felce neden olan ilaçlar
Felçin Nedenleri : Felcin, kaslardan birinde zayıflıktan, bütünüyle hareketsizliğe kadar uzanan değişik tipleri vardır. Felce yol açan nedenler genellikle düzeltilebildiğinden, tedavilerde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bağımsız bireyler olarak davranmamıza olanak veren en önemli özelliklerimizden biri serbestçe hareket etme ve nesneleri kullanabilme yeteneğimizdir.
Bu hareketler için gerekli olanlar dışında, solunum, yemek yemek ve konuşmak gibi işler de kasların yardımıyla gerçekleşir. Kas hareketlerini geçici ya da sürekli olarak durduran felç, kişinin bağımsızlığını ciddi biçimde etkilediği gibi onu ölüme de sürükleyebilir. Felçler, çeşitli hastalıklar ve yaralanmalar sonucu hareketlerimizi yöneten karmaşık motor sistemin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Bu yüzden hem etkenin türü, hem de motor sistemin hangi bölgesinin etkilendiği önem taşır.
Nedenleri
Kaslar ince lif gruplarından oluşur. Bu gruplardan her biri omurilikteki ayrı bir motor sinir hücresine, öteki adıyla "motor nörona" bağlıdır. Omurilikteki motor nöronlar hem birbirleriyle, hem de beyinden gelen sinirlerle sıkı işbirliği içindedir. Felç, bu kumanda zincirinin herhangi bir bölümünün hastalığı ya da hasarı sonucu ortaya çıkabilir. Felcin şiddeti ve yeri ise hastalanan bölüme göre değişir.
Kas hastalıklarından kaynaklanan felçlerde bedenin iki yanı da etkilenir. En çok etkilenenler omuz ve kalça kaslarıdır. Kaslarda felce yol açan hastalıklar, kas distrofisi gibi doğuştan ya da kas hücrelerinin iltihaplanması anlamına gelen miyozit gibi sonradan olabilir. Bu hastalıklarda zayıflayan kaslar, aynı zamanda gittikçe incelerek bedenin ilgili bölümünün daha ince görünmesine yol açarlar.
Kalça kasları etkilendiğinde yürümek güçleşir; hastalık şiddetliyse bacaklar tümüyle felç olur. Omuz kaslarının felcinde eller tutma yeteneğini korusa bile, saç fırçalamak, tıraş olmak gibi işlemler güçleşir. Felcin şiddeti, hastalığa göre değişir ve çoğunlukla kısmi felçler görülür. Miyozitte iltihap kasların şişmesine yol açtığından, güç yetersizliğine ağrı da eşlik eder.
Kas lifleri ilgili sinirlere doğrudan değil, sinirler uyarıldığı zaman kimyasal moleküllerin bir uçtan öteki uca atladıkları bir boşluk ile bağlanır. "Miyastenia gravis" adı verilen hastalıkta, kas üstündeki, bu molekülleri "alan" bölgede bozukluk olduğundan, kas, gelen emirleri algılayamaz. Felç gün boyunca artar, yani kaslar kullanıldıkça zayıflar, dinlenince düzelir.
Bu felç değişik kasları etkileyebilir ama çoğunlukla omuz ve kalça kasları ile konuşma, yutma ve solunumu sağlayan kaslar zarar görür. Bazen solunum özel önlemler gerektirecek kadar güçleşir. Boğaz kasları felçten etkilendiği zaman içilen maddeler geri gelir ya da akciğerlere giderek hastanın boğulmasına yol açabilir.
Bazı sinirlerde ortaya çıkan bozukluklar, bu sinirlerin bağlı oldukları kaslarda zayıflağa ve felce yol açabilir. Sözgelimi, bazılarının kolundaki ulna siniri dirseğe çok yakın geçtiğinden, dirseğin sık sık çarpılması ya da dirsek çıkığı gibi durumlarda kolayca hasar görebilir ve el kaslarında felç ortaya çıkar. Başparmak kıvrılıp öteki parmakların karşısına getirilemediğinden cisimleri tutmak güçleşir. Disk kayması da, omurilikten çıkan sinirlere baskı yapabileceğinden sinirlere zarar verebilir.
Bu durumda felç, kol ya da bacağın yalnız bir bölümünü etkiler ve çoğunlukla sinir üstündeki baskı kalkınca felç de ortadan kalkar. Omuriliğin zarar görmesi, genellikle, beyinden bedenin iki yanına emir ileten sinirlerin de etkilenmesiyle sonuçlanır. Hangi organlarda felç görüleceği, zedelenen sinirlerin yerine bağlıdır. İki bacak (parapleji) ya da kollar ve bacaklar birlikte felç olabilir (tetrapleji).
Omurilik, belkemiğinin ya da boynun kırılmasına yol açan kazalarda zarar görebilir; kan damarlarında tıkanmalar ve kanama olabilir; ya da multipl sklerozda olduğu gibi iltihaplanma bulunabilir. Felce yol açan neden (sözgelimi, omuriliğe baskı yapan bir kemik parçası) ortadan kaldırılırsa, etkisi de hemen yok olur.
Omurilik hastalıkları da felç yapabilir. Sözgelimi, bir zamanlar çok yaygın olan çocuk felci, virüse bağlı bir omurilik enfeksiyonudur. Hastalık kol ya da bacak felci ile başlar ve bazen bütün bedene yayılır. Beyinden omuriliğe, oradan da kaslara bilgi taşıyan sinir lifleri, omurilik ile birleşmeden önce beynin altında çaprazlaşarak, bir yandan öteki yana geçerler.
Bu noktanın üstündeki sinirlerin zedelenmesi bedenin öteki yanındaki organları etkiler. Bu tür felçlerin en sık görülen örneği, beynin bazı bölümlerine yeterli kan gitmemesi sonucu ortaya çıkan inmedir. Eğer tıkanan ya da çatlayan damarın beslediği bölgede motor sinirler varsa, bedenin karşı yanında felç olur. İnmede felç birdenbire ortaya çıkar. Buna karşılık beynin iyileşme gücü oldukça yükselir. Beyin tümörlerinin yol açtığı felçler ise yavaş gelişir ve bu özellikleriyle inmeden ayırt edilirler.
Belirtileri
En basit tanımıyla felç, bedenin bir bölümündeki kasların çalışamaz duruma gelmesidir. Felçli organını kullanmak isteyen kişi bu organında güçsüzlük hisseder. Durum özellikle kol ve bacaklarda belirgindir. Hasta güç yürür, cisimleri sıkıca tutamaz. Konuşma kaslarındaki felç, söylenenlerin anlaşılmaz hale gelmesine yol açar, göz kaslarında ise çift görmeye neden olabilir. Bütün belirtilerin ortak özelliği kasların tümünün ya da bir bölümünün yeterli biçimde çalışmamasıdır.
Tedavi
İyileşme, felcin nedenine bağlıdır. Felce yol açan bazı hastalıklar iyi bakımla kendiliğinden geçer. İnme yüzünden bedenlerinin bir yanı felçli olarak hastaneye yatan hastaların çoğu, tedaviden sonra hastaneden, aksayarak da olsa yürüyerek çıkabilirler. Felçli hastalarda fizik tedavi ile iyi bakım çok önemlidir. Uzmanların yardımıyla hasta, kalan yeteneklerini değerlendirmeyi öğrenerek, yeniden bağımsızlığına kavuşabilir. Ancak felç, disk kayması sonucu omurilikten çıkan sinirlere bir baskı yüzünden oluşmuşsa, bu baskının ortadan kaldırılmasıyla iyileşir.
İnme ve disk kayması dışındaki nedenlerle oluşan (sözgelimi tümör, iltihap gibi) felçlerde de nedene yönelik tedavi uygulanır. Ancak kimi hastalıklar bütünüyle iyileştirilemediğinden yalnızca etkilerin en aza indirilmesine ya da hastanın kalan gücünü olabildiğince değerlendirmesine çalışılır.
Bu hareketler için gerekli olanlar dışında, solunum, yemek yemek ve konuşmak gibi işler de kasların yardımıyla gerçekleşir. Kas hareketlerini geçici ya da sürekli olarak durduran felç, kişinin bağımsızlığını ciddi biçimde etkilediği gibi onu ölüme de sürükleyebilir. Felçler, çeşitli hastalıklar ve yaralanmalar sonucu hareketlerimizi yöneten karmaşık motor sistemin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Bu yüzden hem etkenin türü, hem de motor sistemin hangi bölgesinin etkilendiği önem taşır.
Nedenleri
Kaslar ince lif gruplarından oluşur. Bu gruplardan her biri omurilikteki ayrı bir motor sinir hücresine, öteki adıyla "motor nörona" bağlıdır. Omurilikteki motor nöronlar hem birbirleriyle, hem de beyinden gelen sinirlerle sıkı işbirliği içindedir. Felç, bu kumanda zincirinin herhangi bir bölümünün hastalığı ya da hasarı sonucu ortaya çıkabilir. Felcin şiddeti ve yeri ise hastalanan bölüme göre değişir.
Kas hastalıklarından kaynaklanan felçlerde bedenin iki yanı da etkilenir. En çok etkilenenler omuz ve kalça kaslarıdır. Kaslarda felce yol açan hastalıklar, kas distrofisi gibi doğuştan ya da kas hücrelerinin iltihaplanması anlamına gelen miyozit gibi sonradan olabilir. Bu hastalıklarda zayıflayan kaslar, aynı zamanda gittikçe incelerek bedenin ilgili bölümünün daha ince görünmesine yol açarlar.
Kalça kasları etkilendiğinde yürümek güçleşir; hastalık şiddetliyse bacaklar tümüyle felç olur. Omuz kaslarının felcinde eller tutma yeteneğini korusa bile, saç fırçalamak, tıraş olmak gibi işlemler güçleşir. Felcin şiddeti, hastalığa göre değişir ve çoğunlukla kısmi felçler görülür. Miyozitte iltihap kasların şişmesine yol açtığından, güç yetersizliğine ağrı da eşlik eder.
Kas lifleri ilgili sinirlere doğrudan değil, sinirler uyarıldığı zaman kimyasal moleküllerin bir uçtan öteki uca atladıkları bir boşluk ile bağlanır. "Miyastenia gravis" adı verilen hastalıkta, kas üstündeki, bu molekülleri "alan" bölgede bozukluk olduğundan, kas, gelen emirleri algılayamaz. Felç gün boyunca artar, yani kaslar kullanıldıkça zayıflar, dinlenince düzelir.
Bu felç değişik kasları etkileyebilir ama çoğunlukla omuz ve kalça kasları ile konuşma, yutma ve solunumu sağlayan kaslar zarar görür. Bazen solunum özel önlemler gerektirecek kadar güçleşir. Boğaz kasları felçten etkilendiği zaman içilen maddeler geri gelir ya da akciğerlere giderek hastanın boğulmasına yol açabilir.
Bazı sinirlerde ortaya çıkan bozukluklar, bu sinirlerin bağlı oldukları kaslarda zayıflağa ve felce yol açabilir. Sözgelimi, bazılarının kolundaki ulna siniri dirseğe çok yakın geçtiğinden, dirseğin sık sık çarpılması ya da dirsek çıkığı gibi durumlarda kolayca hasar görebilir ve el kaslarında felç ortaya çıkar. Başparmak kıvrılıp öteki parmakların karşısına getirilemediğinden cisimleri tutmak güçleşir. Disk kayması da, omurilikten çıkan sinirlere baskı yapabileceğinden sinirlere zarar verebilir.
Bu durumda felç, kol ya da bacağın yalnız bir bölümünü etkiler ve çoğunlukla sinir üstündeki baskı kalkınca felç de ortadan kalkar. Omuriliğin zarar görmesi, genellikle, beyinden bedenin iki yanına emir ileten sinirlerin de etkilenmesiyle sonuçlanır. Hangi organlarda felç görüleceği, zedelenen sinirlerin yerine bağlıdır. İki bacak (parapleji) ya da kollar ve bacaklar birlikte felç olabilir (tetrapleji).
Omurilik, belkemiğinin ya da boynun kırılmasına yol açan kazalarda zarar görebilir; kan damarlarında tıkanmalar ve kanama olabilir; ya da multipl sklerozda olduğu gibi iltihaplanma bulunabilir. Felce yol açan neden (sözgelimi, omuriliğe baskı yapan bir kemik parçası) ortadan kaldırılırsa, etkisi de hemen yok olur.
Omurilik hastalıkları da felç yapabilir. Sözgelimi, bir zamanlar çok yaygın olan çocuk felci, virüse bağlı bir omurilik enfeksiyonudur. Hastalık kol ya da bacak felci ile başlar ve bazen bütün bedene yayılır. Beyinden omuriliğe, oradan da kaslara bilgi taşıyan sinir lifleri, omurilik ile birleşmeden önce beynin altında çaprazlaşarak, bir yandan öteki yana geçerler.
Bu noktanın üstündeki sinirlerin zedelenmesi bedenin öteki yanındaki organları etkiler. Bu tür felçlerin en sık görülen örneği, beynin bazı bölümlerine yeterli kan gitmemesi sonucu ortaya çıkan inmedir. Eğer tıkanan ya da çatlayan damarın beslediği bölgede motor sinirler varsa, bedenin karşı yanında felç olur. İnmede felç birdenbire ortaya çıkar. Buna karşılık beynin iyileşme gücü oldukça yükselir. Beyin tümörlerinin yol açtığı felçler ise yavaş gelişir ve bu özellikleriyle inmeden ayırt edilirler.
Belirtileri
En basit tanımıyla felç, bedenin bir bölümündeki kasların çalışamaz duruma gelmesidir. Felçli organını kullanmak isteyen kişi bu organında güçsüzlük hisseder. Durum özellikle kol ve bacaklarda belirgindir. Hasta güç yürür, cisimleri sıkıca tutamaz. Konuşma kaslarındaki felç, söylenenlerin anlaşılmaz hale gelmesine yol açar, göz kaslarında ise çift görmeye neden olabilir. Bütün belirtilerin ortak özelliği kasların tümünün ya da bir bölümünün yeterli biçimde çalışmamasıdır.
Tedavi
İyileşme, felcin nedenine bağlıdır. Felce yol açan bazı hastalıklar iyi bakımla kendiliğinden geçer. İnme yüzünden bedenlerinin bir yanı felçli olarak hastaneye yatan hastaların çoğu, tedaviden sonra hastaneden, aksayarak da olsa yürüyerek çıkabilirler. Felçli hastalarda fizik tedavi ile iyi bakım çok önemlidir. Uzmanların yardımıyla hasta, kalan yeteneklerini değerlendirmeyi öğrenerek, yeniden bağımsızlığına kavuşabilir. Ancak felç, disk kayması sonucu omurilikten çıkan sinirlere bir baskı yüzünden oluşmuşsa, bu baskının ortadan kaldırılmasıyla iyileşir.
İnme ve disk kayması dışındaki nedenlerle oluşan (sözgelimi tümör, iltihap gibi) felçlerde de nedene yönelik tedavi uygulanır. Ancak kimi hastalıklar bütünüyle iyileştirilemediğinden yalnızca etkilerin en aza indirilmesine ya da hastanın kalan gücünü olabildiğince değerlendirmesine çalışılır.