Ortakulak Hastalıkları

Ortakulak Hastalıkları : 1 — OTÎSÎS MEDİA CATARHALÎS ACUTA (SALPENGÎTÎS ACUTA)

Tuba auditiva ile ortakulak boşluğunun hafif şiddette akut enfeksiyonudur.

Etyoloji — Ortakulak boşluğu genel olarak tuba auditiva yoluyla hastalanır. Enfeksiyonun kan yoluyla veya dış kulak yolundan gelmesi pek seyrektir. Bu bakımdan nezlelerin, anjinlerin ve yukarı teneffüs yolu enfeksiyonlarının rolü başta gelir. Burun, nazofarenks ve sinüsler komşu olduklarından önemli enfeksiyon membalarıdır. Fena sümkürmek, burna usulsüz su çekmek, suya dalmak hastalığın sebepleri arasındadır

.Patoloji — Hipovirülan mikroorganizma ile meydana gelen bir iltihaptır.Burun mukozasında hiperemi, şişme görülür. Etrafındaki dokunun reaksiyonu neticesi tuba auditivanın farenks deliği kapanır, ortakulakta havanın oksijeni resorbe olarak hava tazyiki azalır, bu yüzden, ortakulak boşluğunda transüda husule gelir (hydrops exvacuo).

Belirtiler — Hasta kulakta dolgunluk, kapalılık hissi ile, çınlama, bazan batıcı karakterde gelip geçici ağrılar vardır. Ağır işitme değişik derecelerdedir. Hasta yutkunurken yahut çiğner veya sümkiirürken kulağında bir çıtırtı duyar ve işitme birden bire düzelir. Hasta söylediği sözleri kulağında işitir (Autopho- nia ).ilk zamanlarda kulakzarı hiperemiktir. Politzer üçgeni kaybolur yahut yeri ve şekli değişir.Prognos - Tedavi edilirse bir kaç gün ile bir kaç lıafta arasında iyileşir. Hava rutubetli ise iyileşme gecikir. Hastalık uzun sürerse baş dönmeleri yapabilir. Tedavisiz kalan kulakta steril*mayi kronik orta kulak hastalıklarına yol açabilir.

Tedavi— Profilaksi çok mühimdir. Büyük vejetasyonlar, enfekte ton- siller alınmalı, sık görülen rinofarenjitler önlenmeli, yaşama şartları düzeltilmelidir. Konjesyon safhasında kulağa sıcak pansumanlarla ılık glycerine phenique (%2) damlatılır ve hastanın burnuna günde iki defa çekmek üzere aşağıdaki pomat verilir:Vak’aların bir kısmının hikâyesinde, allerji, diğer bir kısmında hipotiroi- dism veya diğer endokrin teşevvüşleri mühim etyolojik faktördür.

Patoloji - Ortakulağın mukoza ve submukoza katlarında hipertrofik veya atrofik değişmelere karakteristiktir. Önce mukoza kızarır, şişer, ortakulak boşluğu koyu mukus sekresyonile dolar. Tubanın deliği şişerek kapanır. Kulak iyi hava alamaz. Sonra kulaktaki sekresyon kaybolur, mukoza solgun bir renk alır, ve fibröz bandlar teşekkül eder.Fibröz bandlar daha çok atticus’da ve pencereler etrafında bulunur.Tuba auditiva ya mukozanın büzülmesi ile daralır, veyahut atrofisi İh genişler.

Belirtiler - Hastalar ekseriya yalnız kulak uğultusu veya çınlamasından şikâyetle hekime gelirler. Çınlama ilk zamanlarda ara sıra olurken sonradan devamlı ve çok can sıkıcı bir durum yaratır. Bazan çınlama nabız ile aynı anda duyulur ki hipertansiyon ve akut iltihaplardan şüphe edilmelidir. Genel sağlık durumu kulak uğultusunun derecesi üzerine tesir eder. Fazla alkol ve sigara kullanmak da uğultuları çınlamayı artırır.İşitmede ağırlaşma çok yavaş başlar. Bazı vakalarda ise birden bire sağırlık meydana gelebilir, aylarca veya yıllarca aynı dereceyi muhafaza eder.

Hastalık ortakulak kemikçikleri zenciriyle yuvarlak ve oval pencereleri istilâ ederse sağırlık birden bire artar. Ortakulağın diğer bölümündeki mukoza değişikliğinde hafif derecede ve yavaş ilerleyen sağırlık görülür, işitme bozukluğu hava şartlarına göre değişir. Rutubetli, yağmurlu havalarda daha çok bozulur. Üzengi ankilozu olmuşsa paracusis IVillisiana bulunur. Sağırlık aşağı tonlarda barizdir. Autophonia veya disphonia (ses tonunun değişmesi, çok şiddetli veya pek hafif işitilmesi) bulunur. Kulakzarı tamamen yahut yer yer kalınlaşma veya atrofi gösterir. Mat renktedir, üzerinde kireç birikintileri bulunur. Zar içeri doğru çekilmiş olup normal vasıflarını kaybetmiştir. Eğer iç duvara yapışmış ise yapışan kısımdaki renk beyaz, yapışmayan kısımlardaki hafif kır- mızımtraktır.Diagnostik — Hastalığın yavaş haşlaması, sübjektif şikâyetler ve kulak- zarında görülen değişikliklerle bilinir. Kulakzarınm fikse olduğu Siegle otos- kopu ile tesbit edilir .Progrıos - Yapışıklıklar meydana geldikten sonra işitmede önemli düzelme olmaz. Ne kadar erken tedaviye başlanırsa o kadar iyi netice almak mümkündür. Sağırlık zamanla ilerlerse de hiç bir vakit tanı sağırlık husule gelmez.

Tedavi-Önce ağır işitmeye sebep olabilecek burun, boğaz hastalıkları, tıkayıcı manialar usulüne göre tedavi edilirler. Büyüklerin ilerleyici sağırlıkları çocuklukta başlayan tuba auditiva hastalıklarıyle sıkıca ilgilidir. Kulak çınlaması kaldırılması mümkün bir sebepten ileri geliyorsa, tedavi müessir olur. Tedavi ile müessir olunmayan kulak çınlamaları otoskleros, senil sinir sağırlığı, şiddetli ani seslerle (top patlaması) husule gelen Corti organı dejenerasyonu ile eerehatli veya cerabatsiz ortakulak iltihapları neticesi meydana gelen sekizinci sinir dejenerasyonunda görülür.Haftada bir kaç defa pnömomasaj yapmak, yahut katater ile hava vermek ve 3 - 4 lıafta devanı etmek suretiyle iyi neticeler elde edilebilir. Burna mukozayı dekonjesyone eden maddeler (cocaine, adrenaline solüsyonları) tatbik etmek, buğular vermek de faydalıdır. Galvanizm, kuartz lâmbası, röntgen şuaı, diyatermi faydalı olabilir. Hastanın bünyesi takviye olunmalı, gıdası ve yaşama şartları hijyen kaidelerine uymalıdır.Arsenik, demir, iodiir iyi tedavi vasıtalarıdır. Kulak çınlamasına karşı bro- rnürler, barbutrikler ve diğer müsekkinlerden faydalanılır. Önüne geçilemiyen kulak çınlamalarında sekizinci siniri kesmek zorunda kalınırsa da her zaman iyi netice alınmadığından ve tehlikesi de fazla olduğundan her vakit tavsiye edilmez.

3 — AE'rO ' OTİTİSEtyoloji - Uçuş esnasında sür’atli irtifa değiştirmeleri neticesi atmosfer tazyikinde bariz farklar görülür. Herkangi bir sebeple tuba auditiva kapalı ise ortakulakta tromatik bir iltihap meydana gelir.Yükselişte ortakulaktaki hava tazyiki nisbeten kolaylıkla azalırsa da inişte, aksi hal, yani hava tazyikinin artması vuku bulmayabilir.Ortakulakta hava tazyikinin azalmasile ağrı, çınlamalar, kısmen sağırlık husule gelir. Kulakzarında çekiç sapı boyunca, ve Sehrapnell bölgesinde kon- jesyon görülür. Hafif vakalarda kulakzarı içeriye çökmüştür. Ağır vakalarda ise ortakulak boşluğu, sekresyoıı veya kanla dolacağından kulakzarı dışarıya doğru bombeleşir.

Tedavi - Akut nezle ve farenjit mevcutsa yahut şahıs iradi olarak kulak vaıı- tilasyonunu yapamıyorsa uçuş yapmamalıdır. Uçuş esnesında ve bilhassa inerken peryodik yutma hareketleri, sakız çiğnemek, sulu şeyler içmek tuba auditivanııı açık kalmasına yardım eder.Ortakulağa hava vererek tazyikte muvazene temin edilince, kulak normal hale döner. Ilık glycerine phenique ( °/o 5 ) damlatmak, sıcak tatbikat yapmak ağrıyı giderir. Lüzum görülürse analizejik ilâçlar verilir.Herhangi bir sebepten tuba auditiva kapanır, kulakzarı sağlam kalırsa, ortakulak kapalı bir boşluk halini alır. Ortakulak boşluğundaki havanın oksijeni damar sistemi tarafından absorbe edilerek burada hava tazyiki azalır.

Bu hal kulakzarının içeri çekilmesine, ayni kulakta dolgunluk hissine, hafif derecede ağır işitmeye, çınlamaya, bazan da hafif baş dönmelerine sebep olur.Hava verme ile takip olunan hedef kulakzarının her iki tarafındaki hava tazyikini eşit duruma getirmek, kan ve lenf damarlarındaki sirkülasyonu normal hale iade etmek, tuba auditiva ve ortakulauk boşluğundaki sekresyonu gidermek, yeni teşekkül eden yapışıklıkları koparmaktır. Normal halde ortakulağa yutkunma esnasında, tuba kaslarının kasılmasile hava geçer, kulakta bir çıtırdı duyulur. Bu aktif fizyolojik havalanmadır. Tubada bir mania bulunursa yutkunma ile hava geçmez.

Ancak bu manianın mukavemetini yenebilecek bir tazyik ile gönderildiği taktirde hava kulağa geçebilir. Bu da passif havalandırmadır. Kulağa diagnostik veya tedavi maksatlariyle hava verilir. Bu esnada havanın geçip geçmediğini bir ucu hastanın diğer ucu hekimin kulağında bulunan oskültasyon tübii ile kontrol etmek gerekir. Oskültasyon tübü: (otoskop). iki nihayetinde zeytin şeklinde birer uç bulunan beş milimetre genişlikte bir lâstik tübdür. Tüb 75 sm. den uzun olmamalı, kullanıldığı sırada elbise üzerine temas etmemelidir Kulağa üç metodla hava verilir.

Bunlar Valsalva, Politzer, Kateterizm me- todlarıdır.Valsalya metodu - Pratikte az kullanılır. Hastalar kendileri yapabilirler. Hasta derin"nefes aldıktan sonra ağzını kapar, burun kanatlarını da parmakla- rıvle pense ederek kapatır ve kuvvetli bir ekspirasyon (nefes verme) hareketi yapar. Normal halde farenkse doğru zorlanan bava, bu esnada ortakulak içersine geçer. Bunu bir spekiilüm veya otoskopla kontrol edebiliriz, kulakzarı dışarı doğru kabarır.Politzer metodu - Bu metodla kulağa hava vermeyi ya hastalar kendileri yaparlar yahut hekim yapar. 1863 yılında ilk defa olarak (politzer) tatbik edilmiştir. Bu maksatla lâstik puvarlar kullanılır. Supaplı olanlar tercih edilir. Puvarın ucunda burun deliğine uyacak büyüklükte ambüt bulunur (Sekilip. Otoskop ve bir bardak temiz su alınır. Hava verme hastalar otururken yapılır.Bazan baş dönmesi yapar. Hastanın başı arkaya dayalı olmalıdır. Burun önceden muayene edilerek darlık, atrezi veya iltihaplı bir hal bulunmadığı tesbit edilir. Hasta ağzına bir yudum su alır.

Hekim puvarın ucunu hastanın burun deliğine yerleştirir. Diğer burun deliğini de parmağı ile burun kanadına bastırarak kapatır, suyu yutmasını söyler. Yutma esnasında balon sıkılarak açılmış bulunan tuba auditivadan, tazyik altındaki hava, ortakulağa geçebilir. Otoskop- la havanın geçişi kontrol edilir.Yahut hastaya su içirilmez, kakao, guguk gibi kelimeler söyletilir. Bu esnada yumuşak damak yukarı kalkar, nazofarenksde kapalı bir boşluk husule gelir. Balon sıkılınca boşluktaki hava tazyiki artar ve tubadan geçerek ortakulağa girer.Kateterizm metodu - Burun meatus inferiorundan farenkse sokulan kata- ter’in ucu tuba auditivanın deliğine sokularak ortakulağa hava gönderilir. Tuba auditivanın farenks deliği, yan duvar üzerinde, alt konkanın arka nihayetinden 1 - 1,5 cm. geridedir. Deliğin arka ve yukarı kısmında torus tubarius adını alan kabartı, bunun arkasında da Rosenmiiller çukuru bulunur. Kabartı ve çukurluk kataterin tubaya sokulmasında işaret noktası vazifesini görürler. Kataterizm için lâzım olan aletler

1 ) Katater,

2) Lâstik puvar,

3) Otoskoptur.

Katater - Üstüvani, bir ucu eğri, diğer ucu lâstik puvarın yerleştirilmesi için biraz daha geniştir. Uzunluğu 12-14 cm. kadardır. Genişlikleri değişik olup 1,5 - 3,5 mm. arasındadır (Şekil 20). Burun boşlukları serbest olanlarda genişolanlar seçilir. Kataterin ucunun eğriliği (145) derecedir. Bu eğri kısmın uzunluğu 2-2,5 cm. dir. Kataterin geniş ucuna yakın bulunan halka, eğri ucun istikametini bildirir. Kataterizm yapmadan önce katater ucunun pürtiiklü olmamasına dikkat edilir, pürtüklü olursa mukozayı zedeler.Kataterizm hasta otururken yapılır. Başın arkaya dayanması ve düz durması lâzımdır. Burun ve farenksde iltihaplı bir hal olmaması şarttır. Sonda burna sokulmadan önce Port. kotona sarılmış ve %10 cocaine mahlülüne batırılmış pamukla burun ve farenks mukozası anastezi edilir. Hekim hastanın karşısında ve biraz sağda olmak üzere, ayakta durur, otoskopun bir ucu hekimin kulağına, diğer ucu hastanın kataterizm yapılacak olan kulağına konur. Sondayı tuba auditivanın deliğine sokmak için muhtelif metodlar vardır. Burada yalnız çok kullanılan bir metodtan bahsedilecektir, tyi anlaşılması için kataterizm yapılmasını beş zamana ayırarak izah edeceğiz.

1. Kataterin farenkse sokulması - Kataterin eğri ucu burun boşluğunun döşemesine temas ettirilerek ve döşeme ile burun bölmesi birleşiğini takip ederek farenkse doğru sokulur. Sondanın ucu, yumuşak damağın üst yüzünden geçerek farenksin arka duvarına dayanır.

2. Kataterin döndürülmesi - Farenksin arka duvarına dokunmakta olan kataterin ucu, orta batta doğru (90) derece çevrilir, dışardaki uçta bulunan halka lıorizontal duruma gelir. Sonra septumun arka nihayetine dokununcaya kadar öne doğru çekilir.Septume iyice temas ettikten sonra aşağıya ve sonra dışa doğru (hava verilecek kulak tarafına) 220 derecelik bir çevirme yapılırsa sondanın ucu tuba auditivanın deliğine girer.

3. Kataterin fiksasyonu - Katater tuva auditivanın deliğine girdiğinde dış uçtaki halka, ayni taraf gözün dış açısına doğrudur. Hasta yutkunursa ağrı duymaz, sonda ileri geri hareketlerinde serbest değildir.Bu durumdaki sonda, sol elin baş ve işaret parmakları arasında tutulur, elin diğer parmakları ile burun köprüsü üzerinde istinat temin edilir.4. Hava verme - Serbest olan sağ el ile puvar alınır, ucu kataterin ucuna geçirilir ve sıkılır. Tuva auditiva normal ise oskültasyonda yumuşak, hafif bir ses duyulur. Puvarın sekiz ilâ on defa sıkılması kâfidir. Puvarın çok fazla tazyikle sıkılmasiyle bazan kulakzarı yırtılabilir.5. Kataterin çıkarılması - Sondanın ucu aşağıya çevrilir, burun döşemesine temas eden uç, horizontal olarak yavaş yavaş dışarıya çekilerek çıkarılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp