Ağız Ve Yüz Ağrısının Nedenleri

Ağız Ve Yüz Ağrısının Nedenleri :

Ağız ve yüz kısmındaki karmaşık yapı, bölgedeki bir ağrının tanısını zorlaştırmaktadır.

Neden: Dişin neden olduğu bir ağrı, çoğunlukla hastaları diş doktoruna sevkeder. Diş doktorunda yapılan müdahale, herzaman gerektiği kadar ağrı dindiriciyle birlikte yapılmalıdır. Diş ağrısı çoğunlukla bütün kafa kısmına yayılır.Diş ağrısının yanısıra, örneğin çene, eklem veya kaslarda görülen sorunlar da olabilir, ama aynı zamandaTrige-minal nöralji ya da zona hastalığının nöraljisi gibi başka nedenler de bulunabilir.
 
Tedavi: Diğer kronik ağrılarda olduğu gibi ağız ve yüz ağnlan da davranış değişikliklerinin, ruh halinde ve yaşam tarzındaki değişikliklerin veya ilaç suistimallerinin yol açtığı karmaşık bir ağrı sistemi olarak ele alınmalıdır. Tedavi de buna göre ele alınmalıdır. Bu tedavi yöntemleri, hastalığın nedenini de dikkate almalıdır.
 
Uzun süre olmakta birlikte az miktarda Amitriptilin kullanılmalıdır.
 
 Zarar görmüş kasların, örneğin özellikle ağız içinde ve tetik noktalarına yönelik uygulanan spesifik hasta jimnastiğiyle yeniden onarılması.
 
 Davranış terapisi 
 
İlaçların suistimaline yönelik tedavi uygulanmalıdır. Özellikle yüz ağrısından şikayet eden hastalar ilaç suistimaline çok yatkın, çoğu zaman da ağrı kesicinin neden olduğu baş ağrılarıyla karşı karşıyadırlar.
 
Şayet uyku arasında diş sıkmaktan kaynaklanan bir durum söz konusuysa bu da bir diş plağıyla halledilebilir.

Yüzün ön kısmı, yanaklar, alın ve göz arkasındaki ağrının sinüzit habercisi olduğunu belirten Memorial Hizmet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Deniz Kaya, sinüzit ve tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: “Bütün baş ağrıları sinüzit belirtisi değildir. Bazen migren ve gerilim tipi nörolojik baş ağrıları sinüzit ağrılarını taklit etmektedir. Genellikle yüzün ön kısmında bu ağrı hissedilmektedir. Bu tip baş ağrıları sabahları şiddetli olup, gün içi azalma eğilimi göstermektedir. Baş hareketleriyle özellikle başı öne eğmekle artış daha fazla olmaktadır ve ısı değişiminde (sıcak ortamdan soğuk ortama geçildiğinde) ağrının şiddeti değişiklik gösterebilmektedir.

TEDAVİ EDİLMEYEN SİNÜZİTE DİKKAT


Akut sinüzitler tedavi edilmediğinde daha ciddi tablolara yol açabilir. Örneğin astım atakları tetiklenebilir. Uygun tedavi edilmediklerinde ise kronik sinüzite, enfeksiyonun beyin zarlarına ulaşmasıyla menenjite, iltihabi durum göze ulaştığında görme problemlerine, göz hareket bozukluklarına ve özellikle çocuklarda ortaya çıkan orta kulak iltihaplarına neden olabilmektedir.

SİNÜZİT RİSKİ NASIL AZALTILIR?

Grip ve nezle gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarından korunarak,sinüzitin gelişim riski azaltılmaktadır. Bu nedenle grip şikayetleri olan insanlarla yakın temastan uzak durmak, sık sık el yıkamaya özen göstermek sinüzit gelişim riskini azaltmaktadır. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekmektedir. Burun içini tahriş eden sigara gibi kimyasallardan uzak durmak enfeksiyon riskini azaltmaktadır. Oda havasını buhar makinaları kullanarak nemlendirmek sinüzit gelişimini engellemede yardımcı olmaktadır.

TEDAVİDE BURUN TEMİZLİĞİ ÖNEMLİ
Tedavideki en önemli noktalardan birisi, burun temizliğidir. Bu maksatla burun temizleme solüsyonları ve okyanus suları kullanılması çok faydalıdır. Tedaviye yardımcı olması açısından burun açıcı sprey ve hap şeklinde ilaçlar doktorlar tarafından önerilmektedir. Her sinüzit enfeksiyonunda antibiyotik kullanılmamaktadır. Virüs ve mantarlara bağlı sinüzitlerde antibiyotikler etkisiz kalmaktadır. Bakterilere bağlı gelişen sinüzitlerinde büyük kısmı antibiyotik kullanmadan vücut direnci ile ortadan kalkmaktadır. Enfeksiyon şiddetli ve uzun süreli ise antibiyotik kullanımı önerilmektedir. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekmektedir.”

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp