Akciğer Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

Akciğer Kanseri Tanısı Nasıl Konur? : Akciğer kanseri belirtileri olan veya akciğer röntgenleri ile akciğerde şüpheli bir durumu farkedilen ya da acil polikilinikte bu işin uzmanı olmayan pratisyen doktorda dahil doktordan sanki akciğer filminde anlamadığım bir şey var gibi ifadeler duyulduğunda, özellikle 35 yaş sonrası hemen, zaman kaybetmeden Göğüs Hastalıkları bölümüne başvurulmalıdır. Belki film kasetinden kaynaklanan, gerçekte akciğerle ilgili hiç bir şey olmayan görüntüler olabilir fakat akciğer kanserinde erken tanı konulması çok önemlidir ve çevremde yıllar önce böyle tanı konulup sonra ameliyatla düzelen hatırı sayılır sayıda kişiler vardır.

Aslında en önemli tanı konulma aracı ve hayat kurtarmada en önemli seçenek budur

Akciğer filminde (röntgeninde) kitle veya şüphesi var ise öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir

Bu sayede elde edilen ayrıntılı görüntü ile kesin tanı için hangi yönteme başvurulacağına karar verilir.Hastadan bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir, ışıklı ve ucunda kamera taşıyan bir tüple akciğerine ulaşılarak toplu iğne başı büyüklüğünde parçalar alınarak biyopsi dediğimiz işlem yapılır. Bronkoskopi ile tümöre ulaşılamadığı durumlarda bilgisayarlı tomografi eşliğinde iğne biyopsileri almak gerekebilir.
 
Akciğerleri çevreleyen zarın yaprakları arasında sıvı birikmiş ise, bir iğne ile göğüs duvarından girilerek örnek alınır, bu işleme torasentez denir. Kanser tanısı bu örneklerin patoloji kliniğinde incelenmesi sonucunda kesinleşir. Bazı hastalarda bu ufakbiyopsilerle kesin tanıya ulaşılamayıp tanı amaçlı sınırlı cerrahi girişimler de gerekebilir.

Bu yöntemlerden hangisinin seçileceği kararmda temel prensip 

Hastaya en az sıkıntı ve risk getirecek, ama en kısa sürede de tanıyı sağlayacak yöntem ile teşhis koymaktır.Akciğer kanseri tanısının konması için biyopsi yapılması gerekiyor fakat biyopsi yapılınca da iyileşmediği, yayıldığı, daha kötüye gittiği halk arasında söyleniyor, bu doğru mudur? Tüm kanserlerde olduğu gibi akciğer kanserinin kesin tanısı da ancak biyopsi yapılarak anlaşılır. Hatta kanser hangi evrede, hangi aşamada bunun anlaşılması da yine biyopsi yapılarak öğrenilir. 
 
Biyopsiyle, akciğer kanseri diye şüphelenilen bölgeden alınan örnek patologlara gönderilir. Onlarda o örnek alınan, biyopsiyle alınan parçayı mikroskop altında, çeşitli işlemlerle inceleyerek kesin tanıyı hatta hangi aşamada olduğunu da belirterek ilgili uzman hekime bildirirler. Biyopsi olmadan sadece filmlere bakılarak kanserden şüphelenilebilir ancak kesin kanser tanısı konulamaz ve tedavi başlanamaz. 
 
Tanı için kanser hücrelerinin görülmesi gereklidir.Halk arasında bazen başka kişiler örnek gösterilerek "Biyopsi yaptılar bir daha da iyileşemedi.", "Hastalığı daha da kötü oldu." gibi söylentiler olmaktadır. Bunlar çok yanlış yorumlardır ve birçok hastanın gereksiz yere korkmasına, teşhisin geçikmesine ve bu sebeple var olan tedavi şanslarının da kaybolmasına yol açabilmektedirler.
 
Hastalığı ileri evrede teşhis edilen hastaların tedaviden yarar görme şansı haliyle daha azdır, bu sebeple erken tanı çok önemlidir. Biyopsi yapılarak zamanında tanı konulan, tedavi edilen ve uzun süre kaliteli yaşamına devam eden hastalar günümüzde çoğunluktadır. Biyopsi işleminin hastalığa olumsuz bir etkisi yoktur. Bu işlem sadece tanıyı koydurur.
 
Yukarda bahsettiğim ve iyileşip normal yaşamlarına devam eden hastaların tümüne biyopsi yapılmış ve akciğer kanseri oldukları öyle anlaşılmıştır. Zaten biyopsi yapılmadan, ne olduğu belli olmadan, öylesine yorumlarda bulunup sonra tedaviye başlamak zaten olmaz, böyle bir şey olursa da suçtur, cezası vardır. Çünkü hastalığın ne olduğu, hangi aşamada olduğu belli değildir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp