behçet hastalığı belirtileri ve bitkisel tedavisi

Behçet Hastalığı Belirtileri : Tanım: Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı (BS), tekrarlayan oral (ağız) ve genital (cinsel organlar) ülserlerle, göz, deri, eklem, damar ve sinir sistemi tutulumuyla seyreden, nedeni bilinmeyen bir vaskülittir. (Damar iltihabı) 1937 yılında bir Türk doktoru olan Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. En çok Japonya, Türkiye ve İsrail''''''''de, çok seyrek olarak da ABD''''''''de görülür. Hastalığın nedenleri bilinmemektedir. Gelişiminde genetik yatkınlık rol oynayabilir. Herhangi bir tetikleyici neden yoktur.
 
Belirtiler: Hastalığın temel belirti ve bulguları şöyledir: Ağızda tekrarlayan aftlar (ülserler), genital bölgelerde (cinsel organ çevresinde) yara bırakan ağrılı ülserler, gözde üveit (gözün içyapılarmda iltihap). Bunlara ilave olarak; eklem iltihaplan (artrit), damar iltihapları (vaskülit), anevrizmalar ve pıhtılaşma eğilimi sayılabilir.
 
Tedavi: Behçet hastalığının kesin tedavisi yoktur. Çünkü söz konusu yaygm inflamasyona neyin sebep olduğu bilinmemektedir. Fakat kolşisin, kortikosteroid ve immün süpresör ilaçlarla mevcut iltihabın ilerlemesi durdurulabilir. Ayrıca ağızdaki ve genital bölgelerdeki yaralara kolşisin iyi gelmektedir. Behçet hastalığının neden olabileceği sorunların takibi şarttır.

Kliniğimizin eski öğretim üyelerinden Prof.Dr. Hulusi Behçet tarafından 1939 yılında tanımlanmıştır.
Behçet Hastalığı, ağız içi ve cinsel bölgede yaralarla seyreden, ayrıca deri, göz, orta ve büyük eklemler, damarlar başta olmak üzere vücuttaki tüm organ ve dokuları tutabilen, nedeni belli olmayan bir hastalıktır.

BEHÇET HASTALIĞININ NEDENLERİ


Behçet hastalığının henüz belirlenmiş bir nedeni yoktur. Ancak hastalığı tetikleyen çevresel etkenlerin yanısıra infeksiyöz ajanlar, bakteri veya virüsler ve genetik yatkınlık üzerinde durulmaktadır. Ailesel geçiş henüz tam bilinmemektedir. Ender olarak ailenin diğer fertlerinde de görülebilmektedir.

BEHÇET HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

Ağız yaraları
Ağız yaraları hastaların hemen hemen hepsinde vardır.Hastalığın diğer belirtileri ortaya çıkmadan yıllarca önce tek başına görülebilir. Yaralar; yanak içi, dil, dudaklar, yumuşak damakta tek ya da çok sayıda ortaya çıkabilir. Yaraların ortası kirli beyaz, etrafı kızarık ve ağrılıdır. Genellikle 7 ile 14 gün içinde iyileşirler. Tekrarlayıcı özelliktedir ve tekrarlama sıklığı hastadan hastaya değişir.

Cinsel bölge yaraları

Çeşitli Deri Belirtileri
Behçet hastalığında deriye ait belirtiler, hastalığın başlangıcında veya seyri esnasında sık görülür.
Genelde bacakların ön yüzünde kırmızı ve ağrılı düğme gibi sertlikler görülür. Bunlar nadiren de gövdede düzensiz ve dağınık olarak yerleşirler. Çapları 1-5 santimetre arasındadır. 10-15 gün içinde, yara haline dönmeden, çoklukla yerlerinde hafif bir leke bırakarak iyileşirler.
Sivilce benzeri belirtiler, mikropsuz ve cerahatli kabarcıklardır. Görünüm açısından sivilceden farklı değildir. Bu nedenle hastalığın diğer belirtileri ile birlikte değerlendirmek gerekir. Sırt, yüz, göğüs, kasıklar, kalçalar, cinsel bölge, kol ve bacaklarda ortaya çıkarlar.
Vücudun genellikle koltuk altı, meme, ayak parmak araları ve cinsel bölge haricinde, ağız içindeki aftlara benzeyen yaralar görülebilir. Bunlar diğer belirtilerine göre daha az ortaya çıkar.

Paterji(Derinin Özgün Olmayan Reaksiyonu) derinin aşırı duyarlılığını ortaya koyan bir testtir. Paterji testi, hastanın önkol derisine steril bir iğne batırılarak yapılır. Reaksiyon 24 saatte belirginleşip 48 saatte maksimum seviyeye ulaşır. Önce kırmızı 1-2 milimetrelik bir kabarıklık iken steril cerahatli sivilce haline de dönebilir. Paterji testinin pozitif olması Behçet hastalarında tanı kriteri olarak kabul edilir.

Göz ile ilgili belirtiler
Sıklığı ve şiddeti değişkenlik gösteren göz tutulması; genç erkeklerde daha sık, kadınlarda ve yaşlılarda daha seyrek ve hafiftir. Hastaların başlıca şikayeti görmenin azalması, göz çevresinde ağrı, kanlanma, gözün ışıktan rahatsız olması, puslanma, perdelenme ve siyah nokta uçuşmalarıdır.

Eklem Belirtileri
Behçet hastalarında sıklıkla büyük eklemler; diz, ayak bileği, el bileği ve dirsek tutulur. Ayrıca el ve ayak eklemlerinde, parmak eklemlerinde ve kalça eklemlerinde Behçet Hastalığına bağlı belirtiler olabilir. Eklem tutulması eklem ağrısı ve eklem şişmesi şeklinde ortaya çıkar. Eklemde hareket kısıtlılığı görülürken kızarıklığa pek rastlanmaz. Eklem tutulumu şekil bozukluğu yapmaz ve genellikle de 1-2 hafta içinde kendiliğinden iyileşir.

Damar belirtileri
Behçet hastalığında hem atardamar hem de toplardamarlar hastalanabilir. Ülkemizde toplardamar tutulması (tromboflebit) daha fazla iken atardamar tutulması çok nadirdir. Yüzeyel toplardamar tutulması bacakta ip gibi uzayan veya yuvarlak şişlik, kızarıklık, ağrı şeklinde kendini gösterir.

Sinir Sistemi belirtileri
Sinir sistemi tutulumu çok nadir görülür. Hastalarda devamlı baş ağrısı, ara-ara ortaya çıkan çift görme, kol veya bacaklarda uyuşukluk, kuvvetsizlik, denge bozukluğu, yürüme zorluğu, konuşma bozukluğu, unutkanlık gibi belirtiler olabilir.

Mide-Barsak Belirtileri
Hastalarda ender olarak boğaz ağrısı, karın ağrısı, ishal, iştahsızlık, bulantı, kabızlık görülebilir.

Akciğer Belirtileri
Ülkemizdeki hastalarda oldukça nadir görülür. Sürekli öksürük, göğüs ağrısı, pembe renkli veya kanlı balgam çıkarılması olabilir.

BEHÇET HASTALIĞININ TEŞHİSİ

Behçet hastalığı genel anlamda kabaca bir damar iltihabıdır denebilir. Belirtilerin tümünün aynı anda ortaya çıkması şart değildir. Bazı belirtiler hastalığın ilk yıllarında yok iken daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilir.
Bulgulardan en az ikisinin varlığı hastalığı düşündürmelidir. Behçet hastalığı tanısı konarken ağız aftlarının olması şarttır. Ağız yaraları (oral aft) ile birlikte cinsel bölge yaraları, göz bulguları, deride kırmızı sertlikler, kıldibi iltihapları ve pozitif paterji testinin varlığı gibi bulgulardan dört tanesinin bulunması teşhis için gereklidir.

BEHÇET HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Tedavinin seçimi hastanın klinik belirtilerine bağlıdır. Alevlenmeler ve düzelmelerle seyreden bu hastalık zaman içinde belirtilerinin hafiflediği veya kaybolduğu devreler gösterebilir. Tedavi lokal(haricen) ve sistemik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Lokal tedavi deri, ağız içi ve cinsel bölge belirtilerinde uygulanır. Sistemik tedavi ise organ tutulumlarında kullanılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp