Pratik Sahur Menüsü

Pratik Sahur Menüsü Hakkında Genel Tavsiyeler:

Ramazan ayında iftar ve sahur yemekleri insanların beslenme düzeyini etkileyebiliyor ve kilo aldırıyor. Bu sayfada sizlere pratik sahur menüsü ve iftar yemekleri menüsü hakkında bilgiler sunuyoruz.

Sahurda iftardan kalan yemekleri tüketebileceğiniz gibi yaz aylarına denk gelmesi nedeniyle, erken kahvaltı olarak görüp daha hafif ve doyurucu gıdalar tüketebilirsiniz..

Benim tercihim yatmadan önce sahur için pratik tarifler hazırlamak ve sahurda pişirmekten yana.

Özellikle az tuzlu ve yağlı börek, makarna, haşlanmış patates gibi karbonhidratlı gıdalar kan şekerinizi dengede tutarak acıkmanızı engeller.

Protein içeriği fazla olan gıdalar geç acıkmamızı sağlar örneğin yumurta (haşlama da olabilir), süt ve süt ürünleri (yoğurt, peynir) gibi. İsterseniz sütlü tatlılar da tüketebilirsiniz.

Meyve, meyve suları ya da komposto tüketmeyi ihmaletmeyin.

Şimdi örnek menülerimize geçelim…

  • Peynirli Erişte ve Siyah Üzüm Hoşafı
  • Tortilla Pizza (Sucuk kullanmadan salam yada sebzelerle yapabilirsiniz)
  • Lorlu Börek
  • Üç Biberli Yumurta
  • Pancake
  • Tarçınlı Sarmal Çörekler
  • Kıymalı Yumurta
  • Domates Soslu Sosis
  • Peynirli Çıtır Ekmek


Börekler , Hamur işleri kategorsinde sahur için hazırlayabileceğiniz yüzlerce tarif var. Özellikle milföy böreklerini denemenizi tavsiye ederim.

En çok hangi çorbaları öneriyorsunuz peki?

Tarhana, mercimek, yayla çorbası... Çünkü bunlar besin değeri açısından çok daha zengin. 25 Eylül 2006 Pazartesi 13:54Oruç tutmak tabii ki sevap... Ama bir o kadar hem kendinize hem de sevenlerinize sevap işlemek istiyorsanız, iftar masasında tıka basa yemek yemeyin. Turp gibi olsanız bile bu uyarı geçerli...

Ramazan ayı, nefisle imtihan ayı...

Bedenle ruhun mücadelesi... Tabii bundan da önemlisi, her şeyi ölçüsüyle yapma ayı... Zaten dinin kuralları da sağlıklı bir zihin ve sağlıklı bir beden için konulmamış mı? Yani son yıllarda moda olduğu gibi ‘oruçluyum’ diye işten iki saat kaytarmak, bütün gün siniri burnunda dolaşmak, iftar sofrasında kıtlıktan çıkmış gibi yemek ya da her gün beş yıldızlı otellerde şatafata dalmak, aslında Ramazan’ın ruhunu unutmak demek.

Ramazan, biraz da yoksulun halinden zenginin anlaması için yok mu?

En azından anne-babalarımızdan hep bunu duyduk. İşte öncelikle bunun için iftar sofrasından aç kalkmak, en az oruç tutmak kadar sevap. Her sevapta olduğu gibi temelinde doğruluk yatan... Bırakın ruhunuzu bir kenara, bedeninizi dinleseniz bile aynı sonuç çıkacak. Bol bol iftariyelik, üstüne iki tabak pastırmalı kuru fasulye, yanında bolca da tereyağlı pilav... Yetmedi bir de kaymaklı ekmek kadayıf...

Nerede kaldı nefsin kontrolü, bırakın dinlememeye direndiğiniz bedenin isyanını... En hafifinden gazdan kıvranmak, mide ekşimesi, yorgunluk... Bu tümüyle sağlıklı bedenlerin ceremesi... Bir de sağlık sorununuz varsa, mesela yüksek tansiyon, mesela ülser, mesela kalp yetmezliği, saymakla bitmez... Diyabeti saymıyoruz bile, zira onlara baştan oruç farz değil. Farz değil derken, bile bile intihara kalkışmak olacağından...

Eğer ki bir rahatsızlığınız varsa kesinlikle doktorunuza danışmadan oruç tutmaya kalkmayın. Doktorun olurunu alıp, dediklerini kulak arkası etmek de yok. İlk sözümüz kalp hastalarına, hem de hayat kurtaracak bir reçete kadar önemli... Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloğu Dr. Gürsel Ateş, “Kalp yetmezliği çekenler, eğer doktor kontrolünde oruç tutmazlarsa, tedavilerinde dramatik şekilde bozulmalar gündeme gelebilir. Bunların önemli bir bölümü geri dönülmez hasarlar yaratabilir” diyor. Ve bir uyarıda bulunuyor; “Her kalp sorunu çekenin kendi bünyesine göre farklı bir kontrole ve önerilere ihtiyacı vardır. Çoğu tek bir hastalıkla boğuşmaz, kiminde kalbe ek olarak şeker, kiminde tansiyon vardır. Bu yüzden her birine terzi misali farklı uyarılar gerekir” diyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp