Polikistik Over Hamilelik

Polikistik Over Hamilelik

polikistik over hamilelik, Üreme çağındaki kadınların %6-8 kadarını etkileyen hormonal ve metabolik bir hastalıktır. Bu rahatsızlık hakkında daha fazla bilgiyi makalemizde bulabilirsiniz.


İnfertilite nedeniyle başvuran hastaların ise %33 kadarında ultrasonografide “polikistik over” görünümüne rastlamak mümkündür.Peki, bu hastalığa nasıl tanı konulur? Bu hastalarda sıklıkla görülen 3 bulgu mevcuttur ve bunlardan iki tanesinin olması durumunda hastalarımıza polikistik over sendromu tanısı koyuyoruz.

1- Ultrasonografide polikistik over görüntüsü

Tanım içerisinde “kist” geçmesine rağmen bunlar gerçekten operasyon gerektiren kistler değildirler. Over rezervini anlatırken hatırlarsanız yumurtalıklardaki follikül sayılarının önemli olduğunu söylemiş ve toplamda 6′nın altında olmaması gerektiğini belirtmiştim. Eğer tek bir overde (yumurtalık) 12′nin üzerinde follikül sayıyor isek işte buna polikistik over görüntüsü adını veriyoruz. Yani görünenler kist değil, sadece sayısı artmış folliküllerdir. Hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda da bu görüntünün %20 oranında görüldüğünü bilmenizde fayda vardır. Bu hastaların bizim için en önemli özelliği dışarıdan verilen yumurtalıkları uyarıcı ilaçlara abartılı yanıt vermeleridir.

2- Yumurtlamaların az ve hiç olmaması

Biliyorsunuz, adetin başladığı günden diğer adetin başladığı güne kadar geçen süreye “kadınlık ayı (menstrüel siklus)” adını veriyoruz. Kadınlar arasında bu süre değişkenlik göstermekle birlikte 25-34 gün arasında değişmektedir. Eğer 25 günden daha sık aralıklarla veya 35 günden daha uzun aralıklarla adet görüyorsanız, yumurtlama probleminden söz etmek mümkündür. Bununda en önemli nedeni polikistik over sendromudur. Bu hastaların %20-30 kadarında düzenli adetlere rağmen yumurtlama bozukluklarına rastlamak mümkün olabilmektedir. Yumurtlama olup olmadığının en kesin yolu adetin 21-24. günleri arasında kanda progesteron hormonu seviyelerini tespit etmektir. Eğer bu değer 3 ng/ml‘nin altındaysa yumurtlama olmadığı söylenebilir. Genelde hastalar adet gecikmeleri olduğundan veya ilaçsız adet göremediklerinden yakınırlar.

3- Hiperandrojenemi

Androjenler her iki cinste de üretilen hormonlardan bir tanesidir. Erkeklerde çok daha fazla üretildiğinden “erkeklik hormonu” olarak da bilinir. Kadınlarda bu hormonun kan seviyelerinin yükselmesine hiperandrojenemi adı verilir. Bu yükselmelerin hastanın dış görünüşüne yansıma şekli genellikle, kıllanmada artış (favori bölgesi, bıyık, meme başları, kollar, bacaklar, karın orta hat çizgisi gibi yerlerde), yağlı deri, sivilceler (akne) veya erkek tipi saç dökülmesi şeklindedir. Eğer bu bulgulardan biri varsa klinik hiperandrojenemiden bahsedilir. Şüphelenilen durumlarda hastanın dış görüntüsünde bu bulgular olmamasına rağmen kanda androjenler ölçülür (total veya serbest testosteron gibi) ve yüksek olup olmadığına bakılır. Eğer klinik bulgular yoksa bile yüksek olması durumunda laboratuar ile konfirme edilmiş hiperandrojenemi tanısı konulur.

İşte, yukarıda anlatmaya çalıştığım bu üç bulgudan ikisinin olması durumunda “Polikistik over sendromu” tanısı konulmaktadır. En önemli konulardan birisi de aynı tabloya neden olan diğer hastalıkların ekarte edilmesidir. Bu hastalıklar içerisinde guatr (özellikle hipotiroidi, ki bunun için TSH baktırmak gerekir), süt hormonunun aşırı salgılanması (hiperprolaktinemi, bunun için de prolaktin bakılıyor), böbrek üstü bezine ait patolojiler (bunun için de 17-hidroksi progesteron ve DHEAS bakılıyor) sayılabilir.

Hastalığın neden oluştuğu kesin olarak bilinmemektedir, ancak genetik faktörlerin ve çevresel faktörlerin ortak rol oynadığı düşünülmektedir. Polikistik over sendromu olan kişilerin ailelerinde daha fazla oranda şeker hastasına rastlanılmaktadır. Yine bu hastalığa sahip kişilerde şeker hastalığı öncüsü olarak kabul edilen insülin direnci çok daha sık olarak tespit edilmektedir. Artmış insülin direnci ise şeker hastalığı ve kalp hastalıkları için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Tüm bu nedenlerden ötürü tanı koyduğumuz hastalarda gizli şeker hastalığını araştırmak için şeker yükleme testi ve kandaki lipid oranlarına bakmak önemli hale gelmektedir.

Bu yazıdan çıkarılması gereken dersleri şu şekilde özetleyebiliriz;

1- Ultrasonda polikistik over görüntüsü saptanması tek başına hastalık tanısı koydurmaz, ancak yumurtalıkları uyarmak için verilen ilaçlar bu hastalarda aşırı yanıta neden olduğundan dikkatli olmak gerekir.

2- Çocuk sahibi olamayan ve polikistik over sendromu tanısı konulmuş olan hastalarda sorun bellidir ve yumurtlama olmadığı için gebelik oluşmamaktadır.

3- Yumurtlama olup olmadığının en kestirme yolu adetlerin düzenli olup olmadığının tespiti, en kesin yolu ise adetin 21-24. günleri arasında kanda progesteron hormonunun ölçülmesidir.

4- Hastalık hormonal bozukluklar yanında metabolik bozukluklara da neden olduğundan, risk faktörlerinin tespiti için şeker yükleme testi ve kanda lipidlerin bakılmasının da yararı olacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp