Kulak Enfeksiyonları

Altı yaşından küçük her on çocuktan dördünde, kronik kulak enfeksiyonlarına rastlanır. Kronikten kasıt, bir kış sezonunda 5 hatta 20 kez tekrarlayan kulak enfeksiyonudur. Bu çocukların çoğu hem çevre hem de gıda kökenli şeylere karşı allerjileri vardır. En iyi çözüm kan grubu diyetidir.Kulak enfeksiyonları için alışılmış olan antibiyotik tedavisidir. Ama kronik bir enfeksiyon olduğunda, bu tedavi açıkça cevap veremez.

Eğer, şu anda çok moda olan her derde deva yöntemler yerine ki, bunlarla çok karmaşık, yeni antibiyotikleri kastediyorum, sorunun altında yatan temel nedenlerle savaşırsak, vücudun kendi güçlü tepkisini verebilmesine izin verebiliriz. Yeni başlayanlar için, kan grubunuzun hassas olduğu konuları bilmek önemlidir.A ve AB grubu çocuklarda, yalnış beslenmeden kaynaklanan mukoza salgısı, kulak enfeksiyonlarının oluşmasında etkili olur.A grubu çocuklarda süt ürünleri, kulak enfeksiyonuna neden olur. AB grubu çocuklar ise, sütün yanı sıra mısıra karşı da hassastırlar.

Genelde bu çocuklar kulaklara kadar ilerleyebilen üst solunum yolları hastalıklarına eğilimlidirler. Çünkü A ve AB grubu çocukların bağışıklık sistemleri çok farklı tipte birçok bakteriye karşı toleranslıdır. Bazı sorunlar iltihaplara neden olan organizmalara karşı bu misafirperver tavır yüzünden oluşur. Çeşitli araştırmalar, kronik kulak enfeksiyonu geçirmiş çocukların kulak sıvılarında 'komple- ment' adı verilen ve bakterilere saldırıp, onları yok eden özel bir kimyasal maddenin eksik olduğunu göstermiştir.

Başka bir araştırma kronik enfeksiyon olan çocukların kulak sıvılarında 'manoz bağlayıcı protein' olarak adlandırılan serumlektinin bulunmadığını göstermiştir. Bu lektin görünüşte bakterinin yüzeyindeki manoz şekerine yapışır ve yok edilmesini sağlamak üzere onları ağdalaştırır. Bütün bu önemli faktörlerin hepsi er geç kendi uygun miktarlarına döner ve bu durum bizim çocuğun yaşı ilerledikçe neden daha az en- fekte olduğunu açıklamamıza yardımcı olabilir. Diyete ek o- larak kulak enfeksiyonu olan A ve AB grubu çocukları tedavi etmek hemen her zaman onlarm bağışıklıklarını arttırmakla ilişkilidir.

Herhangi bir çocuğun bağışıklığını arttırmak için şeker tüketimini kesmek en basit yoldur. Bir çok çalışma, şekerin akyuvarları tembel ve işgalci organizmalara saldırıp yoketmeye isteksiz olmaya sevkederek bağışıklık sistemini bastırdığını göstermiştir.Birçok yıldan beri natüropatlar Ecchinacea Purpurea adı verilen ılımlı bir şifalı bitkiyi bağışıklığı uyarmak için kullanmışlardır. Bakterilere ve virüslere karşı vücudun bağışıklığını arttıran olağanüstü özellikleri olan etkili ve güvenli Ecchinacea, ilk olarak Amerikan yerlileri tarafından kullanıldı. Ecchinaceanın desteklediği bir çok bağışıklık fonksiyonu, yeterli miktarda C vitaminine gereksinim duyar. Bu nedenle ecchinaceanın C vitaminince zengin kuşburnu extresi ile birlikte kullanılmasını öneririm. Son üç yılda batı karaçamından çıkarılmış bir cins süper echinacea kullanıyorum.

Ve bu üründe echinaceadan daha konsantre aktif bir bileşen vardır.Bana göre bu, kulak enfeksiyonu da dahil olmak üzere birçok bağışıklık sorununun tedavisinde devrim yaratacak nitelikte bir gelişmedir. Bu konuda daha çok şey duyacağınızdan eminim (Detaylar için Ek F ye bakınız) Kulak enfeksiyonları, çocuklar için çok acılı hastalıklardır ve tabii ki ebeveynler içinde. Bu enfeksiyonların çoğu, bağlantı borusu o- lan öztaki borusunun tıkanması yüzünden zararlı sıvı ve gazların orta kulağa girip birikmesi nedeniyle oluşur. Bu boru, alerjik reaksiyonlar onu saran dokudaki zayıflıklar veyaenfeksiyonlar yüzünden şişebilir. Birçok ebeveyn kulak enfeksiyonları konusunda, antibiyotiklerin giderek artan beceriksizliklerini görerek hayal kırıklığına uğramışlardır. Bunun bir nedenini kavramak için klasik tedaviyi izleyelim.

Bir bebeğin ilk kulak enfeksiyonu hafif bir antibiyotik olan Amoxi- cilin ile tedavi edilebiliyor. Bir sonraki enfeksiyonda Amoxi- cilin yeniden veriliyor. Sonunda bulaşıcı olan enfeksiyon daima geri dönüyor ve Amoxicilin etkili olmuyor. Yüksel tgen- me işlemi—giderek daha güçlü ilaçlar ve daha saldırgan tedaviler—başlatılıyor sonunda.Acı dolu enfeksiyonlar devam ettiğinde, antibiyotik tedavisi artık etkisiz kaldığı için miringotomi yapılıyor.

Bu işlemde, orta kulaktaki sıvıları boğaza boşaltabilmek için kulak zarından içeri cerrahi müdahale ile kesit yapılıyor.Kulak enfeksiyonlarım tedavi ederken, yeniden oluşmasını önleyecek yollar üzerinde odaklanırım. Bir kulak enfeksiyonunu hızlı bir doz antibiyotikle gidermeye çalışmak diğer enfeksiyonun oyuna girmek için dışarıda ısındığını bilirken, faydasızdır. Ben hemen her zaman diyetin içinde bir çözüm bulurum.Çalışmalanm sırasında her kan grubundan bir çok çocuğun durumunu izledim. Sonuçta, kendi bünyeleriyle olumsuz tepkime verecek gıdalar tüketen çocukların, kronik kulak enfeksiyonuna yakalanabileceğini buldum.

Çocuğun en sevdiği yiyecekle açık bir bağlantısı olamayan bir vakaya hiç rastlamadım.O ve B grubu çocuklarda kulak enfeksiyonları daha az görünüyor ve oluştuğunda da genellikle daha kolay tedavi ediliyorlar. Genellikle diyetlerinde bir değişiklik yapmak sorunu tamamen ortadan kaldırmaya yetiyor.B grubu çocuklardaki kulak enfeksiyonlannm suçlusu, çok alışılmamış bir biçimde hassas oldukları hemophilus adlı bakteriden kaynaklanan bir viral enfeksiyondur.

Diyet kurallarıdomatesi, mısırı ve tavuğu sınırlamaktadır. Bu gıdalardaki lektinler sindirim sisteminin yüzeyiyle reaksiyona girerek genelde kulaklar ve boğaza ilerleyen şişmeler ve mukuza salgılanmasına yol açar.Benim kişisel fikrim, O gruplarında kulak enfeksiyonlarının biberonla besleme yerine, emzirme yoluyla basitçe giderilebileceğidir. Bir yıl veya daha fazla emzirmek, çocuğun bağışıklık sisteminin ve sindirim sisteminin gelişmesine zaman tanır. O grubu çocuklarda, kulak enfeksiyonlarının önüne, buğday ve süt ürünleri kısıtlanarak geçilebilir. Onlar genelde bu ürünlere karşı çok küçük yaşlardan beri hassastırlar. Yüksek oranda protein içeren balık ve kırmızı et yardımıyla bağışıklık sistemleri güçlendirilebilir.Diyet tavsiyelerine uyulması, tekrar eden kulak enfeksiyonlarını geçiren çocukları olan ailelerde genellikle zordur.

Çocuklarının çektiği acıyı gören tedirgin ebeveynler onu rahatlatacağı düşüncesiyle, çoğunlukla her istediğini yemesine izin verirler. Bu çocuklarm çoğunun oldukça seçici olduklarından, sınırlı bir kaç çeşit yiyeceği tüketiklerini ve genelde hastalıklarını azdıran yiyecekleri seçtiklerini gördüm. Tony bir önceki hastalığın tedavisi için kullanılan antibiyotiği kestikten sonra yeni bir enfeksiyon oluşmuştu. Artan antibiyotik dozlarının daha az sonuç vermesiyle sonuçlanan yararsız tedaviler görmüştü.

Anesine ilk sorum ne yediğine ilişkindi. Biraz kendini savunma durumuna geçen anne, 'Bunun bir sorun olduğunu düşünmüyorum' dedi ve ekledi 'Biz çok iyi yeriz bolca ta-Kan Grubu: Hastalığa Karşı Bir Güç vuk, balık, sebze ve meyva'.Tony'e dönüp, en sevdiği yiyecekleri sordum. İstekli bir biçimde yağda kızarmış tavuk olduğunu söyledi. 'Şişte mısır da sever misin' diye sorduğumda 'Oh eveet' dedi. Bende annesine 'İşte sorun da bu oğlunuz tavuk ve mısıra alerjik' dedim. Şüpheli bir biçimde nasıl emin olduğumu sordu. Ben de 'Çünkü o bir B grubu' dedim. Kan grubu bağlantısını ona a- çıkladım ve ikna olmamış görünse de, ona B grubu diyetini 2-3 ay boyunca uygulamasını önerdim.Gerisi, dedikleri gibi hikaye. Sonraki iki yıl içinde Tony oldukça sağlıklıydı. Bir kış mevsimi süresince genelde bir kaç kulak enfeksiyonu geçiriyordu ki, önceki sıklık 10 ile 15 kez arasındaydı. Bu izole edilmiş enfeksiyonlar, hem natüro- patik metodlar, hem de ılımlı düşük kuvvetle antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp