Panik Atağın Tedavisi Mümkünmüdür

Panik Atağın Tedavisi Mümkünmüdür

HERKESE İLAÇ GEREKMEZ
Yapılan bilimsel araştırmalarda, panik bozukluğunun ortaya çıkışından, bazı beyin hormonlarının eksikliğinin ya da düzensiz çalışmasının sorumlu olduğu ve yapılan çok sayıda araştırmayla bu sorunun bazı ilaçlarla giderilebileceğinin kanıtlandığı belirtiliyor. Kullanılan ilaçların, panik atakların önlenmesinde ciddi yarar sağladığına dikkat çeken Dr. Özer, “Buna rağmen her hastaya ilaç gerekmeyebilir” diyor. Panik atak sayısı çok fazla olmayan, sosyal ve mesleki işlevlerindeki bozulmanın az olduğu olgularda, sadece terapiyle tedavi de mümkün olabiliyor.

HİPNOTERAPİNİN YARARLARI VAR
Panik bozukluğunun tedavisinde, etkinliği kanıtlanmış antidepresif ilaçlar kullanılıyor. Anksiyolitik etkili bazı ilaçların da yararları olsa da bağımlılık yapıcı etkileri nedeniyle çok tercih edilmedikleri belirtiliyor. İlaç tedavisinin hastalarda yüzde 50100 arasında olumlu sonuç verdiği görülüyor. İlaç tedavisi dışında en etkili yöntemin bilişsel-davranışçı terapi olduğuna dikkat çekiliyor. Bu terapide, panik atak belirtilerine ilişkin yanlış inançların düzeltilmesi, panik atakla baş edebilme eğitimi ve ‘Panik atak gelecek’ endişesiyle geliştirilen davranışların sağlıklı olanlarla değiştirilmesine yönelik alıştırmalar gerçekleştiriliyor. Özer, NLP’nin panik bozukluğunda etkili olduğuna ilişkin bilimsel kanıt olmadığını, hipnoterapininse tedaviyi kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı yararları bulunduğunu söylüyor.

DOKTOR DOKTOR GEZİYORLAR
Panik bozukluğu olan hastaların en önemli sorununun, atak sırasında başvurduğu acil servislerden, “Bir şeyin yok!” denilerek geri gönderilmesi olduğu belirtiliyor. Bu durum hastaların doktor doktor gezmesine neden oluyor. Hastalara geçirmekte oldukları nöbetin zararsız olduğunun, kalplerinde veya ciğerlerinde sorun bulunmadığının, bu durumun onları öldürmeyeceğinin anlatılması gerekiyor.

Panik atak hastasının yakınları ne yapmalı?
* Atak sırasında hasta yakınlarının sakin ve sabırlı olması, hastayla birlikte paniğe kapılmamaları, hastaya kendisine bir şey olmayacağı yolunda telkinde bulunmaları gerekiyor.

* Her panik atak sırasında acile başvurma ya da defalarca tetkik yaptırma isteği karşısında hastaya bunların gereksiz olduğunun anlatılması öneriliyor.

* Hastanın, ‘Panik gelecek’ endişesiyle yapmaktan kaçındığı davranışların düzeltilmesi, uygulamalarında özendirici ve güven verici yaklaşım içinde yardımcı olunması isteniyor.

* Hastanın panik hastalığından kaynaklanan davranışlarını, ‘Naz’, ‘Kapris’ ya da ‘Rol yapma’ olarak değerlendirmemek gerekiyor. Aksine, böyle durumlarda hastaya destek verilmeli.

Panik Atak Nedir?

Panik atak ruhsal olarak başlar ve fiziksel etkilerle devam eder. İlk olarak aniden, nedeni belirlenemeyen yoğun bir kaygı başlar. Kaygının nedeni o an için belirsiz olsa da aslında yaşamınızda meydana gelen stresli olaylar panik atağı tetikleyebilir.

Kaygının ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz. Araba kullanırken, televizyon seyrederken, kalabalık bir alışveriş merkezinde gezerken, asansör kullanırken hatta bazen uyku sırasında panik atak yaşanabilir.

Atak sırasında yaşanan yoğun kaygıyla birlikte fiziksel belirtiler ortaya çıkar. Kalp hızlı çarpmaya başlar, nefes alıp verme hızlanır, gözler kararabilir ve baş dönmesi görülebilir.

Tüm bu belirler, benzer bir şekilde kalp krizinin de belirtileri olduğu için panik atak yaşayanlar çoğunlukla “kalp krizi geçiriyormuş” gibi hissederler. Bu nedenle atak sırasında “artık ölüyorum” korkusu kişiyi sarar.

Panik ataklar genellikle 10 dakikadan az sürer ancak çarpıntı, baş dönmesi ve bazı diğer belirtilerin tamamen geçmesi daha uzun sürebilir.
Çoğu insan, iş veya özel hayatında stresin arttığı ve uzun sürdüğü zamanlarda panik atak yaşayabilir. Uzmanlar, hayat boyu 1-2 kez panik atak yaşamanın çok sıra dışı bir durum olmadığının altını çiziyorlar.

Fakat ataklar sık sık meydana geliyorsa, süreleri 10 dakikayı geçmeye başladıysa ve her iki atak arasında, bir sonraki atağın korkusu gündelik hayata engel olacak kadar arttıysa buna “panik bozukluk” denir.

Bir Bakışta Panik Atak Belirtileri
  • Kalp çarpıntısı, artan nabız
  • Nefes alıp vermede zorlanma
  • Göğüs bölgesinde ağrı, sıkışma hissi
  • Titreme
  • Boğuluyormuş gibi hissetme
  • Bulunulan ortamdan kopma, gerçek dışı hissetme
  • Terleme
  • Mide bulantısı
  • Baş dönmesi, gözlerin kararması, bayılma
  • Sıcak veya soğuk ter basması
  • Parmak uçlarında uyuşma veya karıncalanma
  • Ölüm korkusu
  • Kontrolü kaybetme korkusu, delirme korkusu
  • Kaçma isteği

Panik Atak Nedenleri

Uzmanlar, belirli oranlarda kaygı ve paniğin insan doğasında bulunduğunu ve bunların hayatta kalma içgüdüsüyle bağlantılığı olduğunu söylüyor. Ancak kaygı ve paniğin derecesi yükseldikçe düşünce zinciri bozuluyor ve korku süreklilik kazanarak kişinin hayatını kontrol altına alabiliyor.
Panik atağa neyin ve hangi durumların yol açtığı konusunda, tüm tıp dünyasının üzerinde uzlaştığı bir bilgi bulunmuyor.

Bazı insanlar biyolojik (genetik) olarak panik atağa yatkın olarak kabul edilmekte. Bazı uzmanlar ise, kişinin hayatında meydana gelen evlilik, çocuk sahibi olma, işini kaybetme, yeni işe başlama ve benzeri büyük değişimlerin panik atakları tetikleyebileceğini belirtiyorlar.
Panik atağın nedeni olarak gösterilen bazı durumlar ve rahatsızlıklar aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir.

Beyin: Kaygıyla ilgili iletiler beynin “amigdala” adlı bölgesinde toplanır. Duygusal tepkilerin oluşmasında primer role sahip bu bölge, başta korku olmak üzere duyguların denetiminden sorumludur.

Bazı kişilerde beynin bu bölgesi daha aktiftir ve kişi herhangi bir tehlike altında olmasa dahi beynin geneline korku sinyalleri yayılabilir. Korku sinyalleri yayıldıktan sonra, vücut kendini korkuyu yaratan ve aslında var olmayan duruma karşı hazırlamak için “adrenalin” salgılamaya başlar.
Adrenalin seviyesi yükseldikçe kalp daha hızlı çalışır, terleme başlar, nefes alıp vermek zorlaşır. İşte bu değişimler panik atak belirtileridir.

Kalp Kapakçığı Sorunları: Kalp kapakçığının doğru olarak kapanmadığı “mitral kapak kayması” panik atak nedenleri arasındadır.

Hipertiroidzm: Tiroid bezlerinin aşırı çalışması ve dolayısıyla artan tiroid hormonu seviyesi panik atağı tetikleyebilir.

Hipoglisemi: Düşük kan şekeri panik atağa yol açabilecek rahatsızlıklar arasında gösterilmektedir.

Uyarıcı Maddeler: Aşırı kahve tüketimi ve narkotik uyarıcıların kullanımı panik ataklara yol açabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp