Gebelikte Mol

Gebelikte Mol : Gebelikte görülen plasental (çocuğun eşi) hastalıklar grubundan nadir görülen bir durumdur.

Bu grup hastalıklar içersinde en sık görüleni mol hidatiform adı verilen bu üzüm gebeliğidir. Bunun dışında İnvaziv Mol (yayılım gösteren üzüm gebeliği) ve Koryokarsinoma denilen ve kanser davranışı gösteren oldukça kötü seyirli nadir görülen bir alt tipi de vardır.

Molar Gebelik ayrıca komplet (tam) ve inkomplet (tam olmayan) olarak iki grupta incelenir.

Komplet mol, ultrason incelemesinde fetüs ve fetüse ait yapılar bulunmayıp, yalnızca plasentanın olduğu mol şeklidir. Plasenta ve eklerindeki hücrelerde -adeta üzüm tanesine benzer- şekilde ödem, şişlik ve genişleme mevcuttur. Bu durum ultrasonda tipik bir görünüm verir ve dolayısıyla tanı konması kolaydır.

Ultrason yapılmasına rağmen yine de tanı için şüphede kalınan durumlarda kanda Beta HCG testine bakılır. Molde bu değer, aynı gebelik haftasındaki normal bir gebeliğe kıyasla daha yüksektir.

Mol gebeliği istatistiksel olarak sosyoekonomik seviyesi düşük kadınlarda daha sık meydana gelir, ancak her gebe kadında gözlenebilir. Ülkemizde yaklaşık 1000-2000 gebelikten birine mol tanısı konmaktadır. 20 yaş altındaki gebelerde ve 40 yaş üstündeki gebelerde mol gebelik daha sıktır.

Genellikle tanı bir adet gecikmesi sonrası yapılan gebelik testinin pozitif olması sonrasında hastanın vajinal kanama şikayeti ile veya rutin olarak doktora muayene için gelmesi ile ultrason incelemesi sonrasında konulmaktadır.

Kanamalar hafif (lekelenme tarzında) olabileceği gibi fazla miktarda da görülebilir. Ayrıca daha önceden ultrason kontrolü yaptırmamış gebeler de bazen ilerleyen gebelik haftalarında bebeğin oynamaması şikayeti ile de hekime başvurabilirler.

Gebelerin bir kısmı "üzüm tanesi şeklinde parça düşürme" şikayetiyle başvurur. Bu durum veziküllerin rahim dışına atılmasından kaynaklanır.

HCG hormonunun aşırı yüksekliği bazı anne adaylarında her iki yumurtalıkda kistlerin oluşmasına neden olabilir. Bu kistler çok büyüdüklerinde ağrıya, ya da aşırı testosteron ("erkeklik hormonu") üretmeleri durumunda tüylenmeye de neden olabilir.

Nadiren, 20. gebelik haftasından önce ortaya çıkan tansiyon yükselmesi belirtileri mol gebeliğinin ilk belirtileri de olabilir.

Tüm sayılan bu belirtiler kısmi molde daha hafif olur ve ilk belirtiler daha geç gözlenir.

Gebeliğin ilk ayında normal olarak da görülebilen bulantı ve kusmalar (hiperemezis) molde genel olarak çok daha şiddetli olur. Bulantı ve kusmaların nedeni, mol gebeliğinde normalden fazla olarak salgılanan Beta hCG hormonudur.

Mol gebeliği neden oluşur?
Komplet (tam) molde fetüse ait hiçbir doku yoktur. Bu durum, çekirdeksiz bir yumurtanın spermle döllenmesi sonucu oluşur. Yumurtanın çekirdeksiz olması nedeniyle bebek gelişimi olmaz ancak bebeğe ait eklerden plasenta gelişmeye devam eder. Bu form, mol gebeliğin daha sık gözlenen şeklidir. Belirtileri gebeliğin erken döneminde ortaya çıkar.

İnkomplet (tam olmayan) molde ise rahim içinde fetus mevcuttur, ancak kromozom olarak anormallik vardır. Normal bir yumurta hücresinin iki spermle döllenmesi söz konusudur. Her ne kadar bebek oluşmuş ise de genetik olarak fazla kromozomu olan bebeğin yaşama şansı yoktur. Kısmi Molde; içeri giren iki sperm, 23+23= 46 kromozomu oluşturur ve 23 kromozomlu yumurta hücresi ile de birleşince ortaya genetik bozukluğu olan 69 kromozomlu bir fetus meydana gelir. Komplet molden farklı olarak kanser potansiyeli taşımaz. Kısmi Molde fetusun da bulunmasından dolayı tanı bazen ilerleyen haftalara kadar gecikebilir.

Mol (üzüm) gebeliğinin ne gibi tehlikeleri vardır?

Mol gebeliği geçiren kadınların yaklaşık %10-15inde plasentaya ait hücreler gebeliğin bitmesinden sonra da çoğalmalarını sürdürürler.

Bu duruma gestasyonel trofoblastik neoplazi ("gebeliğe bağlı plasental tümör") adı verilir. Çoğalan plasenta hücreleri kan yoluyla diğer organlara yayılım yapabilir. En sık akciğer ve vajinaya metastaz yapmakla birlikte vücudun tüm organlarına yerleşebilir.

Uygun bir şekilde tedavi edilmediğinde yaptığı metastazlarla nadir görülen formlar (invaziv mol ve koryokarsinoma) ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden mol gebeliği tahliye edildikten sonra uzun süre (en az bir yıl) takip edilir.

Ayrıca mol gebeliğinin vajinal kanamaya yol açması ve bu kanamaların bazı durumlarda ciddi boyutlara ulaşabilmesi mol gebeliğinin diğer bir tehlikesidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp