Fokal Aktif Kolit

Fokal Aktif Kolit :

Ülseratif kolit, kolonu rektumdan proksimale doğru sağlam kısım bırakmadan tutan, iyileşme ve alevlenmelerle seyreden kronik, inflamatuar bir hastalıktır. Hafif ve orta şiddetli olgularda hem remisyonu sağlamada hem de idamede sulfasalazin ve 5-aminosalisilik asit bileşikleri kullanılırken, daha şiddetli olgularda 1-2 mg/kg/gün oral kortikosteroid başlanır. Belirtiler düzelmeye başladığında doz azaltılmaya başlanarak, AZA/6-MP eklenebilir (3). Çocukluk döneminde ülseratif kolit olgularının büyük bir yüzdesinde ilaç tedavisine cevap alınırken, hastaların %10-15’inde ilaç tedavisine cevap vermeyen ani başlangıçlı ve şiddetli kolit gelişebilmektedir (4).

Kortikosteroid tedavisi şiddetli ÜK olgularında ilk seçenektir. Şiddetli kolit tedavisinde kullanılacak kortikosteroid dozu hakkında oluşmuş bir görüş birliği olmamakla birlikte, 20 mg/gün kortikosteroid tedavisinin kolit belirtilerini kontrol etmediği, en az 40 mg/gün dozunda kullanılması gerektiği kabul edilmiştir (2). Kortikosteroid tedavisine direncin tanımıyla ilgili de uzlaşı yoktur. Genellikle 10-14 gün damardan steroid tedavisine yanıt alınamadığı durumlarda kortikosteroid tedavisine direnç olduğu düşünülmesi gerektiği, bu durumda alternatif ilaç tedavilerinin ya da cerrahi tedavinin (total kolektomi) düşünülmesi gerektiği vurgulanmıştır (5). Bazı araş-tırmacılar ise 3 gün süreyle, günde damardan 40-60 mg prednizolon tedavisine rağmen CRP> 0.45 mg/dl ve dışkılama sayısı 3-8 arasındaysa hastanın steroid teda-visine dirençli olduğu kabul edilerek kolektomi uygu-lanması gerektiğini ileri sürmüşlerdir (6).

Steroide dirençli olgularda tercih edilen ikinci şeçenek ilaç tedavisi siklosporindir. Kısa dönemde kolektomi riskini azalttığı ancak uzun dönemde etkili olmadığı bildirilmiştir. Toksik doz ve tedavi edici doz aralığının dar olması, bu nedenle kan düzeyi izlemi gerektirmesi, geri dönüşümsüz nörolojik ve nefrotoksik yan etkilerinin sık görülmesi siklosporin tedavisinin olumsuz özellikleridir. Birçok çalışmada kortikosteroid tedavisine dirençli olgularda siklosporine 5 gün içinde yanıt alınamazsa kolektomi uygulanması gerektiği bildirilmiştir (7). Olgumuzda 2 haftalık ağız-dan, 5 günlük damardan kortikosteroid tedavisine ya-nıt alınamadığı için ikinci seçenek olarak siklosporin tedavisine geçildi, ancak 5 günlük tedaviyle bir düzelme olmadığı için total kolektomi uygulandı.

İlaç tedavisine cevap vermeyen şiddetli ülseratif kolit olgularında uygun zamanda cerrahi tedavi kararını verebilmek oldukça önemlidir. Özelikle çocuk olgularda ilk atağın şiddetli olması ve yaygın barsak tutulumunun olması cerrahi tedavi gereksinimini artıran önemli etmenlerdir (4). Literatürde bu konuda yapılmış çalışmalarda ilk atağın ciddi olmasının 5 yıl içinde kolektomi riskini belirleyen en önemli etmen olduğu ve kolektomi gereksiniminin ilk atağı hafif olan olgulardan 8 kat fazla olduğu bildirilmiştir. Total koliti olan olguların da %52’ sinin 3 hafta içinde kolektomi olduğu rapor edilmiştir (8). Total ve şiddetli koliti olan olgumuzda da 3 hafta içinde kolektomi uygulanması gerekmiştir.

Bu olgu nedeni ile; başlangıçta hafif hastalık tablosunun söz konusu olduğu ÜK’li çocuklarda ilaç tedavisine dirençli, cerrahi tedavi gerektiren ani başlangıçlı ve kötü gidişli kolitin gelişebileceği vurgulanmak istendi.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp