Sara (epilepsi) Tedavi

Sara (epilepsi) Tedavi : Hastaların büyük bölümünde ilaç teda­visi başarılı sonuç verir. Az sayıda hasmaların kaynaklandığı zedelenmiş ya­rıküre öbüründen ayrılır.Sara nöbetlerinin beyne yerleştiri­len elektrotlarla denetim altına alınma­sı henüz deneysel nitelikte olan bir te­davi yöntemidir. Saranın ilaçla tedavi­sinde hastalığın nedeni bilinmeyen tür­den mi yoksa organik bir nedene mi bağlı olduğu fazla önem taşımaz. Önemli olan hastanın öyküsüne ve tıb­bı muayenesine dayanan klinik tanıdır. Hastalığın değişik biçimlerinde her ilacın etkisi farklı olduğundan en uy­gun ilacın seçilmesi de çok önemlidir. Doğru bir klinik tanıdan sonra sara nö­betlerini önleyen (antiepileptik) ilacın seçiminde şu ölçütler temel alınmalı­dır:

• Tedavi edici etkisi kanıtlanmış gü­venilir bir ilaç seçilmelidir.

• Tedavi uzun süreceğinden en ucuz ve yan etkisi en az olan ilaç seçilmeli­dir. İlacın plazmadaki yoğunluğunun güvenilir biçimde ölçülebilmesi ve te­davide bu tür ilaçların kullanılması ge­rekir. İlacın yan etkilerini en aza indir­mek için hem başlangıç dozunun, hemde sürdürülecek dozun belirlenmesi çok önemlidir. İlacın vücuttan atılma süresi her hastada farklı olabildiğinden kandaki düzeyinin ölçülebilmesi teda­viyi kolaylaştırır. Bu nedenle özellikle başlangıçta ve belirli aralıklarla yapı­lan kontrollerde hastanın uzmanlaşmış merkezlere başvurması gerekir.

Sara tedavisinin başarısızlığı genellikle dört basit yanlıştan kaynaklanır:- Yanlış tanı ve buna bağlı olarak etkisiz bir ilacın seçilmesi.- Çok sık ilaç değiştirilmesi ve do­layısıyla kullanılan ilaçların etkisinin tam değerlendirilememesi.- Önerilen ilacın özelliklerinin ve sınırlamalarının hastaya ve ailesine açıklanamaması.- İlacın aniden kesilmesi ve buna bağlı olarak nöbetlerin sıklaşması.Doğru tanı ve ilaç seçiminden son­ra, tedaviye en düşük dozla başlanır. Düzelme olmazsa, hastalık denetim al­tına alınıncaya ya da ilacın ilk yan et­kileri ortaya çıkıncaya değin doz artırı­lır. Yan etkiler görülürse ilaç azaltılır ve ikinci bir ilaç kullanılmaya başlanır. Sara tedavisinde bir ilaç beklenen sonucu vermezse, buna ikinci bir ilaç eklenir ve birincisi aşamalı olarak azal­tılır, çünkü ilacın aniden kesilmesi nö­bete yol açabilir.Saralı hastaların beslenme konu­sunda çok dikkatli olmaları gerekir. Alkollü içkiler tümüyle kesilmeli, kü­çük dozda bile alkol alınmamalıdır.

Güç sindirilen, aşırı duyarlılık yapan ve hastaya dokunan besinlerden kaçın­mak gerekir. Yalnızca sebze-meyveyle beslenme kanda alkali oranını artırdı­ğından (alkaloz) uygun değildir. Keto- jen diyet, yani kalori gereksinimin bü­yük bölümünün ketona indirgenen yağlarla karşılandığı bir beslenme programı önerilir. Karbonhidratlar ve proteinler kısıtlanır; organizmaya ge­rekli kaloriler yağlı besinlerle sağla­nır. Hasta yağların asitleştirici etkisin­den yarar görür. Besinlerin miktarı hastaya göre değişir. Çocuklara ortala­ma 15 gr karbonhidrat, 25 gr protein, 180 gr yağ verilir; erişkinlerde bu oranlar korunarak miktarlar artırılır.Ketojen diyetin olumlu etkisi ve bazı olgularda nöbetleri seyrekleştirdiği bi­linmektedir. Ama fazla yağlı bir bes­lenme her hasta tarafından kolayca uy­gulanamaz. Saralı hastanın sıvı besin ve içecekleri de kısıtlaması gerekir; tuzun azaltılması bunu kolaylaştırır. Ketojen ve kuru bir diyetin uygulan­ması her zaman kolay değildir, ama genel bir önlem olarak karbonhidrat ve proteinleri azaltarak yağlan artır­mak, içecekleri sınırlamak ve alkolü kesmek önerilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp