Bulasıçı Hastalıkları

Bulasıçı Hastalıkları :

Bulaşıçı Hastalıkları

Bulaşıcı hastalıklar deyince insana, hasta başka bir insandan veya hayvandan geçen mikroplu hastalıklar anlaşılır. Mikroplar ancak mikroskopla görülebilen, bir kısmı da görülemeyen küçük organizmalardır ki, elverişli şartları bulunca üremek kabiliyetine sahiptirler.

Vücutta mikropların hastalık yapabilmesi için bunların vücut direncini aşacak bir zehirlikte (virülans) olması ve vücudun da bu mikropla hasta olmaya meyli olması şarttır. İnsanlar bulaşıcı hastalıklara karşı farklı bir hassasiyet ve farklı bir direnç gösterirler. Mikroplar vücuda belirli kapılardan girerler. Bazen deriden, bazen bağırsaktan ve akciğerden girerler.

Bazen hastalık bir çevrede birçok insanı birden yakalar, böylece salgınlar (andemi, pan demi) baş gösterir İnsanların mikroplara veya onların salgıladığı zehirlere karşı belirli bir bağışıklığı vardır ki, buna imunite denir. Bu bağışıklık ya anadan doğmadır veya sonradan kazanmadır. Organizma içeri giren mikroplara karşı birtakım savunma maddeleri yaratmak suretiyle karşı koymaya çalışır. Mesela mikropları birbirine yapıştıran bir madde meydana getirir. Buna aglumitin denir. Sonra mikropları eritecek lifin, onların zehirlerini tesirsiz kılacak antitoksin'ler yaratır. Hatta o andaki ihtiyaçtan fazlasını yaratır. Bu maddelerden bir kısmı bir defa meydana geldikten sonra ömür boyunca kanda kalır. İlerde vücut aynı mikrobu bir defa daha aldığında bu maddeler müdafaaya hazır durur. Böylece vücut o hastalığa karşı bir bağışıklık kazanmış olur

Vücutta suni olarak da böyle bir bağışıklık meydana getirmek kabildir. Bu maksatla zayıflatılmış veya öldürülmüş mikroplar az miktarda olarak vücuda sokulur, Vücut derhal buna karşı yukarıda anlatılan müdafaa vasıtalarını geliştirir. Böylece aktif bir bağışıklık kurulmuş olur. Fakat pasif bir bağışıklık da sağlanabilir. Bazı mikropları zayıflatılmış halde de vücuda sokmak doğru olmaz. O zaman dolambaçlı bir yoldan gidilir. Bir hayvana o mikroptan, mesela difteri basilinden iğne edilir.

Hayvan buna karşı müdafaa maddeleri geliştirir. İşte böyle bir hayvanın kanından elde edilen serum aynı hastalığa yakalanan insana şifa temin eder. Aktif bağışıklık temin eden aşıların tesiri daha uzun sürer. Çiçeğe karşı kullanılan aşı bu sahada atılan ilk adımdır. Çiçek aşısının kütle olarak tatbiki sayesinde eski zamanların korkunç salgınlarından eser kalmamıştır. Tifo, kolera, difteri, kızıl ve boğmaca gibi hastalıklara karşı da aşı usulünden faydalanılmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp