Saçlar

Saçlar :

Alphonse Allais, aşağı yukarı, "Saçlar kafanın tüylerinden başka bir şey değildir ... " diyordu. Elbette, ama şaka bir yana, aynı zamanda da kafatasının temel süsleridir! Onlara ne denli heyecan, sevgi ve erotizmle özen gösterildiğini anlamak için mitoloji ve tarihe şöyle bir göz atmak yeterlidir. Samson'un ı başına gelen aksiliği anımsayalım. Asi Absalen'un- saçlarından asıldığını unutmayalım. Başının derisi yüzülmüş Sioux'un, alışılmış Manitou avlarına katılması yasaklanmıştı. Atalarımız Galyalıların, saç örgüleri sayesinde karşı cinsi baştan çıkardıklarını söyleyip durmaz mıyız?
Oysa şairlerin binlerce şiir yazdığı, ressamların gözdesi, bu doğal süs saçlar, sanki bize sorun çıkarmaktan hınzırca bir zevk alıyor. İlkin hiç kimse kendi saçlarından hoşnut değildir: Karşılıklı olarak, çocukluktan başlayarak sarışınlar esmer, esmerler sarışın olmak isterler. Daha sonra binbir çeşit kötü bakım ve hastalıktan etkilenirler. Onlara yapılan eziyet estetik görüntüyle doğru orantılıdır. Felaketin en yoğun noktası olan kellik, erkekleri, sosyal çevrede daha fazla kabul görmelerine karşın, kadınlar kadar sarsıyor.
Saç teli keratinle sertleşmiş silindir şeklinde hücrelerden oluşmuştur ve melanin adı verilen siyah renkli bir pigmentle açık veya koyu renk alır. Bu hücreler yumuşak eksen etrafına yerleşmiştir. Bunlardan oluşan saç kılı deri altındaki yağ keseciklerinin içinden çıkar; bu keseciklere, saçlara doğal parlaklık veren yağ üreten yağ bezleri açılır.
Görünen kısmı çok dayanıklı olan saçın, derinin altında kalan kısa kök kısmı tersine çok zayıftır. Oysa kendine yöneltilen başlıca saldırıları orada karşılıyor. Bu temel bölüm hastalandığı zaman çok çabuk bozuluyor ve ölüyor, (Yanlış ve bir o denli de yaygın bir kanı, saçı ucundan büyüyen bitkiyle özdeşleştirmek ve savaşıma oradan başlamaktır.) Saçların çoğalması, ancak keseciklerin içinde yeni hücrelerin oluşmasıyla ilgilidir. Saçı kesmek, yolunan tüylerin tam tersi, yeniden bitmesini hızlandırmaz! Olsa olsa hormonların karışık oyunlarıyla kendi kendini uyarır.
Sağlıklı saçların görünümü, bir kişiden diğerine, bir kavimden komşu kavime inanılmaz değişiklikler gösterir. Kuzeylilerin sarı (melanin açısından zayıf), İrlandalıların kızıl, Doğulu ve İspanyolların siyah, Afrikalıların sıkı kıvırcık saçlarına dek konuyu uzatmanın yararı yok...
Daha ilginç olan, aynı kişinin saçlarının sayı, renk, parlaklık değişimlerini incelemektir. Bu kitabın giriş yazısında söylediğim gibi saçlar sağlığın göstergesidir. Eğer parlaklıklarını yitirmiş, çok yağlı ya da çok kuruysalar ve çok fazla dökülüyorlarsa ilk önce doktora başvurmak gerekir.
Bu makalede sağlıklı saçların bakımıyla ilgili bazı öğütler vermek istiyorum ama, ondan önce bazı önemli konuları belirtmekte yarar görüyorum.
1- Normal bir insanın günde 20-40 tel dökülen ve 100.000-150.000 adet, hiç durmadan yenilenen saçı vardır. Eğer saçınız fazla dökülüyorsa endişelenmeyin. Tersi durumda saç dökülmesinin (ilgili konuya bkz.) çeşidi nedenlerinden birine yakalanmışsınız demektir.
2- Eğer saçlarınız geniş plakalar şeklinde dökülüyorsa, saçkıran hastalı-ğına yakalanmışsınız demektir (ilgili konuya bkz.).
3- Eğer kepekleriniz varsa, saç dökülmesi ve veya kepek hastalığıyla ilgili bölümlere bakınız.
4- Eğer saçlarınızı yitirmeniz aşırı yağ salgısına bağlıysa, "Saç Dökülmesi" ve "Sebore" bölümlerin~ bakınız .
• Bakım ve önlem
Saç bakımı iki sözcükle sınırlıdır: Bunlar, doğru uygulama koşuluyla yıkama ve fırçalamadır. Saç fırçalama her zaman yumuşak bir şekilde yapılmalıdır. Yıkamaya gelince, yaygın kanının tersine sık olabilir, ama bunun için endüstriyel, kimyasal, her türlü kötülüğe açık "katı" şamp uanlardan, vebadan kaçar gibi kaçmak gerekir. (Bu ürünler sadece saçın özüne zarar vererek, saç diplerini zedelemekle kalmaz, aynı zamanda lokal veya genel alerjilere de neden olurlar.) Piyasada ardıç yağından, ısırgan ve papatya özünden vs., imal edilmiş; içinde sakıncalı ve zehirli katkı bulundurmayan, yaşamınızı kolaylaştıracak nitelikte şampuanlar vardır.
Ayrıca siz de kendi kendinize bir şampuan yapabilirsiniz:
- Kayrıarnış, dövülmüş şimşir ağacının kabuk ve odun kısmı (litre ba-şına 3 tutam),
- Kaynamış çöğenotu (sabunoru) yaprak ve çiçekleri (litre başına 5 tutam),
- Daha da basit: ı kase ılık suya çarpılmış ı yumurtanın tümü veya ı likör bardağı roma çırpılmış iki yumurta sarısı.
Sulandırılmış limon suyuyla ovmak; (içindeki hafif asit saça çok yararlıdır) ya da aynı işlemi sirke veya dulavratotunun ezilmiş köklerini kayrıatarak da uygulayabilirsiniz. (Litre başına 2 tutam.)
Çocukken yaşadığım kasabanın kadınlarının uzun saçlarına gösterdikleri bakım ve özene ne çok hayranlık duyardım.
Saçlarını sadece yeni ay çıktığı zaman keserlerdi; ince tellerinin ancako zaman aşınmadığı inancını taşırlardı.
Çözülmüş gür saçlarını yıkamalarını seyrettiğim sırada bir ayine katıldığım hissine kapılırdım. Koca topuzlarını çözerek saçlarını omuzlarına dökerler, zeytinyağıyla saç diplerine besleyinceye dek uzun uzun masaj yaparlar ve -başka bir deyişle kan dolaşımını hızlandırmak- yağın saça iyi işlemesi için başlarını sıcak bir havluyla sararlardı.
Saçları yağlı olanlar elbette zeytinyağı kullanmaz, sadece romlu yumurta ile yetinirler ve bu güneş rengindeki bileşimi başlarında ı 5 dakika tu tarlardı.
Çalkalama sularına, yukarıda sözünü ettiğim saçları ipek gibi yumuşatan kaynatılmış dulavratotu köklerini ilave ederlerdi.
O güzel zamanlar çok uzaklarda kaldı! Unutuldu. Neden bazı derslerden tekrar yararlanmayalım ki?
• Kıyımı durdur!
Her alanda başımıza gelen acıların tek sorumlusunun yine bizim oldu-ğumuz bir gerçek. Saçlarımıza gelince, en kötüsünü onlara yapıyoruz.
Yıkama ve fırçalama dışında (bu doğru olarak yapılır, bir de masaj ilave edilirse) saçlarımızın hiçbir şeye gereksinmesi yoktur. Oysa onlara sahip olanlar, istekleriyle onları boğarak ne büyük acı ve sıkıntılar veriyorlar: Sıcak, maşa ve asit.
Bana gelince söylemek istediğim şu: Yetti artık! Kıyımı kes! Elle yapı-lan işlemlere, ısı vermeye, kıvırcıklara, renk açmalara, boyamaya, parlatmaya vs ... hayır! Bunlar sadece başınıza dert açar. Ama bu konuda kişisel zevkler, alınganlıklar, kişinin önyargıları tartışılmaz. Bu durumda burada yalnızca birkaç koruyucu öneri verebilirim.
Şampuanlarınıza, özellikle de saçlarınıza, "aşırı yoğunluk" etkisi verenlere dikkat edin.• Bu şampuanlar; çok alkalikler saçlarınıza dolgunluk vermesine verir; ama bir süre sonra onlara gerçekten zararı dokunur, onları kemirirler. Eğer saç uçlarınızın kırıldığını, çatallaştığını, küçük ince saplara bölündüğü görürseniz, genel sağlık durumunuzu sorgulamakta gecikmeyin; tekrar çıkmaları için doktorunuzdan "saç diplerini güçlendiren" bir tonik istemekte acele etmeyin: Çok alkalikli bir şampuan yüzünden siz ve kuaförünüzün tek sorumlu olma şansı çok fazladır.
Kurutma ve kıvırcık yapan aygıtlara dikkat edin. Basit elektrikli saç kurutucusunun hiçbir zararı yoktur; ama bunu saç kıvırmak ve ondüle yapmak için kullanırsanız iş tersine döner. Bu işlemde proteinlerin pıhtılaşma derecesi sık sık elden çıkar ve hatta saç dipleri ciddi şekilde zarar görür. Çok çağdaş teknikler uygulansa bile değişik biçimlerde perma ve kıvırcık yapma işlemi her zaman pek önerilmeyen yüksek ısı gerektiriyor. Biraz daha sabır ve emekle bu işlemi ılık demir maşayla yapmak daha doğrudur. Saç rengini açmaya yarayan ürünlere dikkat edin. Galyalılar saçlarını kireç, Venedikliler sodyumla açarlardı, biz hala en iyisi olduğunu düşündüğümüz oksijenli su kullanıyoruz. Esmer birinin sarışın olma arzusunu çok iyi anlıyorum ama, bunun riskleri ve sakıncaları vardır ... Saç diplerinden başlayarak, uzun süre ve sık sık, özenli hafif bir oksijen uygulaması çok zararlı değildir. Saçları ciddi bir şekilde yıpratan yoğun uygulamalar için daha fazla konuşmaya gerek görmüyorum. Bu durumda hangisi daha iyi? Gür, kalın telli, sık bir esmer saç mı, yoksa sarı, ama hastalıklı, kırılan ve seyrek olan mı?
Saç boyalarına dikkat edin. Bu konuda katıksız kimya üreten bir alandayız. Sadece saçlarınızı değil, sağlığınızı da tehlikeye atarsınız. Ayrıntıya girmeyeceğim ama, piyasada bulunan hiçbir saç boyası bütünüyle bitkisel değildir. (Bunun tersini söyleyen reklamlar, uyduruyor.) Hatta kınada bile kimyasal katkı maddeleri vardır. Eğer safsa sadece kızıllaştırır. Siyah ve kahverengi renk veren kınalar doğal değildir. Diğer saç boyalarına gelince bu adeta bir kumardır; bazıları zararsızdır ve estetik amaca hizmet edebilir. Ama ötekiler içinde kesinlikle zehirli maddeler bulundurur (progalik asit, kobalt tuzları, kurşun, gümüş, anilin vs. bulundururlar.) Bunlar, ciddi alerjiler yapabilir. (İlgili konuya bkz.)
Parlatıcılara dikkat edin. Bütün organizmaya değilse de, saç diplerine çok şiddetli zararlar verebilirler.
• Basit önlemler
İddiasız görüşüme göre, tüm boya, renk açma ya da yeni parlatma türleri, ilk önce saçın bir küçük bölümünde denenmeli. Eğer saçınızla kendiniz ilgileniyorsanız siz, yok kuaförünüz ilgileniyorsa ondan bu uygulamayı isteyin. En ufak bir terslik hissettiğiniz zaman (kaşıntı, sıcak basması, şiş kızarıklık vs.) kullanmayı düşündüğünüz ürünü derhal atın. Bu, basının durmadan uyardığı, vahim alerjik tepkiler, kesin kellik ve yaygın egzama gibi kimi kötülüklerden sizi koruyacaktır.
• İvedi önlemler(Acele)
Eğer saç diplerini canlandırmak istiyorsanız (dolayısıyla saçlarınızı) aşağıdaki losyonlardan biriyle masaj yapın:
- Demlenmiş dulavratotu yaprakları (1 litreye 3 tutam)
- Taze kayın ağacı usaresi,
- Taze latin çiçeği özü, mikserde çırpılmış bitkinin tümü veya yine aynı bitkinin kaynatılmış yaprakları (1 litreye 4 avuç),
- Taze suteresi suyu veya aynı bitkinin yoğun kaynatılmış yaprakları,(litre başına 4 avuç) .
• Şifalı bitkilerle geleneksel çareler
Saçlarınızı güçlendirmek amacıyla aşağıdaki bitkilerden yararlanabilirsiniz (lokal uygulama ve masaj):
- Kaynatılmış veya demlenmiş küçük papatya çiçekleri (l litreye 5-6 baş),
- Demlenmiş Rumen papatyası çiçeği (llitreye 4-5 baş),
- Demlenmiş yabani hindibağı yaprakları (1 litreye 3 tutam),
- Kaynamış ısırganotu bitkisinin tümü (l litreye 4 tutam) veya aynı bitkinin 60 alkole yatırılmış kökleri (llitre sıvıya 1 kök),
- Demlenmiş adaçayı çiçek ve yaprakları (l litreye 2 tutam aynı şekilde içilebilir),
- Demlenmiş ıhlamur çiçekleri (1 litreye 6 tutam)
• Favori reçetelerim
Saç bakımı ve güzelliği için genel olarak;
Kayrıatılrnış biberiye yaprak ve çiçekleri, ısırganotu yaprakları, papatya çiçekleri (her litreye 2 tutam).
- Aşağıda belirtilen bitkiletle demlenerek yapılan tamamlayıcı uygulama (içmek için- ı fincan için):
-1 tutam mercanköşk (yaprak ve çiçek)
-1 tutam biberiye (yaprak ve çiçek)
-1 tutam adaçayı (çiçek)
-1 tutam kekik (yaprak ve çiçek)
-1 tutam ıhlamur (kabuk altı katmanı).
Eğer saçlarınız yağlıysa "Sebore" bölümüne de bkz.) "kızıl kantaron (cerıriyan) ve ısırganotu şampuanıyla bakım (1 litre suya):
- 2 tutam sarı kantaron (cerıtiyan) ezilmiş yaprak ve kök)
- 2 tutam ısırganotu (yaprak).
Eğer saçlarınız normalse ısırgan ve papatyadan bakım şampuanı (1 litre suya):
- 5 baş rumenpapatyası (çiçek)
- 2 tutam ısırganotu (yaprak).
Eğer saçlarınız kuruysa (1 litre suya):
- 2 tutarn biberiye (yaprak ve çiçek)
- 2 tutam öküzgözü (yaprak ve çiçek) .
• Doğal saç boyaları
Kimyasal saç boyalarının taşıdığı riskleri anlattım ve saç rengini onu hırpalamadan şu veya bu şekilde değiştirmenin olanaksızlığının da altını çizdim.
Bitkiler sarışın Lorel'i esmer Kleopatra'ya dönüştürmeye yeterli değildir veya bunun tam tersi. Ama biraz da olsa -hiçbir zarar vermeden- saçlarınızın tonunu ve röflesini değiştirebilir.
Gür saçlarınızın rengini hafif ve sürekli açmak ve ona harikulade sarı röfleler vermek için papatya ve akpapatyadan (koyungözü) yararlanın:
- 5 baş küçük papatya
- 5 tutam akpapatya (bitkinin tümü).
Küçük paparya yerine romenpapatyası kullanabilirsiniz, ayrıca (20 dakikalık) kaynatmayı (10 dakikalık) demlemeye yeğleyebilirsiniz. Sonuç olarak sadece papatyayı (hangi türü olursa olsun) aşağıda tarif edildiği gibi de kullanabilirsiniz.
1 kase saf zeytinyağına bir avuç papatya koyun çok hafif ateş üzerinde, benmari'de 2. saat ısıtın; ılıklaştığızaman saç diplerinize uzun uzun masaj yapın ve on dakika içmesi için bekleyin. Sonra yıkayın ve bu işlemi, istediğiniz sarı renge kavuşuncaya dek sürdürün. Tam tersi, saçlarınızı ,hafif ve sürekli olarak koyultmak istiyorsanız iki reçeteden birini uygulayabilirsiniz:
_ Kaynamış pırasa yaprakları (Llitreye 3 avuç)
_ Çok koyu demlenmiş çay ve soğan kabukları ...
Bu sonuncusu saçlara nefis kumral bir renk veriyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp