Kan Şekeri Düşüklüğü İlk Yardım

Kan Şekeri Düşüklüğü İlk Yardım

Bu hastalık, şeker hastası olan birinin ilaçlarını aldığı halde diyetini gerektiği gibi uygulamadığından dolayı kan şekerinin düşmesi olarak tanımlanır. Bu hastalığın belirtileri aşağıda verilmiştir.Kişide anormal tavırlar gözlemlenir.Aşırı terleme, güçsüzlük, baygınlık ve titreme görülür.Bilinçsizlik gözlemlenebilir
 
Kazazedenin bilinci yerindeyse kazazedeye su ile glikoz verin. Eğer glikoz yoksa tatlı şeyler verin.Kazazede bilinçsizse kazazedeyi kurtarma pozisyonuna getirip iğne ile %25 glikoz çözeltisi verin.
 
Kazazedeyi doktora ya da hastaneye götürün.
 
Panik yapmayın.

Kan Şekeri Düşüklüğünün Nedenleri

Kan şekerinin düşük olması vücudun ihtiyaç duyduğu glukoz miktarının düşük olmasıdır. Diyabet hastalarında ortaya çıkar. Kullanılan kimi ilaçlar ( özellikle diyabet ilaçları ) ve beslenme tarzı da buna etki edebilir.

Ayrıca aşırı kilo, tiroid bezinin yetersiz çalışması, böbrek ve karaciğer hastalıkları, hipofiz bezinin az çalışması, diyabet hastalığı, çok fazla alkol kullanımı, uzun süreli yaşana stres durumu, kısa süre içinde çok kilo verme, çok fazla şekerli gıda tüketmek, çok fazla sigara içmek, çay ve kahve gibi içecekleri çok tüketmek gibi nedenler kan şekeri düşüklüğüne yol açabilir.

Kan Şekeri Düşüklüğü Bitkisel Tedavi

Gün içinde, kan şekerindeki düşmeler nedeniyle ortaya çıkan, şeker, çikolata veya tatlı bir şeyler yeme ve atıştırma isteği kan şekerinde düşmeleri olan kişilerde sıklıkla oluşan bir durumdur.

Özellikle yüksek glisemik indeksli yani kan şekerini hızla yükselten karbonhidratlar yendikten sonra, önce kan şekeri ve arkasından insülin hormonu kanda hızla yükselir. İnsülin, kan şekerini düşüren bir hormondur. Yüksek insülin seviyeleri 2-3 saat sonra kan şekerinizi normalin de altına indirdiği için, şiddetli bir yeme isteği, titreme ve terleme olur. Bu duruma reaktif hipoglisemi denir. Kandaki yüksek insülin seviyeleri, kandaki şekeri çok çabuk yok ettiğinden kan şekeri düşer. Kişi bu durumda şeker, çikolata veya tatlı, ne varsa yemek için saldırır. Bu saldırılar sonrası şeker düzelirse de bir süre sonra tekrar düşer. Şekerli şeyler yedikçe de kilo alır. Bu nedenle şeker düşüklüğü olan kişilerin kendilerinde şeker hastalığı varmış gibi beslenmeleri gerekir.

Dengeli beslenmeyenler, kahvaltı yapmayanlar ve düzensiz yemek yiyenlerde kan şekeri gün içinde düştüğü için sık sık atıştırma krizine girerler. Sabah saat 9-11 arasında, öğleden sonra saat 15-16 sularında daha belirgin olmak üzere halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, çarpıntı ve tansiyon yükselmesi bazen tansiyon düşmesi gibi şikayetler olabilir.

Bu durumu önlemek için, düşük glisemik indeksli ve posalı karbonhidratlar alınmalı ve öğünler atlanmamalıdır. Sebze ve meyve gibi posalı gıdalar çok yavaş sindirildiği için kan şekerini hızla yükseltmezler. Diyet yaparken posalı karbonhidrat alımını artırmak veya düşük glisemik indeksli (şeker yüklü) gıdaları tercih etmek şarttır.

Bu değişikliği yapmak aslında çok kolaydır. Beyaz ekmek yerine tam buğdaydan yapılmış ekmeği (köylü ekmeği, veya Doygun tam buğday ekmeği, Uno tam buğday ekmeği gibi) ; beyaz pirinç yerine kahverengi pirinç veya kabuklu pirinç veya en iyisi bulguru; beyaz makarna yerine tam buğdaydan yapılmış makarna veya kepekli, ıspanaklı veya domatesli makarnayı yemek bu değişikliğin ilk başlangıcıdır.

Glisemik indeksi (şeker yükü) fazla olan patates, muz ve havuç gibi besinleri çok nadiren yemek ve düzenli egzersiz yapmak gereklidir.

Düzenli yapılan egzersiz kan şeker düşüklüğünü önleyen bir etki yaptığı için, bu tür hastaların her gün yarım saat yürüyüş yapmaları uygundur.

Diyet olarak kan şekerini yükseltmeyen tam tahılların kullanımını artırmak için, yulaf ezmesi, buğday ezmesi, tam buğday gevreği ve bulgur pilavı yemek, çorbalara arpa ve kabuklu pirinç koymak da önemli önlemlerdir. Karnabahar ve brokoli gibi posalı gıdaları daha fazla tüketmek de açlık duygusunu azaltır ve sizi uzun süre tok tutar ve kan şekeri düşmesini önler.
Kan şekerinde düşüklüğün devam ettiği kişilerde şeker yüklemesi yapmak gerekebilir. Kortizol hormonundaki düşüklük, tiroit bezinin fazla çalışması, insülin hormonun fazla olması, karaciğer ve böbrek hastalıkları da kan şekeri düşüklüğü yapabilir. Bu tür bir hastalık olup olmadığını da araştırmak için bazı hormon tetkiklerini yaptırmak gerekmektedir.

Sigara, kahve ve kafeinli içecekler de kan şekerini düşürerek şekerli şeylere saldırmaya neden olabilir. Bunun nedeni çaya konulan şeker değil çayda ve kahvede bulunan kafeindir. Açlık atakları yaşayanların sigara, kahve ve kafeinli içecekleri ( kola, kahve ve çay) içmemeleri gerekir.
Atıştırmaların veya kan şekeri düşüklüğünün önemli bir nedeni de düzenli uyku uyumamak veya uykusuzluktur. Düzenli ve yeterli uyku bu tür şikayetleri azaltır. Atıştırmaları önlemek için yeterli ve dinlendirici şekilde uyku uyuyunuz ve en geç saat 22.00’de yatmaya çalışınız.
Atıştırmaların veya gün içinde kan şekeri düşmesinin bir diğer nedeni, stres altında yaşamaktır. Stresi azaltmak için gevşeme tekniklerini öğrenmek, spor yapmak, açık havada yürümek veya bir psikiyatr veya psikologdan destek almak gerekir.

Atıştırmalar sırasında patates cipsi, bisküvi, çikolata veya şeker yerine domates, elma, salatalık, kuru erik, 3-4 tane badem veya ceviz, yulaf ezmesi ya da yoğurt yemeye çalışın.Bütün öğünlerde light süt ile yulaf ezmesi yiyiniz. Buna rağmen açlık atakları olursa Psillium posasından yemeklerden bir saat önce bir kapsül alıp iki bardak su içiniz. Buna rağmen tatlı isteği oluyorsa öğleden sonraları ara öğünü 2 defa yapabilirsiniz. Yani saat 14 ve saat 16’da ara öğün yiyebilirsiniz.

Ara öğünleri atlamayın. Diğer bir deyimle az, ancak sık yemek yiyin. 2.5 saatten fazla aç kalmayın.

Egzersiz yapmak ve hareketli olmak da bu tür açlık hissinin azalmasına katkıda bulunur. Bu nedenle hareketli olun, ancak aşırı egzersiz yapmayın. Aşırı egzersiz de kan şekerini düşürür. Günde yarım saat yürüyüş yeterli olur.

Günde 1-2 saat dışarı çıkın, güneş ışığı görün. Stresiniz varsa derin nefes alma egzersizleri yapın.
Reaktif hipoglisemiden kurtulmak icin yukarıda kısaca bilgi verilen diyet glisemik indeks (G. İ.) Diyetidir.

Hipoglisemide tanı
Hipogliseminin en önemli özelliği, hepsinde olmasa da ileride diyabet adayı olmaya yatkınlık göstergesi olabileceğidir. Bu nedenle bu belirtileri yaşayan, ailesinde diyabet öyküsü bulunan hastalar, mutlaka hekime başvurup, halk arasında bilinen adıyla yükleme yani oral glukoz tolerans testi (OGTT) yaptırmalıdırlar. Bunun sonucuna göre de mutlaka Diyet ve egzersiz, gerekirse de ilaç tedavisi almalıdırlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp