Gizli Şeker Hastalığı Ve Tedavisi

Gizli Şeker Hastalığı ve Tedavisi,şeker hastalığının sinsi'si olarak adlandırılan ve toplumda yaygın olarak görülebilen kişinin yaşantısını olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Gizli şeker hastalığı tedavisi hakkında bilgiler aşağıdaki makalemizde yer almaktadır. Gizli şeker hastalığı ve tedavisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız aşağıdaki makalemize göz atmanızı tavsiye ederiz.

Adından da anlaşılacağı bilinen şeker hastalığının aksine sinsi bir biçimde ilerler. Kişi gizli şeker hastası olduğunun farkında bile değildir. Yapılan bir takım tetkiklerle anlaşılabilmektedir.

Normal şeker hastalığına oranda toplumda yüzde 20- 25 ‘li oranla daha sık görülmektedir. Gizli şeker yaşam kalitesini bozmakta, kişinin sosyal hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.

Yazımızda gizli şekerin hastane ortamına gitmeden kendi bünyenizdeki birtakım belirtilerle nasıl anlaşılabileceği ve tedavi yöntemlerini okuyacaksınız.

Gizli Şeker Nedir ?

Tıp dilinde “glikoz tolerans bozukluğu” veya “pre-diyabet” olarak isimlendirilmektedir. Gizli şeker hastalarının yüzde 4 ile 9‘luk bölümü bilinen şeker hastası olma riski ile karşı karşıyadır.

Gizli şeker hastalığında ölçülen açlık kan şekeri(AKŞ) normal olabilir. Bu da hastanın yanılmasına neden olur. Açlık kan şekerindeki hafif değişmeler veya bozulmalar görülebilir.

Açlık kan şekeri 100 ile 126 mg/dl arası çıkmış ise, bu değişiklikler veya bozulmalar gizli şeker hastalığı için risk oluşturabilmektedir. Fakat, açlık kan şekeri normalken(100 mg/dl‘nin altında) dahi, OGTT (oral glikoz tolerans testi), adı verilen şeker yükleme testi sırasında 2. saat kan şekeri 140 -200 mg/l arasında çıkması da sizde gizli şeker olduğuna işarettir.

Gizli şeker hastalığı kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmektedir. Bunun yanında gizli şeker başka bir takım hastalıklara da davetiye çıkarmaktadır. Bunlara örnek verecek olursak kalp-damar hastalıkları, tansiyonun şiddetine bağlı olarak göz hasarları gelişebilir.

Nasıl Önlenebilir ?

Dengeli ve sağlıklı beslenme,
Sigaranın bırakılması,
Düzenli spor yapılması,
Doktorunuzun vereceği ilaçlar kullanılmalı,
Kilo kontrolü gibi önlemler hastalığı yüzde elli oranında önleyebilmektedir.

Hastalığın Fizyolojisi Nasıldır ?

Kanda şeker yani glikoz miktarı arttığı zaman, kandaki şekeri azaltan, her insanda bulunan ve pankreastan salgılanan hormon olan “insülin” miktarı artmaya başlar.

Yemeklerden sonra artan glikoz miktarına bağlı olarak, kanda insülin miktarı da artar. Devamlı süreçte kan şekerini artıran karbonhidratlı gıdalar tüketildiğinde kanda sürekli insülinin yüksek olmasına sebep olur. İnsülin de pankreastan salgılandığı için, bu, pankreasın sürekli çalışması anlamına gelir.

Pankreastan salgılanan insülin hormonu salgısı, belirli bir süre sonra pankreas bezinin çok çalışmaktan dolayı yorulması nedeniyle azalır ve kanda şeker yükselir, şeker hastalığı ortaya çıkar.

Normal karbonhidrat alınımında insülin görevini yapar, ancak devamlılık halinde insülin görevini yapamaz duruma gelir. Yani miktarı çok olan insülin var ama kan şekeri hala yüksek olması demektir.

Bu durum, doygunluğun kısa süreli olması, acıkma atakları ve kilo almayla belirti vermeye başlar. Bu süreçte önce reaktif hipoglisemi (acıkma atakları), gizli şeker ve sonra aşikâr şeker hastalığı ortaya çıkar.

İnsülinin bir diğer görevi de yağ dokudan yağların çözülmesini engelleyen bir hormondur. İnsülin etkisi azalınca yağ dokusundan yağlar çözülmeye başlar ve kanda yağ asitleri veya yağlar artmaya başlar. Kandaki yağ oranına bağlı olarak kalp damar hastalıkları gelişebilir.

Kimlerde Görülebilir ?

45 yaş üstündeki kimseler,
Aşırı kilolular,
Alkol kullanılmamalıdır,
Yüksek tansiyon,
Ailesel yatkınlık,
4,5 kilonun üzerinde bebek doğuranlar,
Düşük HDL-kolesterol düzeyi olan kişilerde gizli şeker hastalığı görülebilir.

Tedavisi Nasıldır ?

Tedavide öncelikle yukarıda sayılan önlemleri almak çok mühimdir. Doktorunuzun size vereceği bilgileri öğrenmelisiniz. İlaveten size göre belirlenen beslenme programını harfiyen uygulamalısınız, dışına çıkmamalısınız.

Uzmanlar diyabet tedavisinde vücuda çok fazla şeker kaynağı sokmamak ve pankreası zor durumda bırakmamak gerektiğini belirtmektedirler. Karbonhidrat alımı dengeli olmalı, çay şekerinden uzak durulmalı ve yemeklerdeki yağ oranı da önerilen miktarı aşmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp