Meme Kanserinin Columbia Sınıflaması

Meme Kanserinin Columbia Sınıflaması : Columbia sınıflaması; Haagensen ve Stout’un Columbia Presbyterian Center’deki tecrübeleri ile ortaya konmuş bir sistemdir. Halen, özellikle ülkemizde fazla benimsenmemesine rağmen, bu metoda göre sınıflanmış vakaların sonuçlarını anlayabilmek için bilinmesinde fayda vardır. Buna göre;

Stage A - Meme cildinde ödem ve ülseı asyon yok. Kitle toraksa Akse değil, klinik olarak aksiller ganglionlar nonpalpabl.

Stage B - Meme cildinde ödem ve ülserasyon yok tümör toraksa fikse değil ancak aksiller bölgede 2,5 cm.den küçük palpablganglionlar var.Stage

C - Aşağıdaki 5 bulgudan birini taşıyan kanser grubudur:1 - Meme cildinde 1/3’ünden az ödem,

2 - Meme derisinde ülserasyon,

3 - Tümörün göğüs duvarına fiksasyonu,

4 - 2,5 cm.den büyük aksiller ganglionların varlığı,

5 - Aksiller ganglionların deriye veya derin dokulara fiksasyonu

.Stage D - Aşağıdaki bulgulan taşıyan ileri kanserdir:

1 - Stage C bulgularından 2’sinin veya daha fazlasının birarada bulunması,

2 - Meme cildinde 1/3’ünden daha geniş ödem,

3 - Satellit tümör nodülleri,

4 - Enflamatuvar kanser,

5 - Mammaria interna lenf ganglionlarma metaztaz bulgusuolarak parasternal şişlik,

6 - Klinik olarak supıaklavikuler lenf gangtionu metaztazı,

7 - Aynı tarafta kol ödemi,

8 - Uzak metaztaz,Columbia ve TNM sistemine göre evrelendiı ilen tümörler arasında tanımlama bakımından bazı eksiklikler vardır. Columbia’da memedeki tümörün büyüklüğü ve meme içindeki yeri dikkate alınmıyor ve klinik görünüm esas alınıyor. Ancak, bu sınıflama, konunun anlaşılması ve kullanılmasını kolaylaştırmaktadır. TNM ise, meme kanserinin klinik niteliklerinin çoğunukapsayan ayrıntılı bir evreleme sistemidir. Ancak, hatırda tutulması zor olmaktadır.Meme kanserinin prognozu ile ilişkili olarak Stage’inin önemi vardır. TNM’ye göre tedavi şekline bakılmaksızın stage O’da 10 yıllık yaşama %95’inin üzerinde iken stage I’de ortalama olarak %70-75, stage H’de %40-45, stage III te % 10-15 ve stage IV’te ise %0 oranında tesit edilmektedir.

b - Aksiller Metaztazın ÖnemiMeme kanserinde aksiller metaztazın olup olmaması, hastalığın dev- relendirilmesi ve prognoz tayininde önemli bir faktördür. Keza, metaztaz gösteren ganglionların sayısı da önemlidir. Ancak, aksiller ganglionların klinik olarak değerlendirilmesi, çoğu zaman yanlış negatif ve yanlış pozitif sonuç alınabilir. Ancak, uygun tedavi seçiminde aksiller bölgenin klinik olarak değerlendirilmesinin öneminden vazgeçilemez.

Genel olarak, aksiller metaztazı olmayan vakalarda; 10 yıllık survi %75, metaztaz olanlarda bu %25’tir. Bu oranlar, patolojik olarak negatif olanlarda daha yüksek, patolojik olarak pozitif olanlarda ise daha düşüktür. Bu sebeple, aksiller bölgenin patolojik olarak değerlendirilmesinin önemi vardır. Klinik değerlendirme, prognozdan ziyade uygun tedavi seçiminde kullanılır.—. Aksiller bölgede metaztatik nodül sayısı arttıkça prognoz kötüleşmektedir. 1-3 arasındaki nodül metayi-azında-lfl yıllık şıırvi: ortalama %35-55 arasında iken 4’ten fazla metaztatik nodül varsa bu oran %10-15’e düşmektedir. Meme kanserinin prognozunda, metaztatik aksiller ganglionla- rın sayısı kadar, metaztatik nodülün seviyesi de rol oynamaktadır. Level I ganglion metaztazında 5 yıllık survi, ortalama olarak %65-70 iken level 2’de %45-50, level 3’te olarak %20-25 düşmektedir. Ancak metaztaz oranı, level 3’te diğerlerine göre azdır. Ortalama bir rakam istenirse, level l’de %60, level 2’de %30 ve level 3’te %10 oranında metaztaz olmaktadır.Regional lenf ganglionu metaztazı mikro veya makrometaztaz şeklinde bulunabilir. Gangliondaki metaztaz alanı 2 mm.den az ise mikro, 2 mm.den geniş ise makrometaztazdan bahsedilir. Makrometaztaz varlığı, surviyi azaltan faktörlerdendir. Keza, nodül metaztazının kapsül içinde sınırlı oluşu ya da kapsül dışına taşmış olmasının prognostik önemi vardır. Kapsül dışına taşmış metaztaz varlığında yüksek oranda lokal nüks beklenmelidir.

Lenf ganglionlaıında lenfosit varlığının prognostik önemine de işaret edilmektedir. Özellikle, lenfosit hâkimiyeti iyi prognoz bulgusu olarak kabuledilir. Lenfosit hâkimiyeti olan vakalarda 10 yıllık survi genel olarak %55-60, lenfosit boşalması varsa %30-35 şeklinde olmaktadır.

c - Tümör Büyüklüğü ve Konturunun ÖnemiTumoral kitlenin büyüklüğü, prognoz tayininde önemli göstergelerden biridir. Bu daha çok, tümörün büyümesi ile aksiller metaztaz oranının artmasıyla etkilidir. Prognoz göstergesi olarak tümör büyüklüğü, daima patolojik ölçüm esas alınır. Zira, klinik olarak tümör büyüklüğünün değerlendirilmesi hatalı olabilir.Minimal kanserde 10 yıllık survi %90’dir. Bu insitu kanserde %98, no- ninvazif minimal kanserde %93-85’tir. Tümör büyüklüğü arttıkça aksiller metaztaz oranı da artmakta ve survi azalmaktadır. Gerçekten; aksiller metaztaz, ortalama olarak 1 cm.lik tümörde %25-30 iken, 4 cm. ve daha büyük tümörde %80’e çıkmaktadır.

Tümör büyüdükçe level 3 ganglionları- na metaztaz oranı da artmaktadır. Level 3’te metaztaz, 6 cm.lik tümörde 2 cm.lik tümörlere göre 10 kat fazla görülür. Survi dikkate alınacak olursa, 2 cm.den küçük tümörde 5 yıllık survi %75-80 iken, 3-6 cm.de %25-30 ve 7 cm.den büyük olanlarda ise %10-15’e düşmektedir. Klasik olarak, 5 cm.den büyük tümörlerde prognozun kötü olacağı söylenebilir.Tümör kenar düzeni (konturu), pıognozda diğer bir önemli göstergedir. Tümörün konturu, irıeguler veya yuvarlak-nodüler olur. İrregüler olanlarda, yuvarlak kenara sahip olanlara göre survi daha kötüdür. Zira, irıeguler kenarı olanlarda 10 yıllık survi % 30-35 arasında iken yuvarlak kontura sahip olanlarda, bu %70-80 arasındadır.

Bu farklılık, aksiller metaztaz oranı ile doğru orantılıdır. Çünkü, jıregüler olanlarda aksiller metaztaz oranı diğerlerine göre 2-3 kat fazladır. Ancak, meme kanserlerinin %70-75’i irıeguler kontura sahiptir.

d - Meme İçinde Tümör Lokalizasyonunun ÖnemiTümörün, meme kadranlarına göre dağılımı, prognozun tayininde önemli gösterge olarak kabul edilmektedir. Büyük serilere dayanan araştırmalarda, santral ve medial kadran lokalizasyonu gösteren tümörler, la- teral kadranda lokalize olanlara göre prognozu daha kötüdür. Bu daha çok, santral ve medial kadranda lokalize tümörlerin, mammaria interna grubu lenf ganglionlarına daha sık metaztaz yapması ile ilişkilidir.

Zira, cerrahi tedavide, mammaria interna grubu lenf ganglionlarına dokunul- mamakta, postopeıatif radyoterapi, tümör hücreleri üzerine her zaman her vakada aynı derecede etkili olamamaktadır. Gerçekten; literatürde, la-teral kadran tümörlerinde 5 yıllık survi %80-85 arasında iken santral ve medial kadranda lokalize olanlarda %65-75 arasında bildirilmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp