Resulullah (S.A.V) Efendimiz Salat-u Selam Getirmenin Fazileti

Resulullah (S.A.V) Efendimiz Salat-u Selam Getirmenin Fazileti :

RESÜLÜLLAH (SALLALLAHÜ ALEYHİ VESELLEM) EFENDIMIZE SALAT-U SELAM GETIRMENIN FAZILETI

Bir gün Hazret-i Ömer (Radiyallahü Anh), Resülüllah (Sallallahü Aleyhi Vessellem) Efendimize dedi ki:

- Ya Resulallah! Duamin üçte birini sana salat-u selam getirmeye tahsis edeyim mi?

Peygamber (Sallallahü Aleyhi Vessellem) ona:

- Bu nisbeti artırırsan daha iyi olur, buyurdu.

O bu defa:

- Üçte ikisini buna tahsis edeyim.

- Artırırsan daha iyi olur.

- O halde anam-babam sana feda olsun. Duamin tamamını buna tahsis edeyim. Bütün duam size salat-u selam olsun.

- O takdirde Allah sana dünya ve ahiret işlerinde kafi olur, buyurdu.


HADİS-i ŞERİFLERDEN DUA ÖRNEKLERİ

Hadis-i şeriflerdeki dua örnekleri sayılmayacak kadar çoktur. Bunların hepsini yazmaya imkan yoktur. Biz bu özlü dualardan birkaç örnek vermekle yetineceğiz.

(Allahümmağfirli hatieti ve cehli ve israfi fi emri ve ma ente a'lemü bihi minni. Allahümmağfirli ciddi ve hezli ve hatül ve amdi ve küllü zaltke ındi. Allahümmağfirli ma kaddemtü ve ma ahhertü ve. Ma esrertü ve ma a'lentü ve ma ente a'lemü bihi mini ente'l-mukaddemü ve ente'l-müahharü ve ente ala külli şey'in kadiyrün.)

Allahım! Hatalarımı, bilgisizlikten dolayı benden sadır olan günahlarımı, herşeyde israfımı ve benden daha iyi bildiğin kusurlarımı afv-ü mağfiret eyle. Allahım! Latifemi, ciddi halimi ve bilerek işlediğim günahı yarlığa; itiraf ederim ki, bu kusurların hepsi bende vardır. İlahi! Evvelce işlediğim ve bundan sonra işleyeceğimi zannettiğim gizli ve aşıkare yaptığım, benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla. İlerleten de, gerileten de sensin. Senden başka hakiki ma'bud yoktur. (Feyz-til Kadir s. 2, s. 154)

(Allahümme inni eüzü bike minel acizi vel keseli vel buhli vel heremi ve azab-il kabrİ. Allahümme ati nefsi takvaha ve zekkiha ente hayru men zekkaha ente veliyyüha ve mevlana. Allahümme inni eüzü bike min ilmin la yenfeu ve min kalbin la yahşeu ve min nefsin la teşbeu ve min da'vetin la yüstecabü Ieha.) (Buhari ve Muslim: Ebu Musa)

Allahım! Acizlikten, tembellikten, hasislikten, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan ve kabil' azabından sana sığınırım. Allahım! Nefsime günahlardan korunmasını ilham eyle, onu masiyetten temiz buyur. Temiz edenlerin hayırlısı sensin. Nefsimin malik ve mutasarrıfı sensin. ilahi! Faydasız ilimden; Allah korkusu, Allah saygısı duymayan katı kalpten; doymak bilmeyen nefisten, kabul olmayacak duadan sana sığınırım. (Müslim: Zeyd İbn-i Erkam)

Allahümme inni es'elüke min hayri ma seeleke minhu nebiyyüke Muhammedün ve neüzü bike min şerri mes tcüzeke minhu nebiyyuke muhammedün sallallahu aleyhi ve sellem ve entel müat eüzü ve aleyke'l belağu velü havle velü kuvvete illa billah.

İlahi! Ben Peygamberin Muhammed aleyhisselam'ın senden istediği şeylerin hayrından diler, onun senden istiaze (Allah'a sığınma) ettiği şerlerden de sana sığınırım. Yardım ancak senden beklenir. Dünya ve ahirette matlüb olan şeye ulaştıracak sensin. Hakimane tasarruf da, tam kuvvet de, Allah ile kaimdir. Kuvvet ve kudret, ancak Allah'ın inayeti iledir.(Tirmizi: Ebu Ümame Riyaz-ül Salihin Tercemesi, c. 3, s. 79)

(Allahümme inni es'elüke mücibati rahmetike ve azaime mağfiretike vesselamete min külli ismin vel-ganiymete min külli birrin vel fevze bil cenneti ven necate minen nüri.)

Bu dua "Ya Resülüllah! Siz çok dua ediyorsunuz. Hafızamda bir şey kalmıyor" diyen bir adama, yüce Peygamberimizin; bu duaların hepsini toplayan bir duaya delalet edeyim mi? İşte şöyle dersiniz, dediği duadır. Allahım! Senden, rahmetini ve mağfiretini mucip olacak şeyleri isterim. Her masiyetten selameti, her iyilikten ve taatten çoğunu, Cennete nailiyeti, Cehennemden necati dilerim.(Feyz-ül Kadir, c. 2, s. 119)

(Allahümme inni es'elüke minel hayri küllihi acilihi acilihi ma alimtü minhü ve ma lem a'lem. Ve eüzu bike min'eşerri küllihi acilihi ve acilihi ma alimtu minhu vema lem e'lem. Allahümme inni es-'elüke min hayri ma seeleke abdüke ve nebiyyüke. Ve eüzü bike min şerri ma eaze bihi abdüke ve nebiyyüke. Allahümme inni es'elüke'l cennete ve ma karrabe ileyha min kavlin ev amelin ve euzü bike minennari vema garabe ileyha min gavlin ev amelin ve es'elüke en tec'ale külle kazain kazaytahü li hayren.) (Hakim: İbn-i Mes'ud)

Allahım! Hayırdan gerek bildiklerimin, gerek bilmediklerimin hepsini, çabuk olanını da, ilerde olacak olanını da senden isterim. Şerden de gerek bildiğim, gerek bilmediğim ne varsa hepsinden, çabuk olanından da, ilerde gelecek olanından da sana sığınırım. Allahım! Senin kulun ve peygamberin senden hayır namına ne istediyse, ben de onu isterim. Kulun ye peygamberin şer namına sığındığı şeylerden, ben de sana sığınırım. İlahi! Ben senden Cenneti ve ona yaklaştıran söz, amel ve hareketlere tevfikini isterim. Cehennemden ve ona yaklaştıran söz, amel ve hareketlerden sana sığınırım. Senin hükmettiğin her kaza ve kaderi benim için hayırlı kılmanı isterim. (İbn-i Mace: Aişe,Feyz-ül Kadır, c. 2, s. 128)

(Allahümme aslih li diynillezi hüve ısmetü emri ve asklih li dünyüyelleti fiyha me'aşi ve aslih li ahiretilleti fiyha meadi vecal Iilhayate ziyadeten fi külli vec'alil mevte rahaten li min külli şerrin.)

Allahım! İşlerimi korumaya yarayan dinimi, medar-ı maişetim olan dünyamı, ebedi hayatı muhtevi olan ahiretimi ıslah et. Ömrümü sevdiğin ve razı olacağın şeylere maruf kıl.Hoşlanmadığın şeylerden beni uzaklaştır. Ölümü de dünya mihnetlerinden halas ve rahata sebep kıl.(Müslim: Ebu Hüreyre)

(Allahümme aslih zate beynina ve ellif beyne kulubina vehdina subu le-s-selami ve neccina min-ezzulumati ilennuri ve cennibina'l fevahişe ma zahera minha ve ma bedane. Allahümme barik lena fi esmaina ve ebsarina ve kulubina ve ezvacina ve zürriyyatina ve tüb aleyna inneke tevvebü'r-rahıymü. Vec'alna şakiriyna lini 'metike müsniyne biha kabiliyne leha ve etemmeha aleyna.)
(Muslim: Ebu Hüreyre)

Allahım! aramızı ıslah et; kalplerimizi birleştir ve bizi selamet yolarına ilet! Bizi zulmetten kurtar; nüra kavuştur! Bizi açık, gizli bütün fenalıklardan uzaklaştır Allahım! Kulaklarımız, gözler imiz , kalplerimiz, eşlerimiz ve çoluk çoçuğumuz hususunda bize feyz-ü bereket ver! Tevbelerimizi kabul et! Hakikaten sen tevbeleri en çok kabul edensin, büyük rahmet sahibisin. Bizi sayısız ni'metine sena ederek şükredenlerden kıl ve onları bizim üzerimize tamamla.(Feyz-ül Kadır, c. 2, s. 118)

(Allahümmec'alni şekuran vec'alni sabüren vecal ni fi ayni sağıyren ve fi a'yüninnasi kebiyran.)
(Taberani, Hakim: İbn-i Mes 'ut)

Allahım! Beni ni'metlerine Karşı çok şükredici, müsibetlere karşı çok sabredici eyle. Beni kendi gözümde küçük, insanların gözlerinde büyük göster.(Bezar: Büreyde,Feyz-ül Kadir, c. 2. s, 116)


KONUMUZLA İLGİLİ HADISLER

Kim bana salavat getirirse, melekler de ona salatü selam getirir. Melekler kime salat-u selam getirirse, Allah on u rahmet ile anal'. Allah kimi bu yüzden rahmet ile anarsa varlık aleminde yedi kat göklerden yedi kat yerlere, denizlerden ağaçlara, bitkilerden kuşlara, canavarlardan ehli olan hayvanlara kadar ne varsa her şey ona salat getirir (onun için istiğfarda bulunur.)"

"Her gün bana yüz, (başka bir rivayette) bir gün içinde bana yüz salavat getiren kimsenin Cenab-ı Allah yetmişi ahirete, otuzu dünyaya ait olmak üzere yüz hacetini yerine getirir."

"Kim bana çokça salavat getirirse, Allah onu bir daha fakir olmamasıyla zengin kılar."

"Kim her gün bana beş yüz defa salavat getirirse ebediyyen fakir olmaz."

"Bana çokça salavat getirin; çünkü salavat bir nice düğümleri çözer ve bir nice üzüntü ve kederleri kaldırır."

''Ben habibullahım. (Allah'ın yakın dostuyum ve sevgilisiyim). Bana salavat getiren kimse de benim dost ve sevgilimdir. Artık kim dosta dost, sevgiliye sevgili olmak istiyorsa, sevgili ve dost üzerine salavatı çokça getirsin." "Kimin haceti güçleşir de gerçekleşmesi zor bir durum alırsa, salavat-ı şerifeyi çokça getirsin."

Diğer bir rivayette ise şöyle buyuruluyor: "Bana çokça salavat getirin. Çünkü salavat gam ve üzüntüleri giderir, sıkıntı ve kederi kaldırır, rızıkları çoğaltır, hacetlerin yerine gelmesini sağlar."

İmam Süyuti Hazretleri bu hadislerin sahih olduğunu ifade ettikten sonra diyor ki: Çünkü Cenab-ı Peygamber (Sallallahü Aleyhi Vesselem) Efendimize salatu selamı çokça getirmek rızıkları ve bereketleri artırır, hacetlerin yerine gelmesini sağlar, gam-keder, sıkıntı ve elemleri giderir. Bütün bu hususlar denenmiş ve müşahede edilmiştir. Bizden önce gelip geçen salih kişilerin bu konuda hem tavsiyeleri, hem de tecrübeleri vardır. Diyebiliriz ki salavat-ı şerife ile Peygamber (Sallallahü Aleyhi Vesselem) Efendimize tevessülde bulunmak insanlar, cinler ve melekler arasında bütün hal ve durumlarda vaki'dir. Nitekim bu hususa hem ayet, hem de yukarıda geçen hadisler delalet etmektedir. Resülüllah (Sallallahü Aleyhi Vesselem) bu hususa işaretle buyuruyor ki: "Mi'rac gecesi bir meleğin yüzükoyun düştüğünü, kanatlarının koparılmış bulunduğunu, şeklinin değişik olduğunu gördüm. Cibril'e (Aleyhisselam) sordum: - Bu melek kimdir? Bu vaziyeti nedir?

- Bu, Mukarrebin meleklerinden biridir. Cenab-ı Hak onu bir kavmi helak etmek üzere göndermişti. Onlara şefkat ettiği için bu görevi biraz geciktirmişti. Bunun üzerine Cenab-ı Allah dört bin yıldan beridir ona gazab etmiş bulunuyor. Gördüğünüz şekilde bekliyor.

- Peki ama bunun için tevbe etme imkanı yok mudur?

- Allah şu anda bana emir verdi. Bu meleğin tevbesi, Peygamberim Hazret-i Muhammed'e on defa salavat getirmesidir. Bunun üzerine o melek, Peygamber Efendimize on defa salavat getiren eski haline ve makamına dönmüş oldu. O meleğin yetmiş bin yüzü ve her yüzünde yetmiş bin ağzı, her ağzında da yetmiş bin dili bulunuyordu. Her dili Canab-ı Hakk'ı yetmiş bin tesbihle tesbih ediyordu. Allah o meleğin her tesbihinden bir melek yaratıyor ve yaratılan her melek de sana salavat getiren kimseye istiğfarda bulunuyor.

Resülüllah Efendimiz buyuruyor:

- Cebrail (Aleyhisselam) güler yüz ve parlak bir çehreyle bana geldi. Kendisine dedim ki: Sizi şu anda gördüğüm gibi hiçbir zaman görmemiştim. Bana dedi ki: Sana birtakım acaiblerden haber vereyim mi? Evet, dedim. Dedi ki: KAF dağına ulaştığında dağın arkasından bir inilti ve .ağlama sesi işittim. O sese doğru gittiğimde mukarreb bir melek olduğunu, iki kanadının kırık bulunduğunu ve gözyaşlarından yüzünün çamura bulaştığını, gözlerinden artık yaş yerine kan aktığını gördüm. O melek beni, ben de onu tanıdım. Çünkü o yükseklerde mukarreb bir melek olarak bulunuyordu. Çevresinde ve tahtının etrafında yetmiş bin melek saf bağlayıp kendisine hizmet ederlerdi. Aldığı her nefes karşılığında Allah bir melek yaratırdı. Kendisine sordum:

- Suçun ve günahın nedir?

Şu cevabı verdi:

- Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesselem) Mi'rac gecesi

yükseldiğinde gök ehli saygı ve ikram olsun diye onu karşılayıp ayakta beklediler. Ben ise müvekkel kılındığım işle meşgul bulunuyordum. Bu yüzden ona gösterdiğim ikram tam bir ikram olmadı.

Diğer bir rivayette ise şöyle deniliyor:

- Ben tahtım üzerinde oturuyordum. Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesselem) benim yanımdan geçerken önünden kalkmadım. Bu yüzden Cenab-ı Hak beni gördüğünüz ceza ile cezalandırdı ve bu yere attı. Cebrail (Aleyhisselam) devamla diyor ki: Onun için Cenab-ı Hakk'a yalvardım ve şefaatçi olmak istedim. Fakat Allahü Teala: O benim habibime on defa salavat getirmedikçe senin şefaatini kabul etmem, buyurdu. Melek de bunun üzerine sana on defa salavat getirdi ve böylece uğradığı beladan şimdi kurtuldu. Kanatları yeniden yerine geldi ve seni bereketinle ilk makamına tekrar eriştirmiş oldu. Bunun gibi mü'min bir musibet ya da hastalık, üzüntü ve kederlere mübtela olursa veya bir makam talep eder ya da fakirlikle yüzyüze gelir, zillet ve hakarete uğrarsa, bunları kendinden defetmek istiyorsa Peygamber (Sallallahü Aleyhi Vesselem) Efendimize salat-u selam vermeyi çoğaltsın. Gece gündüz buna devam etsin. İnşallah bu sayede arzularına kavuşur ve uğradığı dert ve sıkıntıdan kurtulur.


SALAVAT-I ŞERİFE

- Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed:

"Allah Muhammed'e ve Muhammed'in aline salat ve rahmet et." Aziz müslümanlar, malum olsun ki, duanın evvelinde ve nihayetinde Peygamber Efendimize, aline ve ashabına salat-u selam getirilmedikçe o duanın kabul olunmayacağı yüzlerce, binlerce defa rivayet edilmektedir. Allahü Zülcelal ve Tekaddes hazretleri bir ayet-i kerimesinde (İnnellahe ve melaiketehu yüsallüne alen nebiyi ya eyyühel-Ieziyne amenu sallü aleyhi ve sellimü tesliyma)

"Şüphesiz ki Allahü Teala ve melekleri de o Peygambere çok salat ve selam ederler. Ey 'iman edenler! Siz de ona salat edin. Tam bir teslimiyetle de selam verin." buyurmaktadır. (Ahzab, 56)

Ebü Hüreyre (Radiyallahü Anh)'in rivayet ettiği bir hadisi şerifte Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Vessellem):

"Bir yerde ben anıldığım halde üzerime salavat etmeyen kişinin burnu yerde sürünsün" buyurmuşlardır.

Salavat-ı şerife ile ilgili ehadis-i nebeviyye:

''Kim bana bir kere salavat getirirse Allah (Celle celaluhu) ona on salavat eder, onun on günahını siler, derecesini on kat artırır." (Beyhaki, Enes bin Malik'den (Radiyallahü Anh) rivayet etmiştir.)

"İnsanların bana en çok yakın olanları benim üzerime en çok salavat getirenleridir." (Taberani, İbn-i Mesüd (r.a.)'den rivayet etmiştir.)

"Dua eden kimse Peygamber (Sallallahü Aleyhi Vesellem)'e salat etmedikçe duası perdelidir.

Dergah-ı icabete vasıl olmaz." (İbn-i Hibban ve Beyhaki, Hazret-i Ali'den rivayet eylemişlerdir.)

"Bana ve benim ehl-i beytime salat-u selam getirmedikçe dua Cenab-ı Hakka perdelidir."

"Sizden biriniz Allah'tan bir dilekte bulunmak istediği zaman, evvela Allah'ın şanına layık bir şekilde hamd-ü sena etsin. Sonra Peygamber (s.a.v.)'e salavat getirsin. Çünkü bu suretle dua maksuda kavuşmaya daha elverişlidir." (Taberani, Mesüd (Radiyallahü Anh)den rivayet etmiştir.)

"Her dua Hakka çıkmadan memrrürrdırr. Bu duaya salüvat eklenirse o dua yükselir. (Dergaha icabet eder.)" (Tirmizi, Hz. Ömer (Radiyallahü Anh)'den rivayet etmiştir.)

"Kim bana salavat getirmeyi unutursa, ona cennetin yolu unutturulur." (Beyhaki, Ebü Hüreyre (Radiyallahü Anh)den rivayet etmiştir.) Hayatlarında salavatı şerifeye çok devam edenlerin vefat ettikleri zaman, tenlerinden miskten daha güzel kokuların geldiği müşahede edilmiştir. Salavat-r şerifeyi okuyanların cümle hata ve günahlarını şanı büyük olan Allah bağışlasın, amin.

Ashab-ı kiramdan bazısı şöyle anlattı:

- Resülüllah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Efendimize salavatı şerife okunan her meclisten; o kadar güzel koku yükselir ki, semanın ortasına kadar ulaşır. Bunu duyan melekler şöyle derler:

- Bu, Resülüllah'a salavat okunan meclisten gelen kokudur. O güzel koku kürrenin her yanını doldurur. Bundan sonra, yerin tavanı gibi duran senaya doğru yükselir. Melekler o salavattan yükselen kokuyu rühaniyetleri yolundan alırlar. Ve Resülüllah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Efendimize salavat okunan meclisten geldiğini birbirlerine söylerler. Hazret-i Ali İbni Ebi Talib'den (Radiyallahü Anh) naklen gelen bir rivayette, Resülüllah'ın (Sallallahü Aleyhi Vessellem) şöyle buyurduğu anlatılmıştır:

- "Bir kimse cuma günü bana yüz kere salavatı şerife okursa, kıyamet günü muazzam bir nurla gelir. Onunla gelen nur yaratılmışlara taksim edilse hepsine yeter." Resülüllah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

- [Bana salavat okuyan her kulun, salavatı ağzından çıkar çıkmaz yola koyulur. Ne deniz bırakır ne kara, ne şark kalır ne garp. Her yana dağılır ve şöyle der:

- Ben falan oğlu falan kimsenin salavatıyım.

Benimle, seçkin, yaratılmışların hayırlısı Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesellem) üzerine salavat okudu. Onun bu sözünü duyan herşey, canlı cansız, karada ve denizde ne varsa onun üzerine salavat getirir. O kulun' okuduğu salavattan bir kuş yaratılır. Yetmiş bin tüy vardır. Her tüyün de yetmiş bin yüzü vardır. Her yüzünün yetmiş bin ağzı vardır. Her ağzında yetmiş bin dili vardır. Bu dillerden her biri yetmiş bin lügatle konuşur, Allahü Teala'yı öylece tesbih ederler. Bütün bu okunan tesbihlerin sevabını Allahü Teala o salavata okuyan kulun sevap hanesine yazar.]

Bir Kıssa:

Süfyan-ı Seyri hacca gitmişti. Kabe-i Muazzama'da tavafını yaparken önünde bir genç vardı. O genç, Hacer-i Esved'e el sürdüğü zaman salavatı şerife okuyor, rahmet oluğunun altına vardığı zaman salavat-ı şerife okuyor, Rükn-ü Yemani'ye vardığı zaman salavat-r şerife okuyor, Makam-ı İbrahim'e vardığı zaman yine salavat-r şerife okuyordu.

Hasılı; o genç her yerde salavatı şerife ile meşgul oluyordu. Duaların makbul olduğu yerlerde de salavat-ı şerife ile meşgul oluyor, başka duaları okumuyordu. Onun bu halini gören Süfyan-ı Seyri hazretleri o gence şöyle dedi.

- Ey genç, bu makamların her birine has okunacak dualar vardır. Halbuki sen, o duaları okumuyor, hep salavatı şerife ile meşgul oluyorsun. Her zaman bu Beyt-i Mükerreme'ye gelinip bu makamlar ziyaret edilmez. Şayet o duaları bilmiyor isen, delilden belle. Hacetleri bitiren yüce Hak'tan dile; rahmet ve mağfiret talep et.

Süfyanı Sevri (k.s.) diyor ki:

- O gence yukarıda geçen sözümü söyleyince bana şöyle

dedi: "Kerem buyurun, beni kendi halime bırakın. Benim salavatı şerifelerle meşgul olmamın hikmeti ve sebebi vardır.Başka bir yerde sizi görürsem anlatırım." Hac işi tamam olup döndükleri zaman; tesadüf olacak, yolda Süfyanı Sevri ile o genç karşılaşırlar. O gence daima salavatı şerife getirmesinin hikmeti ve sebebini sorar. O genç de şöyle anlatır:

- [Babamla hacca giderken, babam çölde hastalandı, vefat etti. Yüzü, zenci yüzü gibi simsiyah oldu. Bana tam bir hüzün ve şaşkınlık geldi. Çünkü babamı kendim yıkamak istesem, yıkayamam. Bir başkasına yıkattırsam, vücudunun beyaz, başının siyah olduğunu saklamaz, belki de yakınlarına haber verir. Bu durum cümle hacıların malümu olunca, aralarında rüsva olurum. Yıkamadan defnetsem, babalık hakkını yerine getirmemiş olurum. Kendi kendime, "Acaba ne edip ne eylesem?" diyerek şaşkın bir halde ağlayaraktan uyumuşum. Rüyamda dört tane siyah koca yılanın, babamın dört yanından kendisine yaklaşarak hücum ettiklerini gördüm. Birden, çadırımızın kapısı açıldı, içeriye yüzü güneşten parlak, nurlu, miskten daha güzel kokulu, keremli bir zatı muhterem tebessüm ederek girdi. O içeriye girince, yılanlar geri çekilip kayboldular. O keremli zat, gitti babamın yüzündeki örtüyü açtı. Mübarek elleriyle babamın başını ve yüzünü sığadı. Yine örtüyü örttü.

Sonra bana gelip:

- Neden ağlarsın oğul? diye sordu

- Babamın yüzü karardı. Dört kara yılan da ona hücum

ediyor, bunun için ağlıyorum.

Bunun üzerine bana şöyle, dedi:

- Ben babam o yılanların azabından ve yüz karalığından

kurtardım.

- Acaba siz kimsiniz?

- Ben ahir zaman Peygamberiyim. Baban yalan söylemeye ve bazı kötü amelleri işlemeye mübtela idi. Bana da gece gündüz salavatı şerife getirirdi. Vefat edince, sübhan olan yüce Hak, yalan söylediği için babanın yüzünü kara etti. İrtikab ettiği fesatlardan ötürü de yılanları ona musallat etti. Salavata mükellef olan melek bana geldi, babanın vefatını haber verdi, azaba düşmüş olduğunu anlattı. İşte ona şefaat ettim. Allah'ın izniyle, onu uğradığı azaptan kurtardım. Şimdi oğul, sen de benim şefaatimi istersen daima salat-ü selamla meşgul ol.Bundan sonra uyandım, gördüm ki çadırın içi güneş varmış gibi rüşen ve aydınlık.. Güzel kokularla kokulanmış ..

Babamın yüzünü açınca gördüm ki sütten beyaz olmuş, yüzünde nur parlıyor. İşte o zamandan beri her an her yerde salavatı şerifeye devam ediyorum, hep onunla meşgulüm.] Anlatılan bu kıssadan anlaşılıyor ki, Resülüllah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Efendimizin şefaatine talib olanlar, çok çok salavatı şerife okumalıdırlar.


ET SALAVAT RESÜLE

Erdirir Peygambere, ol mübarek salavat

Yakın eder Mevlaya, et salavat Resule

Söyle daima her yerde, gecelerde gündüzde

Umarsan şefaati, et salavat Resule

Gösterir sana Cemal, ermek istersen Kemal

Bu gün canı gönülden, et salavat Resule

Onu sev onu tanı, tazelendir ımanı

Aşık isen gel durma, et salavat Resule

Gönül evin pak olsa, her günün bayram olur

Memnun olur Peygamber, et salavat Resule

Buldurur huzur hüşu, hep erenler yolu bu

Razı olur Mevlamız, et salavat Resule

Kim canından çok sevse, Cennet olur makamı

Gösterir didarını, et salavat Resule

OL kıyamet gününde, eyler sana şefaat

Alırsın beraatını, et salavat Resule

Naci der ki ey ihvan, tutalım biz emrini

Razı olur Peygamber, et salavat Resule

(SIDDIK NACİ EREN DİVANI'NDAN ALINMIŞTIR)

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp