Horlamanın Nedenleri Ve Çözümleri

Horlamanın Nedenleri Ve Çözümleri

Fazla kilolar: Obezite ya da fazla kilolar horlamayı kötüleştirebilir çünkü boyundaki yağ fazlası solunum yolunun darlaşmasına neden olur. Üstelik yağ dokularıyla birlikte boğaz ksımında titreşen yumuşak doku miktarı çoğaldığı için horlamalar da daha gürültülü olur. Kilo vermek boynun incelmesine ve daha rahat nefes alınmasını sağlayabilir. Ancak eğer kilo sorununun yanı sıra horlamayı tetikleyen başka nedenler de aynı anda görülüyorsa, sadece kilo vermek horlama problemini çözmeye yeterli olmayacaktır.

Uyku pozisyonu: Alıştığınız uyku pozisyonu horlamanızın da nedeni olabilir. Yan yatmaktansa sırt üstü yatmak boğaz kaslarında gevşemeye ve daralmaya neden olur. Bu durumun sonucu da genellikle horlamadır. Derin uyku sırasında hangi pozisyonda yattığınızı kestirmek elbette mümkün olmayacaktır ancak kendi horlamanıza uyanır ve kendinizi sırt üstü yatarken bulursanız, sağa ya da sola dönerek uyumayı deneyebilirsiniz.

Alkol: Boğaz kaslarının horlamaya neden olacak şekilde rahatlamasına belirgin biçimde neden olan başlıca etkenlerden biri de alkoldür. Alkolün gevşetici etkisini vücudunuzun genelinde hissedebilirsiniz ancak eğer horlamak istemiyorsanız, özellikle de yatmanıza yakın alkol almamalısınız. İçki içtiğiniz saat ile uyku saatiniz birbirine ne kadar yakınsa, horlama ihtimali de o kadar yüksek olur.

Anatomi: Ağzınızdaki dokuların şekli horlamanızın açıklaması olabilir. Solunum yolu ne kadar darlaşırsa o kadar yüksek bir horlama sesi duyulur. Örneğin normalden daha uzun ve yumuşak bir küçük dil oldukça gürültülü bir horlamaya neden olacaktır. Diğer fiizksel nedenler arasında şişmiş lenf bezleri veya bademcikler, horlama nedeni olarak sayılabilir.

Alerjik rinit (saman nezlesi): Toz ya da polen gibi alerjik tepki vermenize neden olan bir alerjen soluduğunuzda, daha çok gözlerde ve burunda çeşitli belirtilere neden olan bu duruma saman nezlesi adı verilir. Bu belirtilerin başında da burun akması, geniz akıntısı ve sinüs iltihabı gelir. Bunların hepsi de solunum yollarında tıkanıklığa ve dolayısıyla horlamaya neden olacak belirtilerdir.

Sinüzit: Sinüs boşluklarının iltihaplanmasına sinüzit veya sinüs enfeksiyonu denir. Alerji, soğuk algınlığı ya da burundaki şekil bozuklukları sinüzite neden olabilir. Sinüs boşluğu bakteri ya da virüs yüzünden şişer ve mukoza salgısı sinüslerde birikir. İltihap sinüslerde ağrıya, basınca, ciddi tıkanıklıklara ve geniz akıntısına yol açabilir. Sinüzitin nefes almayı zorlaştırması uyku sırasında bu nedenle horlamaya sebep olur.

Şekil bozuklukları: Burun eğriliği gibi burun anormallikleri horlamaya yol açabilir. Bu duruma eklenecek fazla kilolar, sırt üstü yatmak veya alkol gibi diğer nedenlerle birlikte horlamanız çok daha kötü bir hal alabilir.

Uyku apnesi: Solunum yolu kasları, çenenin pozisyonu, büyük bir dil ya da büyük bir küçük dil gibi nedenlerle boğazın tıkanması sonucu uyku apnesi yaşanabilir. Uyku apnesi, uyku sırasında solunum yolunun kısmen ya da tamamen kapanması ve nefesin durması anlamına gelir. Uyuyan kişi soluksuz şekilde uyanabileceği gibi bazen de kapanmaların farkında olmayabilir. Bu tıkanıklık, saatte 10 ya da 100 kez tekrarlayabilecek bir durumdur. Ancak nefessiz kalınan süreler uzunsa (10 saniye ve üzeri), oksijensizlik vücut için tehlike yaratmaya başlar.

Uyku apnesi olan kişiler genellikle çok gürültülü bir şekilde horlarlar. Bazı kişiler yeterince uyumalarına rağmen neden uyandıktan sonra hiçbir zaman kendilerini dinlenmiş hissetmediklerini anlayamazlar. Bu durumun nedeni uyku apnesi olabilir. Uyku apnesinin kalp sağlığını hatta kişilerin hayatını tehdit ettiği bilinmektedir.

Horlamanın Çözümleri

Amerikalı Bilim adamları tarafından geliştirilen ve son aylarda Türkiye'de de uygulanmaya başlayan 'pillar implant' yöntemi sayesinde horlama sorununun önüne geçilebiliyor. Ameliyat sadece 15 Dakika sürüyor Nevşehir Devlet Hastanesi KBBUzmanı Dr. Tamer Kolay, tıp dünyasının özellikle erkeklerde görülen ve hastaları olduğu kadar eşlerini de rahatsız eden horlamaya karşı mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.

Dr. Kolay horlama hastalığının kişinin gece uykusu sırasında nefes alıp vermesinin 10 saniye durmasına ve bu 10 saniye içinde beyne Oksijen gitmediği için uyandığında bilinç kaybı ve Gün boyu süren uyuklamalarla karşı karşıya kalmasına neden olduğunu anlattı. Kolay, daha önce uygulanan tedavi yöntemleriyle hastanın iyileşmesinin 10 gün sürdüğünü ve sosyal hayatına geri dönebilmesi için 20 gün gerektiğini söyledi.

Kolay, geliştirilen 'pillar implant' yöntemi sayesinde hastanın 15 dakika süren operasyonun ardından sosyal yaşamına devam edebildiğini belirtti Daha önce uygulanan tedavide hastanın bademciğinin alındığını ancak bu yöntemde hastanın damağına küçük çubuklar yerleştirildiğini anlatan Kolay, şöyle onuştu Bu hastalığın tedavisi öteden beri var ancak son 2 aydır çıkan yeni yöntemin diğerlerine göre bazı üstünlükleri var Sadece lokal Anestezi altında bir cerrahi girişim olmaksızın 3 tane küçük implant'in özel aparat vasıtasıyla yumuşak damar içerisine yerleştirilmesi sağlanıyor. Daha önce bademciğin alınması ile yapılan operasyon daha agresif ve dokuya zarar verebilecek girişimlerdi ve genel anestezi altında yapılıyordu.

Hastanın iyileşmesi 10 gün, sosyal hayatına dönebilmesi için de 20 gün gerekiyordu. Şimdi hiçbir acı hissetmeyen hasta ameliyatın hemen ardından sosyal yaşamına devam edebiliyor Horlama sorununa karşı Nevşehir Devlet Hastanesi'nde 'pillar implant'yöntemi ile tedavi olan Adem Ertaş isimli hasta ise, "Geceleri sürekli olarak horluyordum. Bu durumdan eşim ve çevremdekiler şikayetçi oluyordu. doktora başvurduğumda bu yöntemle sorunumun çözülebileceğini söyledi. Operasyon sırasında herhangi bir acı hissi duymadım ve şimdi çok rahatım" dedi.

NEDEN ERKEKLER DAHA ÇOK HORLAR

Bunun nedeni, yağlanmanın kadınlarda esas olarak kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın çevresinde yoğunlaşmasıdır. Özellikle kilolu erkeklerde bu durum, yatarken (bilhassa sırtüstü pozisyonda) karın kitlesinin diyaframa baskısıyla göğüs içi basıncını arttırır; dilin de arkaya kayması ve uyku ile birlikte yutak çevresindeki yumuşak dokuların ve kasların gevşemesiyle horlamayı doğuracak şartlar ortaya çıkmış olur. Kadınların kas yapısındaki farklılıkların da horlamayı azalttığı düşünülüyor. Menopozdan sonra hormonal değişiklikler sonucu kadınların kas yapısı da erkeklerinkine benzemeğe başladığından, belirli bir yaştan sonra onların da horlama oranı erkeklere yaklaşır, hatta eşitlenir.

HORLAMA BİR SORUN MUDUR?

Kesintisiz, yani solunum düzensizliğinin eşlik etmediği horlamaya basit horlama diyoruz. Horlamanın nefes durmaları ve uykuda bölünme oluşturmuyorsa hastaya herhangi bir zarar vermediği düşünülmekteydi. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalar, uykuda solunumla ilgili düzensizlikler (örneğin solunum durmaları) olmasa bile, basit horlamanın, gece boyunca solunum için harcanan güç dolayısıyla vücutta yorgunluğa, buna bağlı olarak da gündüz halsizlik ve uykululuğa neden olabildiğini gösteriyor. Burada, gürültüden dolayı çevrenin, özellikle de eşin rahatsız olması ve uykusunun bölünmesi söz konusudur.

Zaten basit horlaması olan kişiler, daha çok yakınlarının ısrarı dolayısıyla hekime başvururlar. Horlama bazılarınca önemsiz ve basit bir durum olarak kabul edilebilir: Ancak, bazen bütün bir ev halkını huzursuz eden bir sorun haline de gelebilir. Yaşam kalitesine olumsuz etkisi olduğu kesindir. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Horlayan kişinin tıbbi olarakta birçok sorunla karşılaşması olasıdır. Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp