Meniere Hastalığı Hastalıkları

Meniere Hastalığı Hastalıkları :

Meniere sendromu kulakta çınlama-uğultu ve dolgunluk, alçak tonları tutan başlangıçta dalgalı ancak ilerleyici nörosensorial işitme kaybı ve yaklaşık 1-2 saat süren ataklar halinde vertigo nöbetlerinin bulunduğu bir tablo halinde ortaya çıkar. Ataklar tekrarlandıkça işitme kaybı giderek sabit bir hal alır, orta-yüksek frekanslarıda tutar ve ilerleme gösterir. Atakların sıklığı ve süresi her hastaya göre değişir ve genellikle düzensiz bir şekil izler. Klasik seyri içinde genellikle ilk ataklar en şiddetli olandır. Zamanla atakların şiddetinde bir azalma ama sayısında bir artış izlenir. Bu hastalık, ilk kez 1861 yılında Prosber Meniere adlı bir Fransız hekim tarafından tanımlandı. Günümüzde mekanizması az çok aydınlatılmış bir hastalık olmakla beraber hala sebebi bilinmeyen hastalıklar içinde sayılmaktadır. “Endolenfatik hidrops” olarak ta bilinen Meniere nedenleri arasında allerji, geçmişte yaşanan mekanik ve akustik travmalar, otoskleroz, mastoid sklerozu ile karakterize kronik orta kulak enfeksiyonları, oto-immun karakterdeki iç kulak hastalıkları, endolenfatik kesenin immun-komplekslerle tahribi, karbonhidrat ve lipoprotein metabolizma bozukluğu, metabolik kötü alışkanlıklar, genetik-gelişimsel faktörler sayılmaktadır. %65 oranında belirgin bir neden bulabilmek mümkün olmaz. Meniere sendromu sıklıkla 40 yaş altında izlenir. Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha yüksek oranda bulunur. Irk ve coğrafi açıdan bir özellik yoktur. Ancak kısmi bir genetik özellik nedeniyle %10-12 oranında aynı aile bireylerinde olabilmektedir. Ataklar bazen duygusal stresleri ve kadınlarda adet dönemlerini izler ve kesinlikle gebelik Meniere atakları sayısını artırmaktadır. Meniere hastalığının tüm KBB hastalıkları içinde bulunuş sıklığının % 0.5 ve denge bozukluğu tanımlayan hastalar içinde ise % 5 oranında olduğu bildirilmektedir. Bu hastalık hemen daima tek taraflı ortaya çıkar. Ancak olguların % 30-40 kadarında 2 ila 5 yıl içinde diğer kulakta da semptomlar gelişmektedir ve bu çift taraflı bulunuş oranı geçen zaman içinde daha da artmaktadır. % 20 olguda ise bilateral başlangıç bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda % 41 oranında sağırlık, % 37 oranında vertigo ve % 22 oranında da çınlama ilk bulgu olarak izlendiği bulunmuştur. % 96 oranında vertigo, % 90 oranında çınlama ve % 87 oranında işitme kaybı vakaların tümünde bulunan semptomdur. Genelde işitme kaybının başlangıcından 3 ila 6 ay sonra vertigo atağı ortaya çıkmaktadır. Çok nadirde olsa (%5) ani işitme kayıpları olabilir. Çok az olguda hiç baş dönmesi olmadan dalgalı işitme kaybı yada işitme kaybı olmadan tekrarlayan baş dönmesi atakları olabilmektedir. Ancak en olağan olanı vertigo ve sağırlığın bir arada bulunduğu tiptir.

Meniere‘de atak sıklığı düzensizdir ve çoğu kez tedaviyi güçleştirir. Ataklar arası süre ayları, haftaları, nadiren olsa da yılları kapsayabilir. Akut dönem genelde bir kaç gün ya da 1-2 hafta sürebilir. Bu ataklar hastadan hastaya göre değişik özellikler arz eder. Genellikle akut atak ilk 2-4 saat içinde sonlanır. Ataklar arasındaki dönemde giderek kalıcı bir tablo gösteren işitme kaybı dışında hasta genellikle büyük ölçüde sağlıklıdır. Vertigo atağı hiç belli olmayan bir saatte ortaya çıkabilir. Hasta uykuda, bir dinlenme anında ya da günlük bir aktivite içinde olabilir. Ataklara nabız düşmesi, solukluk, terleme, bulantı, kusma, daire (ishal), karın ağrıları ve çeşitli gastrointestinal rahatsızlıklar, burun akıntısı gibi bulgular eşlik edebilir. Eşlik eden semptomların şiddeti vertigo şiddeti ile paraleldir. Baş ağrısı olabilir ancak bu geçicidir. Ataklar esnasında şuur kaybı, bayılma, bulanık veya çift görme, konuşma güçlüğü, oryantasyon güçlüğü, uyuşmalar yada güç kayıpları ve benzeri nörolojik bulgular bulunmaz. Vertigo şikayetleri baş hareketleri ile artar. Hastalarda muayenede yönü değişebilen spontan horizontal nistagmus vardır. Hastalarda ataktan sonraki dönemde ani sesler ve basınç değişimleri baş dönmesi yaratabilir. Kulak çınlaması rahatsız edici ince, tiz bir çınlama tarzındadır ve genellikle ilk vertigo atağının başlamasından sonra ortaya çıkar. Genellikle işitme kaybının derecesi ve frekansı ile kulak çınlaması şiddet ve frekansı arasında paralellik vardır. Çınlama varsa işitme kaybı yüksek frekansta, uğultu varsa alçak frekanstadır. Ataklar arasında çınlamanın şiddeti azalır. İşitme kaybı başlangıçta alt frekansta olup her ataktan sonra biraz daha azaliır. Hasta sesleri farklı perdelerden işittiğinden söz eder ve gürültüye karşı tahammülsüzlük vardır. Bu hastanın işitme alanının daraldığının ifadesidir. Konuşmayı ayırt etme skoru düşmüştür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp