Kapı Toplardamarı Sisteminde Kan Basıncı Yüksekliği

Kapı Toplardamarı Sisteminde Kan Basıncı Yüksekliği : Yeni oluşan bağdoku ve özellikle de çok miktarda yalancı lobcuk kümelen­mesi karaciğer dolaşımının bir bölümü­nü yıkıma uğratır; bir bölümünde de baskı ve boğulmaya yol açar. Bu durum karaciğer toplardamarlannın lobcuk içi küçük dallarında, yani toplardamarların doğduğu yerlerde daha belirgindir. Bu damarlann görevi karaciğerden çıkan kanı toplamaktır. Bunlann bazısının bi­le kapanması doğal olarak karaciğer içi kan akışında belirgin zorluğa yol açar ve karaciğerde kan göllenmeye başlar.Kapı toplardamarı bağırsaklardan ve dalaktan gelen bütün kanı karaciğere geçiren ana damardır ve taşıdığı kanın karaciğere girmesi de karaciğerde dola­şım koşullarının böyle kötüleşmesi du­rumunda zorlaşır. Kanın karşısındaki direnç arttıkça, onu yenmek için gere­ken güç de artar ve böylece kapı toplar­daman sisteminde kan basıncı yükselir.

Yapılan ölçümler kapı toplardamannda basıncın normalde 20 cm su basıncın­dan az olması gerekirken, sirozlularda 25-60 cm su basıncına kadar yükseldi­ğini göstermiştir.Yan dolaşım gelişmesi - Sirozun çok ağır bir belirtisi de kapı toplarda­mannda kan basıncı yükselmesine bağlı olarak bir yan dolaşımın ortaya çıkma­sıdır. Yan dolaşım yemek borusu düze­yinde toplardamarlarda varis oluşumu biçiminde ortaya çıkar ve hastanın ya­şamını tehlikeye soktuğundan aynca te­davi edilmesi gerekir.Kapı toplardamarı kanının karaciğe­re zor akması ve damarda basıncın yük­selmesi sonucunda kan daha kolay aka­bildiği yeni yollara yönelmeye başlar. Buraya kadar kötü bir durum yoktur; tam tersine bu gelişmenin pratik bir ya­ran da vardır. Vücudun kendiliğinden aldığı bu acil önlemden sonra, karaci­ğerdeki kan göllenmesi biraz hafifler. Ama bir de komplikasyonu vardır:

Ka­nın bulduğu yeni akış yollanndan biri, kapı toplardamarına akan mide koroner (taç) toplardamarıdır. Kan bu yoldan yemek borusu toplardamarlarına ve da­ha sonra üst anatoplardamara yönelir.Yemek borusu toplardamarlan zayıf damarlardır. Bazen yeni kan kütlesinin yarattığı yüksek basınca dayanamazlar. Duvarları daha da zayıflar ve genellikle bacaklardakilere benzeyen varisler olu­şur. Bu varisler yemek borusu boşluğu­na doğru büyüdüğünden büyük ve sert bir lokma ya da mukoza örtüsünü sindi­rerek yıkıma uğratan ülser gibi bir et­ken varislerin yırtılmasına neden olur. Sirozun dengelenebildiği (kompanse) evresi bu noktada aşılır ve hastada teh­likeli bir iç kanama başlar. Kanama dursa da sorun bitmez, çünkü vücut ar­tık sirozu düzenleyici etki gösteremez (dekompanse siroz) ve aşın kansızlık hastada temel bir tedavi sorunu yaratır. Yemek borusu varisleri radyolojik in­celemeyle belirlenebilir.

Yan dolaşım gelişmesi yemek borusu varisleri dışın­da basur ve yüzeysel karın toplardamar- lannın genişlemesine de yol açabilir.Dalak büyümesi - Kapı toplardama­nnda yüksek tansiyon genellikle dala­ğın büyümesine yol açar. Büyüyen da­lak kemik iliğinin etkinliğini kısıtlar; al­yuvar, akyuvar ve trombositlerin üreti­mini engeller. Kemik iliğinde alyuvar yapımının azalması alyuvar üretimini uyaran folik asit yetersizliği ve aşırı al­yuvar yıkımıyla da birleşince hastada kansızlık ve vücut direncinde genel bir zayıflama ortaya çıkar. Bu durumda hastanın olası bir kanamaya dayanabil­mesi zordur. Akyuvarların azalmasımikropların saldırısı karşısında vücut savunmasının yetersiz kalmasına yol açar. Sirozlu hasta bakterilere karşı daha dirençsizdir ve her türlü enfeksiyondan çok kolay etkilenir. Trombositler kanın pıhtılaşmasında önemli rol oynadığın­dan bunların azalması, kanama eğilimini artırır.

Sirozlularda sık görülen kanama, trombositlerden başka gene pıhtılaşma­da etkisi olan protrombin, fibrinojen, faktör V, VII, X gibi maddelerin eksikli­ğine de bağlıdır. Bu maddelerin üreti­minde karaciğerin etkinliği önemlidir.Kandaki bu değişikliğin sonucunda hastada burun kanaması nöbetleri, diş fırçalarken, bazen de kendiliğinden diş- etlerinde kanama ya da dışkıyla kan çı­karma görülür. Dışkıyla çıkan kan her zaman gözle görülmeyebilir: Kan sindi­rim kanalının alt bölümünden, yani ba­sur ve düzbağırsaktan gelmiyorsa ve fazla miktarda değilse, kanamanın tek belirtisi dışkının koyu, bazen kapkara bir renk almasıdır.ilerlemiş siroz olgularında araya gi­ren bir enfeksiyon, uzun süreli kabızlık, varis kanaması, karaciğere zararlı ilaç­ların almması gibi bir etken gittikçe şid­detlenen bilinç bozukluğuna yol açabi­lir. Hastada hafif uyku hali, davranış değişikliği, ellerde titreme ve ağızda hastalığa özgü (amonyak gibi) bir koku ortaya çıkar ve sonunda koma gelişir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp