Şeker Hastalığı Belirtileri

Şeker Hastalığı Belirtileri

Geceleri el ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma hastalığın ilk belirtileridir. Göğüs ağrısı, yaraların iyileşmemesi, devamlı baş ağrısı, susuzluk görülür, devamlı susar, çok su içer, kendini yorgun hisseder, halsizlik, sinirlilik, çocuklarda yataklarını ıslatma, görme bulanıklığı ve körlük olabilir. Gece idrara çıkma, sık idrara çıkma (ancak idrar az gelir), sık acıkma, bitkinlik, yorgunluk, halsizlik ve bulanık görme olunca ölçüm yaptırmalıdır.

Diyabetli de tükürük salgısında azalma, ağız kuruluğu, ağızda yanma, diş eti hastalıkları ve diş kaybı olabilir. O nedenle dişlerin fırçalanması ve bakımı önemlidir. Kadınlarda dış üreme organlarında şiddetli kaşıntı görülür. Diyabet hastalarında genellikle tansiyon ve kolesterol yükselir. Kalp damar hastaları ve böbrek yetmezliği görülebilir. Ayak parmaklarında veya topuğunda çıkan yara kangren olabilir. Ayak parmaklarında damarlarda tıkanmalar görülebilir. İnsülin yetersizliğinden dolayı kan şekeri yüksektir. Çok yer, ancak şekeri hücre içine sokacak yeterli miktarda insülin olmadığı için hücreler beslenemez. Sonuçta kilo kaybı meydana gelir.

Şeker Hastalığında Tedavi

Protein, karbonhidrat ve yağ dengeli bir şekilde alınmalıdır. Bir kısım şeker hastaları doktorun önerdiği tedaviye uymamakla tedaviyi zorlaştırmaktadır. Şeker hastaları düzenli egzersiz (spor) yapmalı, sigara içmemeli, yüksek tansiyon hastası ise tedavi olmalı, göz muayenesi olmalı ve böbrekler için tahlil yaptırmalıdır. Kan yağı yüksekse düşürülmelidir.

Ayaklarda ve deride sorun varsa tedavi olunmalıdır. İnsanların açlık kan şekeri normal iken tokluk kan şekeri diyabet teşhisi konmasına yardımcı olabilir. 45 yaşın üstündeki herkes şeker ölçümü yaptırmalıdır. Ailesinde diyabet olanlar ise 30 yaşından sonra mutlaka ölçüm yaptırmalıdır. Açlık kan şekeri 80-110 mg/dı normaldir. Normal kişilerde sabahları organizma kan şekeri yükselmesini biraz fazla insülin salgılayarak önler. Diyabetlilerde bu durum sağlanamaz. Diyabetliler ayak bakımına ayrı bir önem vermelidir. Duyu azlığı varsa doktora bildirmelidir. Ayakkabı ne dar ne de geniş olmalıdır.

Kesin tedavisi yoktur. Şişmanlar zayıflamalı, günlük kalorinin % 40-60'ı karbonhidratlardan alınmalı doymamış yağlar tercih edilmeli, lifli yiyecek alınmalı: şeker yerine sakarin veya yapay tatlandırıcılar kullanılmalıdır. Sigara içilmemeli, kilo kontrolü ve tuz kısıtlaması yapılmalıdır. Sebze, meyve ve hububata dayalı yeme alışkanlığı oluşturmalı, öğün atlanmamalı, egzersiz düzenli yapılmalı ve kan şekerini devamlı ölçtürmelidir.

Çocukluk yaşlarında aşırı beslenme ve hiperglisemi şişmanlığa ve şeker hastalığına sebep olur. Fazla şekerli gıdalar diş çürümesi ve şişmanlığa yol açar. Protein yerine şeker alımı çocuk sağlığına ve büyümeye olumsuz etki eder. Dünya Sağlık Örgütü günlük enerjinin % 6- 10'unu şeker şeklinde almayı tavsiye etmektedir. Tedavide insüline olan ihtiyaç azaltılmalı ve kan şekeri normale indirilerek aynı seviye de kalması sağlanmalıdır.

Günlük alınması gereken besinler. 1. grup: Süt, yoğurt, peynir. 2. grup. Et, tavuk, balık, kuru baklagiller. 3. Grup. Tahıl ürünleri, ekmek, bulgur, pirinç, makarna. 4 grup. Sebze ve meyveler. Kas çalışmaları ile kan glikozu düşer. Kas hücreleri kan glikozunu kullanamaz. Kas hücreleri enerji üretimi için yapılarındaki proteinleri katabolizmaya uğratıp aminoasitleri parçalayıp kana verir. Egzersize başlanınca kasın şeker kullanımını artırır ve kan şekerini düşürür. Hipoglisemik ve hiperglisemik yan etkilerden kaçınılmalıdır. Egzersiz glikoz metabolizmasını erkeklerde % 10 artırırken kadınlarda % 50 artırmıştır.

Şeker Hastaları Neleri Yemeli, Neleri yememelidir?

Şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel, pekmez, çikolata, marmelat gibi tatlılar, hamur işleri, börek, pasta, kek, gazoz, kola, meyve suları, meşrubatlar, alkollü içecekler, tereyağı, margarin gibi katı yağlar, yağlı yiyecekler, salam, sucuk, sosis, karaciğer, beyin, dalak ve işkembe gibi sakatatları yememelidir. Yiyecekler kan şekerini düşürmez. Önemli olan insülindir. Yapay tatlandırıcılar kullanılabilir.

Beden Kitle İndeksi (BKI): 20-25 arasında olmalı ve kilo korunmalıdır. Öğün aksamamalı, 3 ana öğün, 3 ara öğün ile beslenmelidir. Öğün sayısı artarsa insüline olan ihtiyaç azalır. Kızartmalardan kaçınmalı, haşlama, ızgara ve fırında pişenleri yemelidir. Posalı besinler alınmalı, kuru baklagiller, kepekli ekmek, sebzeler ve meyveler yenmelidir. Bunlar bağırsakları da çalıştırır. Posa karbonhidratların yavaş sindirilmesini ve kan şekerinin ani yükselmesini önler. Sıvı yağlar ve beyaz et tercih edilmelidir. Yemeklere az miktarda eklenen tarçın kandaki şeker düzeyini düşürür. Çaya katılan bir tarçın kabuğunun bile insülin değerini iyileştirdiği ve günde 5-6 gr çekilmiş tarçını yemeklere karıştırmanın faydası olduğu bildirilmektedir. Karadut, yer elması, ayı üzümü, maydanoz, enginar yaprağı, burçak, kereviz, patates, bal, ısırgan otu, soğan, mersin ve tere otu yenir, süt, limon suyu, kekik, havuç suyu ve haşlanmış lahananın suyu içilir. Siyah turp rendelenir ve suyu içilir.

Hiperglisemi(Kan Şekerinin Yükselmesi)

Kanda şekerin normalin çok üstünde olması olayıdır. Stres, çok yemek yemek ve egzersiz yapmamak hipergiliseminin sebeplerindendir. Hiperglisemi de fazla susama, halsizlik. durgunluk, susuzluk, uyku hali, baş dönmesi ve bilinç kaybı meydana gelir. Fazla acıkma, sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, daha fazla yorgunluk, bulanık görme ve yaraların geç iyileşmesi olayları olur. Aşırı yemek yenir, şeker, bal, reçel yendiğinde inselin ve anti diyabetik ilaçlar yetersiz alınırsa kan şekeri yükselir.

Hipoglisemi( Kan Şekerinin Düşmesi)

Yeterli karbonhidrat(tahıl) alınmazsa, öğün atlanırsa, fazla alkol alınırsa, fazla spor yapılırsa, fazla hareketli olunur, fazla insülin ve antibiyotik ilaç alınırsa kan şekeri düşer.

Hipogliseminin Belirtileri ve Tedavisi

Baş dönmesi, halsizlik, ter boşalması, titreme, sinirlilik, konsantrasyon kaybı, baş ağrısı ve hızlı kalp atışları olur. Hasta kan şekeri düşünce acıkır ve titrer. Yüz rengi soluktur. Bu belirtilerden sonra önce şeker alınmalıdır. Meyve suyu içilebilir. Bir saat sonra hamurlu bir yiyecek ve bisküvi yenmelidir. Hipoglisemi fazla insülin yapımına bağlıdır. Kan şekeri düşen kişi şuurunu kaybederse bu durumlarda "glukagon" kullanılmalıdır. Glukagon karaciğerden glikoz çıkışını artırarak kan şekeri düşmesini önler. Diyabet hastaları hasta tanıtım kartı taşımalıdırlar. Bu hastalar araç kullanmamalıdır.

Şeker Hastalığı ve Kalp Damar Hastalıkları

Diyabetlilerde kalp, beyin ve çevre damarlarındaki bozulmalar diğerlerine oranla daha fazladır. Düzenli egzersiz yapan diyabetliler daha az insülin harcayacaklarından risk azalacaktır. Diyabetliler diyabetli olmayanlara oranla 3-5 misli daha fazla kalp damar hastalığı olma riski taşırlar.

Diyabetik Nöröpati

Kan şekerinin yıllarca yüksek seyretmesi sonucu sınır hücrelerinde ve bu hücrelerin myelin kılıfında meydana gelen değişiklikler sonucu bu hücrelerin görevlerini yapamamasına bağlı olarak meydana gelen bir olaydır. Kan yağı yüksek olanlarda ve sigara içenlerde görülme riski daha fazladır.

Belirtileri: Ayaklarda, bacaklarda, el ve omuzda görülen uyuşma, karıncalanma, hissetmeme ve kramp şikayetleridir. Daha sonra ayak başparmağından yukarıya doğru duyu kaybı meydana gelir. Duyu kaybı sonucu hasta ayağına batan diken ve diğer cisimleri hissetmez ve mikrop kapabilir. Damar daralması olan hastalarda yara iyileşmesi uzun sürer, yeterli kan bu bölgeye gelmez ve yara büyüyebilir. Ayağa kalkerken baş dönmesi, geceleri ishal, kabızlık ve hipoglisemi oluşabilir. Kusma, bulantı, cinsel aktivitenin azalması, sık idrara çıkma ve terleme meydana gelir. Tedavi için kan şekeri kontrol altında tutulmalıdır. Sigara içmemeli ve kan yağları dengede tutulmalıdır. Ayak bakımına dikkat edilmelidir.

İyileşmeyen yaralar için doktora gidilmelidir. Bu tür hastalar midede uzun süre kalacak lifli ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı, az az ve sık yemelidir. Diyabet Komplikasyonlar. Koma, kalp damar ve sinir hastalıkları, böbrek bozukluğu, katarakt, enfeksiyonlara hassasiyet, yaraların geç iyileşmesi, büyümede gerileme, ölü veya düşük doğum olabilir.

Şeker koması 2 türdür:

Diyabetik Koma

Sebebi, insülin zamanını geçirmektir.

Şeker Eksikliği Koması

Hipoglisemi, Titreme, terleme, çırpınma, açlık ve huzursuzluk görülür. Sebebi fazla insülin vermek veya fazla miktarda karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmektir.

Şeker Hastalığında Sporun( egzersizin) Önemi

Beslenme tedavisi, ilaç tedavisi ve egzersiz beraber uygulanmalıdır. Egzersiz yapılmalı, yürümeli ve merdiven çıkmalıdır. İnsan organizması hareket ettiği zaman düzene girer. Alçıya alınan bacak zaman içinde incelir. Demek ki insan vücudu hareket ederse sağlıklı kalır. Hareket büyüme çağındaki çocuklar için daha da önemlidir. Tip1 diyabet tedavisinde insülin tedavisi, diyet yanında egzersiz yapılırsa insülin ihtiyacını azalttığı ve psikolojiyi düzelttiği görülmüştür.

Kasların kasılabilmesi için şekere, şekerin kas içine girebilmesi için de insüline ihtiyaç vardır. İnsülin yoksa şeker hücre içine girip yanma meydana gelmez. Şekerin kaslara taşınması kalbin düzenli kan pompalaması ile olur. Kalbe gelen kan önce akciğerlere gönderilir. Oksijen alan kan tekrar kalbe gelir sonra bu kan tekrar vücuda pompalanır. Egzersizin durumuna göre sistemdeki organlar çalışır. Egzersiz şiddetinin artması için kaslarda daha fazla şeker ve daha fazla oksijen olmalıdır. Oksijen var ise üretilen enerjiye "aerobik enerji" üretimi denir.

Oksijen yoksa kaslarda enerji üretimi devam eder. Ancak oksijen olmadan üretilen bu enerjiye "anaerobik enerji" denir. Oksijen yetersizliğinde kaslarda yorgunluk asidi de denen laktik asit birikir. Bu durumda egzersiz uzun süre yapılamaz. Yorgunluk hissedilir. Düzenli egzersiz yapan çocuklar daha mutlu ve başarılı olur. Egzersiz yapılınca glikozun hücrede kullanılması hızlanır ve kan şekeri düşer. Egzersiz yemeklerden önce yapılmalıdır. Egzersiz sırasında şeker veya meyve suyu bulundurulmalıdır.

Egzersiz sırasında kandaki glukagon hormonu artar. Bu hormon kandaki glikoz düzeyini yükseltir. Bu hormon egzersiz sırasında dokuların artan ihtiyacı glikozun karşılanmasını sağlar. Adrenalin de kandaki glikoz miktarını ve kalbin çalışmasını artırır, damarları genişletir ve dokuların daha iyi beslenmesine yardımcı olur. Egzersiz de büyüme hormonu da artar. Diyabetliler kontrollü bir şekilde günde 30 dakika kadar spor yapabilir. Egzersiz, damarlarda oluşan ateroskleroz riskini azaltır. Düzenli egzersiz insana kendine güven ve mutluluk verir.

Diyabet Hastalığı ve Ayak Bakımı

Diyabet hastalarının ayakları enfeksiyona karşı hassaslaşır. Ayaklarda his kaybı meydana gelir. Topukta çatlaklar oluşabilir. Ayaklar her gün kontrol edilmelidir. Ayaklarda çatlak ve yaralar oluşmuşsa, ayakta kırmızı bölgeler oluşmuş ve buralar ağrıyorsa doktora başvurulmalıdır. Yalınayak yürümemelidir. Ayaklar her gün yıkanmalı ve parmak aralan kurulanmalıdır. Ayakkabılar ayak parmaklarını sıkarsa tırnak batması olabilir. Ayakkabı ayağa tam oturmalıdır. Ayak tırnaklarını fazla derin kesmemelidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp