Cilt Alerjisi Tedavisi

Cilt Alerjisi Tedavisi :

Alerjik cilt hastalıkları tedavisi için genellikle bir bekleme süresi olduğunu, hastanın geçer diye düşündüğünü belirten Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir, önce böyle sürecin yaşandığını dile getirerek, alerjik cilt hastalıklarının yeterince ciddiye alınmadığı belirtti. Prof. Dr. Aydemir, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Sonra deri hastalıkları uzmanı dışında bir takım hekimler dolaşılıyor veya hekim dışı kaynaklar. En son adres olarak maalesef deri hastalıkları uzmanına geliniyor. Onun için hemen mesajı vermek istiyorum burada. Deride görülen ister alerjik, ister başka türlü, her türlü hastalıkta muhakkak öncelikle deri hastalıkları uzmanına başvurulması gerekli. Bu sirkülasyon maalesef hep tersine oluyor şimdiye kadar. Zaman kaybı genellikle oluyor tabi.”

ÜRTIKERE ZEMİN OLUŞTURAN FAKTÖRLER
Ürtikere (halk arasında kurdeşen veya dabaz olarak da bilinir) zemin oluşturan başlıca faktörlerle ilgili olarak Prof. Dr. Aydemir, şunları söyledi: “Zemin oluşturan başlıca faktörler deyince bir imalat hatası gibi kabul etmek gerekiyor, öncelikle. Bu kişisel yatkınlığın kaynağı belli değil. Kalıtım olarak nasıl bir geçişi olduğu veya olmadığı belli değil ama insanların böyle bir yatkınlığı oluyor. Ve bu kişilerde ürtiker, hayatın herhangi bir döneminde çıkabiliyor. Çocuklukta olabiliyor veya daha ileri dönemlerde olabiliyor. Çevre faktörleri bunun üzerinde etkili. Alerjik olaylarda, alerjik deri hastalıklarında en tipik örnek gibi gösterilir ürtiker. Gerçekten alerjinin de belli oranda payı var ama dar kapsamlı bir pay, aşağı yukarı üçte birine yakın oranda bir alerjik pay var. Geri kalan üçte iki de alerjiyle doğrudan ilgili olmayan ama tamamen aynı görüntüyü yaratan, aynı rahatsızlıkları veren değişik mekanizmalar, aynı olayı çıkarıyor ortaya.”
Prof. Dr. Aydemir şöyle devam etti: “Temel olarak aynı maddeler her iki mekanizmaya bazen kaynak olabiliyor. Örneğin ilaçlar, sıkça suçlanır. Bunların arasında aspirin ön planda gelir. En çok neden olan penisilin. Bu ikisi en çok ürtikere neden olan ilaçlar. Amabunlar hem alerjik mekanizmayla yolaçabiliyor, hem de alerjik olmayan mekanizmayla doğrudan ürtikere neden olan bir takım kimyasal maddeler var. Bunları doğrudan salıcı hücre üzerinden açığa çıkararak hiç alerjik mekanizma devreye girmeden de bunu yapabiliyor. Yiyecekler, hep suçlanır. Şamar oğlanı gibidirler. Ama erişkinde yiyeceklerin rolü gerçekten çok azdır. Çocuklarda önemli ölçüde payı var. Aşağı yüzde 40‘a kadar çocuklardaki ürtiker de çıkabiliyor. Ama erişkinde yüzde 1 civarına iniyor. Bunlardan da özellikle kuruyemişler, yumurta, balık, deniz ürünleri ön planda geliyor. Bunun dışında öyle düşünüldüğü için öyle algılanıyor. Yani, bundan oluyorum diye düşünüldüğü için insanlar öyle anlıyor. Çok fazla değil rolleri. Benzer şekilde fizik, kişisel faktörler olabiliyor. Basınç, değme, soğuk sıcak gibi. Ve psikolojik faktörler. Psikolojik faktörler, esas neden de olabiliyor. Diğer faktörlerin varlığında da arttırıcı olarak devreye girebiliyor. Olayı tetikleyebiliyor.”

KALITIMIN ROLÜ
Kalıtımın rolünün belli olmadığını belirten Prof. Dr. Aydemir “ama bi kişisel yatkınlık var” diyor ve devam ediyor: “Ürtikeri olan babanın çocuğunda görülmesi için hiçbir sebep yok. Bende ne kadar çıkma şansı varsa, çocuğunda da ürtikerin çıkma şansı var. Fazladan bir çıkma şansı yok. Biraz ilgi ve şefkat dışında alınacak başka özel bir önlem yok. Kendisinin de panik yaşamasına gerek yok. Ürtiker, hakikaten başlangıçtan ürküten bir olaydır. İlk çıkışında hakikaten insana ölüyor muyum dedirtir ama sonra insanlar her atakta artık alışırlar buna, panik yaşamanın pek fazla görülmediğini görüyoruz. Sadece tedavilerle geçici olarak önlem alınıyor. Ama hiçbir zaman radikal olmuyor çözümler maalesef ürtikerde.”

NEDEN OLAN KAYNAK
Uygulanan testlerle ürtikere neden olan kaynağın kesin olarak saptanamadığını belirten Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir, şöyle devam etti: “Hiçbir şekilde böyle bir iddiamız olamıyor maalesef. Dünyanın hiçbir yerinde olmuyor bu. Akut ürkiter dediğimiz üç ayı geçmemiş, kısa süreli ürtikerde hiç bunu aramıyoruz. Eğer hasta bize özel olarak öyküsünde çok net bilgi vermiyorsa, yani, şunu aldım, bundan sonra oldu. Şunu yaşadım bundan sonra oldu demiyorsa, yaklaşmamız çok zor. Ve verimli olmuyor. Kronik ürtiker dediğimiz tipte, üç aydan sonra daha uzun süren, üç ay, beş ay, altı ay vs. gibi bunlar da araştırılabiliyor. Fakat en iyi koşullarda bütün pahalı gereçleri yöntemleri kullandığımız durumlarda dahi kaynağı bulma şansımız yüzde 25‘i geçmiyor maalesef. Burada gerçekten kar zarar dengesi tartışılır noktaya geliyor. Hastaya yaptığımız eziyet ve maliyet açısından... Bu yüzden çok özel bir durum olmadıkça, hastanın yakınması fazla olmadıkça kaynak araştırmasını çok fazla derinleştirmiyoruz. Çok standart, belli bir takım testleri yapıp, onun dışında doğrudan klasik tedavisini uyguluyoruz. Klasik tedavi, dünyanın her tarafında uygulanan ürtikerdeki temel ilaç grubu. Bunları kullanıyoruz. Bazen değişik kimyasal yapıda olanları birlikte kullanabiliyoruz. Çok seyrek olarak yine kortizona başvurmamız gerekebiliyor. Çok çok özel durumlarda bazı özel ilaçlar var. Zaman zaman da belki biraz psişik terapiler yardımcı oluyor. Veya bu yöndeki ilaçlar yardımcı olabiliyor hastalarımıza.”

PSİKOLOJİK KAYNAKLI HASTALIKLAR
Psikolojik kaynaklı ürtiker problemi için Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir şunları önerdi: “Stresi kontrol etmek mümkün değil. Bir profesyonel psikolojik yardım, bir psikiyatr yardımı faydalı olabilir. Yani, kendini olduğu gibi kabullenme, strese dayanma, stresle mücadele etme yöntemlerini öğrenebilir. Ayrıca antisaminik grubu ilaçlar önlemede ve ani olarak başladığında olayı baskılamada oldukça etkilidir. Hemen kısa sürede etkili olanları da var. Bunları ciddi bir dermatoloji uzmanı hastaya söyleyecektir. Ataklarını kontrol altına alabilir.”

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp