Dissemine Meme Kanserinin Hormonal Tedavi

Dissemine Meme Kanserinin Hormonal Tedavi : Meme kanserinde; östıojen reseptörü (ER), progesteron reseptörü (PgR), pıolaktin reseptörü (PrR), andıojen reseptörü, tiı oid hormonu reseptörü, insulin reseptörü, glukokortikoid reseptörü ve kalsitonin reseptörü gibi değişik ve çok sayıda hormonal reseptörler ihtiva eder. Bunlar arasında, ER ve PgR’nin kanserinin hormonal tedavisinde büyük önemi vardır. Ancak, yeni ve etkili sitostatik ilaçların bulunması, etkili kombinasyonların geliştirilmesi ile disséminé meme kanserinin tedavisinde, hormonal uygulama alanını daraltmıştır.

Zira, hormonal tedaviye cevap 2-3 aylık bir gecikme ile ortaya çıkar ve bı: çoğu zaman olumsuz bir yönde etkili olmaktadır.Primer meme kanserlerinin takriben %50’sinde ER (+ ) tir. Ancak, me- taztazlarda bu oran daha düşüktür. Keza, postmenapozal meme kanserinde ER (+)’liği, pıemenapozal kadınlara göre daha fazladır. Reseptör pozitifliği ile tümörün büyüklüğü, lokalizasyonu ve régional ganglionlara me- taztazın varlığı arasında ilişki yoktur. Ancak, obez vakalarda kötü diffeıan- siye tümörlerde ve lenfositik infîltrasyon gösteren kanserde, östıojen pozitifliği oranı düşüktür.

Ayrıca ER (+) olan vakaları % 50’sine yakın bir kısmında PgR’de pozitiftir.Hormonal tedavide başarı, ER (+ ) ve PgR ( + ) olmasının yanında hastalıksız geçen intervalın uzunluğu ve metaztazın yerine göre değişmektedir. ER ( + ) olan vakaların takriben %60’ı endokrin tedaviye cevap verirken ER (-) olanlarda bu oran %10’un altındadır. Cevapların çoğu, tam re- misyon şeklinde olmamakla birlikte 6-12 ay arasında değişir. Bu, yaşam kalitesini ve suıviyi artırır. Başlangıçta pozitif olan cevap, zamanla reseptörü negatif tümörlerin gelişimine bağlı olarak olumsuz hale gelebilir.

Bu sebeple, yeni metaztaz alanları tesbit edildiğinde, ER durumunun yeniden tayinin önemi vardır. Ayrıca, ER (+) olan vakalarda PgR (+) ise hormonal tedaviye cevap oranı daha yükselir ve bu oran %70-80’e kadar çıkar.Hormonal tedaviye cevabın tayininde, hastalıksız geçen intervalın etkili olduğunu söylemiştik. Hastalıksız sürenin iki yıldan daha az olması halinde hormonal tedavinin sonucu iyi değildir. Keza, metaztazın yeri de cevabın ortaya çıkışında etkilidir. Yumuşak doku, lenfganglionu, akciğer veiskelet sistemi metaztazlarında, diğer lokalizasyonlara göre cevap daha iyidir.


Merkezi sinir sistemi metaztazmda ise etkisi çok azdır. ER (+) olan yumuşak doku metazlarmda %70 oranında ıemisyon varken, kemik metaztazmda %40, akciğer metaztazmda ise %50 civarındadır. Ancak, agresif hepatik metaztaz, lenfajitik akciğer metaztazı ve merkezi sinir sistemi me- taztazlarında genellikle çok düşük oranda cevap alınır. Günümüzde, hormonal tedavi, daha çok anti-östıojenin (tamoxifen) verilmesi veya aminoglutéthimide ile medikal adıenalektomi şeklinde uygulanmaktadır.

Ooferektomi ve cerrahi adrenalektominin önemi, giderek azalmaktadır. Burada, cerrahinin mortalité ve morbiditesi ile tedavinin sonucu her zaman kestirilememesi yanında medikal hormonal tedavinin cerrahi uygulamalar kadar başarılı olması etkilidir. Öte yandan, medikal adrenalektomi- de ilacın kesilmesi ile adrenal guddenin fonksiyonu geriye gelmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp