Yay Burcu Sosyalite

Yay Burcu Sosyalite :

Yönetim ve Organizasyon

Başkalarına hükmetme tutkuları olmasına rağmen yüksek makamlara yerleşebilmiş çok az sayıda Yay insanı bulunmaktadır. Onlar da büyük ihtimalle Yay burcunun son onluğunda doğmuş Güneş etkili Yaylardır.Yay insanının yönetim kademelerinde görülmeyişinin ilk sebebi, dillerini tutamamalarıdır. İkinci sebebi değişken tavırlarıdır.

Yay insanının yönetim kademelerinde görülmeyişinin ilk sebebi, dillerini tutamamalarıdır. Oradan oraya koşuşturarak birilerini eleştirir, yanlışlarını, hatalarını, hatta ihanetlerini ortaya dökerler. Bunu yaparken uygun yer, uygun zaman ve uygun ifade tarzı diye bir kaygıları da yoktur. Ve bu eleştiri yağmuru amirlerine de yöneldiği için bulundukları makamdan da olurlar. Yükselememelerinin ikinci sebebi değişken tavırlarıdır. Bu da "dost mu, düşman mı" kuşkusunu uyandırır çevresinde. "Arkamdan konuşuyor mu?" şüphesi de bu kuşkuyu pekiştirir. Üçüncü itiraz sesi emri altında çalışanlardan yükselir. Zira ezerler. Özgürlükleri çiğnenen, çoğu kez hakaretlere uğrayan işgörenleri de başka kanallardan yükselmesini önlemeye, hatta makamından etmeye çalışırlar.

İktidarı elinde bulunduranlar genel teamül olarak riskten uzak dururlar. Zira risk yönetimi, kazandırdığı kadar kay-bettirir de. İktidarların ise kaybetmeye tahammülü yoktur. Kendi hayatlarıyla bile kumar oynamayı seven Yay insanı ise, yönetiminde görev aldığı kurumu sürekli risk altına sokacaktır.Yaylar diledikleri zaman seyahate çıkmak, diledikleri zaman eğlenmek arzusu taşırlar.

Yönetimde bulunmak bu özgürlükleri engelleyecektir. Yayın bu duruma uzun süre katlanması ise mümkün Patavatsızlıkları da ayrı bir çıkmaz-larıdır. Oysa yönetim ciddi bir iştir, bir temsil olgusudur ve patavatsızlığı kaldırmaz.değildir.

Bütün bunlara ek olarak yetki ve özellikle sorumluluk almak ve bunları devam ettirmek Yaylara göre değildir. Zira Yaylar diledikleri zaman seyahate çıkmak, diledikleri zaman eğlenmek arzusu taşırlar. Yönetimde bulunmak bu özgürlükleri engelleyecektir. Yayın bu duruma uzun süre katlanması ise mümkün değildir.

Çalışma Hayatı

Yaylar koşuşturur, zihinleriyle, bedenleriyle ve dilleriyle. O kadar fazla koşuştururlar ki, masalarının üstünü, evrak çantalarını, zihinlerini ve yapacakları işleri düzene sokmayı beceremezler. Ancak bu kadar fazla düzensizliğe rağmen aradıklarını bulabilme yeteneğine de sahiptirler.
Zeka ve şansları sayesinde finanssal konularda başarılı olabilirler. Ancak aşırı riskli hareketlerden alıkonulmaları gerekir. Zira büyük kazançlar sağlamaya çalışırken ellerindekini de yitirebilirler.

Aşırı iyimser karakterde olduklarından bunalımlı zamanları azdır. İyim-serlikleri de şanslarına güvenmelerinden kaynaklanır. En çetrefilli ve uç projeleri amirlerine anlatmak için çırpınır dururlar. Projeleri hayal ürünü gibi görünebilir ve risk taşıyabilir. Yine de ayrıntılarıyla dinlenmesinde yarar vardır. Zira riski azaltılır ve gerçek hayata uyarlanabilirse, güzel bir projeyi uygulama imkan ve şerefine ulaşırsınız. Tabii ki bunun şerefi öncelikle Yay insanına ait olacak, günlerce böbürlenerek etrafta dolaşacaktır.

Yay işgörenin üstlendiği işleri, amirlerinin sıklıkla kontrol etmesi ve aşa-malarını öğrenmesi gerekir. Zira bir yandan telaşlı oluşu, diğer yandan da düzensizliği, görevlerinden bir kısmını unutmasına veya yanlış yapmasına sebep olabilir. Diğer bir deyişle, çok fazla koşuşturmasına rağmen hiçbirisi başarıyla sonuçlandıramaması olgusuyla karşılaşabilirsiniz.Karşı cinsten iş arkadaşlarıyla girdiği gönül ilişkilerini ciddiye almayan yapı dadır. Karşı taraf ciddiye aldığından, işyerinde karışıklıklara da sebep olabilir.

Kopuk İlişkiler

Yay insanlarının tanıştığı, konuştuğu, ahbaplık ettiği insan sayısı olduk ça fazladır. Bu yönden karşıt burcu İkizler insanına benzer.
Ancak bu tanışıklıklar derin dostluklar oluşturmaz. Zira onlar, çok fazla kişiden çok fazla şey öğrenmeye ve çok fazla kişiye çok fazla şey anlatmaya çalışırken, derin dostluklar kurmaya vakit bulamazlar.
Ayrıca dostlar, çoğunlukla baş belasıdır, ya hareketlerinizi kısıtlarlar, ya da bir dolu istekleri vardır. Oysa tanıdıklar bakımından böyle sıkıntılara girme gereği duymazsınız.Birçok insan da, Yaydan özellikle uzak durur. Zira patavatsızlığı ve durup dinlenmeden konuşma arzusu, çoğu kez çekilmez bir hal alır. Ancak ta-nıdıklarının kendisinden uzaklaşması, Yay insanının çok fazla umurunda değildir. Büyük ihtimalle "kurtuldum" diye sevinecektir. Hem konuşacak adam mı yok memlekette...

Gezgin Meş'aie

Yay burcunun temel elemanı (unsuru) ateştir. Ancak bu ateş, Yay insanının değişken ruhu ve gezegeni olan Jüpiter'in etkisiyle gezgin ve değişik görünümlere bürünen nesneler haline gelir.
Yay ateşi bazen mahalleyi saran bir yangın, bazen bir idealin simgesi olarak bir yerden başka bir yere taşınan meşaledir. Onu mum alevi olarak da görebilirsiniz, cepte taşınan kibrit veya çakmak olarak da. Bu ateş, gerektiği yerde gerektiği zaman kullanılmak üzere taşındığı halde, bir çarpma veya sakarlık nedeniyle yerlere düştüğü ve bir yerleri tutuşturduğu da oldukça sık rastlanan olaylardandır.

Yay ateşi elden ele, ülkeden ülkeye dolaştığı için, fikir ve ideallerin de taşıyıcısıdır. Bu fikir ve idealler bazen din, bazen felsefedir. Ancak en yeni dedikodu ateşi de onun elinden (yani dilinden) yayılır.Taşınabilen nesne olarak görüp de Yay ateşini küçümsemeyin. O küçücük alevler, bir anda hançerleşmiş birer dile dönüşebilir ve hedefi de doğrudan doğruya kalbinizdir.

Yarış Atları

Yay insanları atlara benzer. Kimisi mustanglar gibi yabanıl, kimisi savaş atları gibi parıltılı, bazısı binek veya yarış atları gibi ince bacaklı, bir kısmı yük atları gibi iriyarı ve kalın bacaklı, az bir kısmı da Midilli gibi ufak tefektir.
Yay insanları genellikle boylu postlu ve oylumludur. Geniş omuzlara sahiptirler. Zira atlardaki kemik sayısı, insanlardakinden on sekiz adet daha fazladır.Atlar ayakta uyur. Bu "ayakta uyumak" deyimindeki anlamında değildir. Ayakta uyumalarının sebebi, tehlike anında derhal harekete geçmek ve kalkmaya çalışırken harcanacak enerjiden tasarruf etmek içindir. Yay insanları da, aşırı riskli hayatları nedeniyle tehlikelere karşı sürekli tetiktedirler. Sürekli hareket halinde gördüğünüz için "Bu adam veya bu kadın hiç uyumuyor mu acaba?" diye şüpheye düşersiniz. Yaylar, fırsatları değerlendirirken "gözü açık" insanlardır. "Gözü açık" olarak doğan ve doğar doğmaz yürümeye başlayan atlar gibi.

Yay insanları da, aşırı riskli hayatları nedeniyle tehlikelere karşı sürekli tetiktedirler. Sürekli hareket halinde gördüğünüz için "Bu adam veya bu kadın hiç uyumuyor mu acaba?" diye şüpheye düşersiniz.Yaylar, fırsatları değerlendirirken "gözC açık" insanlardır.Atlar cesur, atılgan, sahibine bağlı ve itaatkar hayvanlardır, ehlileştirilmek yani iyi terbiye edilmek şartıyla.

Zira Yaylar gibi daha küçüklüklerinde bile afacan, hareketli, başına buyruk, tehlikelerden zevk alan, özgür varlıklardır. Tehlikeyi sevmelerine rağmen, uçurumun kenarından geri dönen veya tehlikeyi hisseden içgüdüye sahiptirler. Kendilerini besleyip büyütenleri tanır, ona bağlanır ve ölümüne onun hizmetinde olurlar. Yaralı sahibini taşıyan, ölen sahibinin başında günlerce bekleyen at hikayelerini birçoğunuzokumuşsunuzdur. Yaylar gibi atlar da kolay yorulmaz, açlığa ve susuzluğa karşı uzun süre dayanabilirler. Belirtilmesi gereken bir özellikleri de Yay insanlarının kahkahalarını kontrol etme-ye çalışmalarıdır. Bu nedenle bir çoğunun gülüşü at kişnemesini andırır.

At deyince akla öncelikle savaş ve spor oyunları gelir. Yaylarda da öne çı-kan iki özelliktir bunlar. Eskiden savaş meydanlarının vazgeçilmezi olan atlar,Sağlıklarını korumak için bedensel ve zihinsel olarak hareketli olmaları, ağır yiyecek ve içeceklerden uzak durmaları gerekir; aksi halde vücutlarında yağ birikimi meydana gelir.artık gezinti ve spor amaçlı kullanılmak tadır. Yaylarda da buna benzer bir deği-şim söz konusu edilebilir, savaşçılıktan yarışmacılığa doğru.

Güzel Endam

Yay burcu, burçları simgeleyen insan figüründe KALÇALAR ve BALDIRLAR bölgesi ile KAS SİSTEMİNİ temsil etmektedir. Bu nedenle Yay insanının kasları, kalçaları ve baldırları çok güçlüdür. Çoğunlukla uzun bir boya, biçimli vücut ve kalçalara sahiptirler. Bu durum değişken ruh haliyle birleşince, yerinde duramayan, sürekli koşuşturan veya uzun seyahatleri seven karaktere bürünürler. Onlar için gezmek, yeni ve değişik yerler görmek bir hayat tarzıdır

Sağlıklarını korumak için bedensel ve zihinsel olarak hareketli olmaları, ağır yiyecek ve içeceklerden uzak durmaları gerekir; aksi halde vücutlarında yağ birikimi meydana gelir. Ayrıca adale iltihabına, siyatiğe ve romatizmaya da yatkındırlar.Yay burcunun gezegeni olan Jüpiter de, burcun anatomik bölgesi olan kalçalar ve baldırlar yanında, KARACİĞERİ, DALAĞI ve KOKLAMA DUYUSUNU da temsil eder. Bu nedenle çocuklarına karşı aşırı şefkatli ve olaylara karşı aşırı duygusal yaklaşım sergilerler. Gezegenleri koklama duyusunu temsil etmekle birlikte, kural dışı olarak Yay insanlarının çoğunda koku alma duyusu bulunmamaktadır. Jüpiter, ayrıca hastalıkların hızla iyileşmesine de yardım etmektedir.

Ruhsal İktidar

Ruhsal acı, aydınlanma, kainatın hayati ve yaratıcı güçlerini kavrama, deneyden geçmiş idealizm sembolü olan ve Yay insanının renklerinden olan eflatun, koyulaştıkça saltanatı, otoriteyi, asaleti, aldatıcı davranışları, ruhsal gücün kişisel çıkar için kullanılmasını; açık tona büründükçe insan sevgisini, nesnelerin ruhunu kavrama gücünü, sanat ruhunu, merhameti, üretkenliği, kibarlığı temsil etmektedir.

Yay insanı da iyiden kötüye, kötüden iyiye gidip gelir. Sanatkar yönü çok güçlü olmasa da, ruhsal alanı kavrama, felsefeden tasavvufa düşünsel ve manevî gerçeklere ulaşma, bu suretle aydınlanma ve aydınlatma yeteneğine sahiptir. Ancak bazı Yaylar ruhsal iktidarın kıymetini anlamadığından yönetme hırsına, siyasî iktidar ihtirasına kapılabilmektedir. Çok konuşmaları nedeniyle sözleri ve haberleri zaman zaman aldatıcı olabilmektedir.

Hem Filozof Hem Kral

Lacivert, Yay insanının renklerinden... O, gece vakti gökyüzünün, denizlerin derin bölgelerinin, okyanusların, lapis lazuli taşının, Jüpiter'in rengi... Aynı zamanda lacivert, sonsuzluğun, baskı ve otoriteye dayalı adaletin, ilahi aşkın, yolculukların, düşünme gücünün, kuralcılığın, asaletin, ciddiyetin, hakimiyet ve mal hırsının, kendini beğenmişliğin, korkutucu derinliklerin, zenginlik arzusunun simgesi.Bu nedenle Yay insanları kendilerini okyanuslar gibi derin ve bilgili, sonsuzluk âleminin ve adaletin temsilcisi, maneviyat yönünden yüce makamların sahibi olarak görürler. Ancak ne yazık ki kendilerine uygun bir âlemde değil, bu süflî (aşağılık) dünyada yaşamaktadırlar.

Yay insanı da iyiden kötüye, kötüden iyiye gidip gelir. Sanatkar yönü çok güçlü olmasa da, ruhsal alanı kavrama, felsefeden
tasavvufa düşünsel ve manevî gerçeklere ulaşma, bu suretle aydınlanma ve aydınlatma yeteneğine sahiptir.Bu nedenle de diğer insanları bilgilendirmek, onlara doğruları ve doğru yolu öğretmek isterler. Diğerleri öğrenmek ve Yay insanına tâbi olmak zorundadır; ya gönüllü olarak, ya da zorla. Ona tâbi olmamakta direnenler ise ne adaleti anlayabilmiştir, ne de gerçek bilgiyi. Yaşamaya hakları olup olmadıkları dahi sorgulanmalıdır.

Hükmetme İhtirası

Beyazın karşıtı olan siyah, Güneş'ten gelen ısı ve ışığı emen, yani kendisinde hapseden, çevreye yansıtmayan özelliğe sahiptir. Tıpkı Yay insanının, diğer insanları egemenlik alanının içine alıp kafese sokması ve artık özgürlük ler ülkesine uçmasını engellemesi gibi. Ya onun fikirlerini benimseyip ona tu bi olacaksınız, ya da ortadan yok olacaksınız. Akreplerin aksine Yay insanı ulaştığı bilgileri kendisinde hapsetmez, önüne gelene anlatır. Bu nedenle on da siyahın bulaşıcı etkisi bulunmaktadır. Yine de zamanı gelince kullanmak üzere birtakım duyguları ve bilgileri kendine saklamasını bilir, çünkü bazı bil gileri düşmana karşı kullanılacak birer silah olarak görür.

Siyah, Yay burcunun erkek ve sıcak burç olmasına karşılık, dişi cinsin temsilcisidir ve renklerin en soğuğudur. Bu da, çift kişilik taşıyan Yay insan larının çelişkilerinden biridir. Bazen kızgın, bazen insancıl, kimi zaman sı cak ilişkiler içinde, kimi zaman buz gibi görüntü içinde olurlar.
O, dönüşü olmayan yolculukların, ölümün ve matemin rengidir. Bu ne denle yas tutanların siyah giymesi gelenek haline gelmiştir. Siyah renk gibi Yay insanları da hiçbir şeyden memnun olmayan, sürekli şikayet eden, birilerini çekiştiren karamsar bir psikoloji yansıtırlar.

Onlar, siyahın ve koyu renklerin yoğun olarak kullanıldığı bir tabloya benzerler; bu tabloda aynı zamanda gizlenilmek istenen bir şeyler de vardır. Siyaha bürünen gece, baskınların ve baskın hazırlıklarının yapıldığı, gizli işlerin çevrildiği zaman dilimi olarak düşünülmüştür.
Yay insanıyla özdeşleşen diğer renklerin eflatun, mor ve koyu mavi olması, siyahın etkisini acımasızlık yönünden hafifletirken, iktidar tutkusunu kuvvetlendirmektedir.

Yay Tepkisi

Her insan, olaylar ve olgular karşısında, farklı dozajlarda da olsa tepki gösterir. Bu doğamızda vardır. Ancak hayatlarını tepki yönlendirmez. Örneğin Aslan insanı emri dinlenmediğinde, Koç insanı talebi reddedildiğinde, Terazi insanı hatalı iş yapıldığında, Yengeç insanı yakınlarına tehdit yöneldiğinde, İkizler insanı kabalık yapıldığında... türü ve derecesi değişen tepkiler gösterirler. Kimisi hakaret eder, kimisi tepkisini attığı bir yumrukla gösterir. Bu yapıldıktan sonra da o olay kapanır ve yollarına devam ederler. Zira belirli bir hayatı, belli hedefleri, planları vardır.
Yayın hayatını ise, diğer insanlardan farklı olarak tepkileri yönlendirir. Onlar belirli bir hedef edinmekten, belirli bir hayat programı yapmaktan uzak Yaylar, herkesi ve her şeyi eleştirmelerine rağmen, idollerinin eleştirilmesine katlanamaz ve beklenmedik derecede ağır bir tepki gösterirler. Idolleri de bir fikir, bir kişi, bir inanış, bir gelenek veya bir spor kulübü olabilir.kendilerini etkileyen olaylara gören değiştirirler. Ya da kendilerine fanatik taraftar rolü biçtiklerinden, idolleri nereye yönlendirirse o yöne giderler.

Yayın tepkiselliği Akrep insanının mtikamalığından da farklıdır. Akrep in-tanının intikamcılığı da uzun solukludur ama hayat kurgularını etkilemeyen küçük bir ayrıntı durumundadır. Bu tepki-selliğin, Yayın karşıt burcu olan İkizlerle de ilgisi yoktur. Zira Yaylara paralel şekilde bir hayat programı olmamasına rağmen İkizler insanı yönünü kendisi belirler, etkilere göre yön değiştirmez. Tarafsızlığı ilke edindiğinden hayatını yönlendirecek bir idolü de yoktur.

Yaylar, herkesi ve her şeyi eleştirmelerine rağmen, idollerinin eleştirilmesine katlanamaz ve beklenmedik derecede ağır bir tepki gösterirler, idolleri de bir fikir, bir kişi, bir inanış, bir gelenek veya bir spor kulübü olabilir.

Yay ve Çocukları

Çoğu Yay insanının çocukları kendileri büyümek zorundadır. Zira Yaylarda, Yengeçlerdeki gibi annelik içgüdüsü, Boğalardaki gibi besleyip büyütme aşkı, ya da Oğlaklardaki gibi disiplin altında tutmaya yönelik otoriter tavır bulunmamaktadır.Bazı Yaylar çocuklarını "ayakbağı" olarak da görebilir. Zira hem sorumluluk yüklemekte, hem de seyahat etme ve serüven yaşama özgürlüğüne engel oluşturmaktadır.

Sabırdan yoksun oluşları ve acelecilikleri, çocukların problemleriyle derinden ilgilenmelerini zorlaştırır.Bu yüzden Yay anne veya babanın çocuğuyla ilgilenmek diğer eşe düşer. Diğer eş de Yay, Koç, Balık veya İkizlerse, çocuk deneme yanılma yoluyla kendi yolunu kendisi bulacak ve oldukça hızlı bir biçimde büyüyecektir.Derler ki, "Yaylar, oyun oynarken çocuklarını havaya atar, sonra da unutur, yürüyüp giderler."

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp