsülinle yapılır.

Yağlar ve aseton cisimlerin karbonhidratların ateşinde yanmaları için aseton tehlikesine karşı hastaya bol karbonhidrat vermek lazımdır. Bu maksatla yulaf tatbik edilir. Bu kür 150-200 gram yulaf, 50 gram tereyağı, 2-3 fincan kahve ve çaydan meydana gelir.Yulaf, çorba ve pelte halinde ve 4-5 öğünde verilir. Tuz azaltılır. Aynı suretle araya konan meyve kürleri de asidoza karşı tesirlidir.

Böyle günlerde 5-6 öğünde 1,5 kilo meyve verilir. üzüm ve portakal şeker ihtiva ettiklerinden, bu rejime katılmaz. Meyve günlerinin kalorisini biraz arttırmak için bir öğün sebze verilir. Nihayet asidoza karşı da en mühim silah insülindir.

Asidoz komasında bulunan hastaya 50 ünite insülin ile beraber %40'lık glikoz eriyiği verip içine iğne edilir. ıki saat sonra 30 ünite insülin iğne edilir. İnsülinle beraber şeker verilir. lcabında çok şekedi kahve veya şekerli meyve suyu içirilir ve yulaf peltesi yedirilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp