Katı yiyeceklere başlatmak

Katı yiyeceklere başlatmak :

İlk aylardaki sabit bir gıdayla besleme zamanı geride kaldı. Şimdi gerçek eğlence ve gerçek mücadele-başlıyor; bebeğinizi katı yiyeceklere başlatma zamanı geldi. Ek besinlere geçme döne mi, bebeklerin hala sıvı besin-anne sütü ya da formül süt-aldığı ancak yavaş yavaş katı yiyeceklerin de verilmeye başlandığı geçiş dönemine verilen addır. Bu katı yiyeceklere genelde tamamlayıcı gıdalar denir, çünkü bunlar bebeğin aldığı sıvı gıdaları tamamlayıcıdır, ancak bebek en. azından bir yaşına gelene kadar tamamen bu sıvı gıdanın yer ipi tutmaz. Ek besinlere geçme süreci, çocukların başladığı her yeni şey gibi başarılara ve zayıflıklara açıktır. Bazı bebekler tahıllı mamanın bir lokma tadına bakar ve alışır; diğerleri haftalarca memeden başka bir şey kabul etmez.

Eğer sizin deneyiminiz, baştan düşündüğünüz gibi düzgün ve düzenli bir süreç olmadıysa umutsuzluğa kapılmayın. Bu bölümün amacı size kusursuz bir sistem sunmak değil, sizi ek besinlere geçme sırasında doğru gıdaları seçmeniz ve bebeğinizin düzgün yiyip düzgün geliştiğinden emin olmanız için beslenme konusunda bilgilerle donatmaktır. Artık bebeklik döneminin, ömür boyu sürecek olan damak tadının ve tercihlerin gelişmesi için kritik bir zaman olduğunu biliyoruz. Bebeğinizin yiyeceklerle tanışmasını eğlenceli ve besleyici bir deneyim haline getirerek bu fırsatı kullanın. Ne Zaman Ek Besinlere Geçmeli? Ek besinlere geçmenin zamanlaması konusuna odaklanan birçok araştırma yapılmıştır. Bir yığın araştırma sütten erken ya da geç kesmenin büyümede yavaşlamaya, obezlik eğilimine, besin eksikliğine ya da gelişimle ilgili problemlere yol açıp açmadığını incelemiştir.

Farklı kaynaklardan, biraz farklı yorumlar duymuş ya da dokumuş olabilirsiniz, ancak önerilerin çoğu gerçekten de birbiriyle uyumludur ve şöyle özetlenebilir: dört ila altı aylık arasında çoğu bebek anne sütü ve/veya formül süte ek olarak beslenmelerin de yavaş yavaş katı gıdaları kabul etmeye hazırdır. Bu yaş aralığına özel olan ne gibi bir durum söz konusudur? çoğu bebek dört ila altı aylıkken katı gıdaları yemeye birkaç ne denden hazırdır: Gelişimine ilifkin değişiklikler. Yeni doğanların doğuştan getirdiği bir emme ve yutma kabiliyeti vardır. Bu seviyede bir kas koordinasyonu olmasaydı, annelerinin sütünü alamazlardı. Üç ila altı ay arasında bebeklerin beyinleri yutma eylemi üzerinde daha iyi kontrol sağlamaya başlar ağız kasları daha mükemmel ve uyumlu çalışır. Artık dünyayı ağızlarıyla keşfetmeye hazırdırlar, pek çoğu bunu eşsiz bir heyecan la yapar. Ayrıca gelişimleri açısından da daha karmaşık ve katı gıdaları yeme sınavından geçmeye hazırdırlar. Fiziksel değişiklikler. Bebekler, yetişkinlerdeki gibi tam olarak işlev gören organlarla doğmazlar.

Dört aylıktan önce bebeğin sindirim sistemi ve böbrekleri farklı türde gıdaları sindirmeyi ya da fazla besin yükünü kaldıramaz. Dört aylık tan itibaren böbrekler yeni yiyeceklere yavaş yavaş hazır olur; bebeğin ilk yaş gününde böbreklerinin büyüklüğü iki katına çıkmıştır ve muhtelif yiyeceklerden oluşan bir beslenme şeklini kaldırmaya hazırdır. Gıda ihtiyaçları. Sadece anne sütü ya da formül sütle beslendiği birkaç aydan sonra bebeğin ihtiyaçları bu sıvıların sağladığı enerjiden fazla olur ve büyüme yavaşlayabilir. Fakat bebeklerin tek ihtiyaç duyduğu daha fazla kalori değildir-demir ve çinko eksikliği de olabilir, bu iki mineral gelişmekte olan bedenlerin sağlıklı olması için kesinlikle çok önemlidir. Bebekler doğmadan önce, anneleri onlara demir ve çinko verir, bunlar onların bünyelerinde depolanır. ilk birkaç aydan sonra bu depolar tükenir ve bebeklerin bu mineralleri diğer gıdalardan alması gerekir. Bu mesele, demir ve çinko ile zenginleştirilen formül sütlerle beslenen bebek-alerjisi varsa, bu alerjinin sorumlusunu tespit edebilirsiniz. Eğer ailenizde gıda alerjisi öyküleri varsa, yeni yiyecekler arasında daha fazla zaman beklemeniz gerekebilir. Yemek yedikten sonra, gastroentestinal rahatsızlıklar (kusma, ishal, gaz), hırıltılı soluk alıp verme ya da ciltte kızartılar ya da kabartılar olup olmadığına dik kat edin.

Eğer bu semptomlardan herhangi birine rastlarsanız bu yeni yiyeceği vermeyi bırakın ve bir çocuk doktoruna danışın. Yavaş ve Dikkatli Olun Eğer bebeğiniz yemeye isteksizse endişelenmeyin; belki de sadece henüz hazır değildir. Katı gıda yemeye hazır bebekler genelde gittikçe daha fazla kendi kendine yeter davranışlar sergiler ve motor yetileri üzerindeki kontrolleri artmıştır. Kendilerini dik tutma konusunda ve mama sandalyesinin desteğiyle otururken başlarını düzgün tutmakta daha başarılıdırlar. Elleriyle yiyeceklere uzan maya ve nesneleri ağızlarına götürmeye başlayacaklardır. Sizin ye diklerinizi seyrederek merak da gösterebilirler, kaşığı gözleriyle izler ya da ağızlarını açarak sizin ağzımıza lokma almanızı taklit ederler. Katı gıdalara hazır olan bebekler kaşıkla verilen yiyeceği dilleriyle dışarı itmeden kabul etmeye hazır olmalıdır. Asla zorla yedir meye çalışmayın. Katı gıdaları kabul etmeyi daha yeni öğrenen bir bebek bir defada çok fazla yemeyecektir-bu noktada katı gıdalar önemli bir kalori kaynağı olmaktan ziyade deneyim niteliği taşır. Başlarda her seferinde bir ya da iki kaşık verilmelidir, çünkü bir bebeğin bir oturuşta ihtiyacından fazlasını yeme alışkanlığı edinmesi iyi değildir. Zamanla, bebekler giderek daha fazla motor kontrol sağlar ve kendi kendilerine yiyebilmeye başlarlar. Yedi ila sekiz aylıkken be bekler yiyecek gibi nesneleri avuçlamaktan ziyade parmaklarıyla kavrayabilir, el-göz kordinasyonları daha gelişmiş olur ve nesneleri bir ellerinden diğerine geçirmeye başlayabilirler.

Ebevenler, bebekleri kaşıkla besleyerek, üstü kapalı ağızlıklı bardaklardan nasıl içeceklerini onlara öğreterek ve elleriyle tutabilecekleri minik yiyeceklerle kendi kendilerine yemelerine yardım ederek, bu gelişime daha da katkıda bulunabilir. Doğru Besin Maddelerini içeren Yiyecekleri Seçmek Belirli yiyeceklerin belirli bir sıra dahilinde bebeklere verilmeye başlanması gerektiğine dair sağlam bir kanıt yoktur. Ancak yeni yiyeceklerin bebeklerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini içermesi önemlidir. Ek besinlere geçme beslenme açısından hassas bir dönem olabilir. Anne sütü ve formül sütler tüm gıdayı sağlamaya yönelikken, beslenmeyi çeşitlendirmek yeni yiyeceklerin besin içeriği açısından yeterli olmaması olasılığını da açık bırakır Ek besinlere geçme döneminde tahıllı mamalardan sonra, ikinci önemli yiyecek grubu vitamin ve mineral açısından zengin sebze ve meyve püreleridir. Bunları da herhangi bir sırada denemeniz gerekmez, fakat sadece meyve yedirmek ya da sadece bir çeşit sebze vermek yerine bir denge sağlamalısınız. Eğer sebzeden çok meyveye ağırlık verirseniz çocuğunuzun hemen tatlı yiyeceklere yönelik bir damak tadına alışmasından çok onu sebzelerdeki tatları almaya alıştırma şansını kaçırırsınız . Yeşil renkli brokoli ya da koyu turuncu havuç gibi koyu renkli sebzeler her zaman iyi tercihlerdir çünkü C ve A vitaminleri gibi vitaminlerle doludurlar.

Yeni yiyecekleri sırayla ve her seferinde bir yeni yiyecek verecek şekilde bebeğinizin beslenmesine eklemeye devam edin, böylece herhangi bir gıda alerjisini tespit edebilirsiniz. Kırmızı et de, demir ve çinko ile birlikte diğer vitamin ve proteinleri içerdiğinden iyi bir başlangıç gıdasıdır. Bazı ebeveynler kırmızı et karşısında temkinlidir, çünkü sağlık çevrelerinden kendi beslenmelerinde kırmızı et alımını kısıtlamaları gerektiği yönünde gelen mesajlara kulak vermektedirler. Bazıları ise dini ya da vicdani nedenlerden ötürü vejetaryendir. Vejetaryen diyetler çok sağlıklı olabilir, ancak pediyatri alanında bizler, bebeklerde ve küçük çocuklarda vejetaryenliği caydırma eğiliminde oluruz, çünkü et önemli besin maddeleri açısından, bünyenin kullanabileceği et kili bir kaynaktır. Eğer bebeğiniz et yemiyorsa demir ve çinko ile zenginleştirilmiş tahıllı mamalar seçin ve yeşil renkli sebzelerine renciye1erle birlikte kullanın-C vitamini yeşil renkli sebzelerdeki demirin daha kolay emilmesine yardım eder. Kuşkunuz olduğun da da herhangi bir olası besin yetersizliği konusunda doktorunuz la görüşün ve damla şeklinde demir ve çinko desteği vermeyi düşünün. Diğer iyi protein kaynakları baklagiller, tofu, yumurta ve fıstık ezmesidir. Ancak baklagiller hariç bu besinler, sık rastlanan alerjenlerdendir.

Bu nedenle ilk kez verirken dikkatli OIWl. Yoğurt da protein yönünden zengin iyi bir başlangıç besinidir-sade ya da meyve püresiyle karıştırarak verin, ancak tatlandırıcı madde kullanmayın. Belirli besin maddeleri açısından zengin gıdalar için bak. Tablo 3.L. Yavaş yavaş eklemeler yaptığınız için ilk birkaç hafta bebeğinizin beslenmesi biraz kısıtlı olabilir. Ancak tahıl, bazı sebze ve meyveleri, protein yönünden zengin gıdaları ve diğer hububatı ekledikten sonra bebeğinizi her gün bu gıdalarla dengeli olarak beslemelisiniz. Bebekleri katı yiyeceklere başlatmak beste yapmak gibidir. Tahıllar bas notalardır, sebze ve meyveler ritim bölümü gibi girer, protein kaynakları da melodiyi oluşturur.

Sonunda tüm bu bölümler birlikte bir uyum yaratınalı biz bu uyuma dengeli beslenme diyoruz. İlk yıl boyunca doğru miktarda ve çeşitte yiyeçek seçmenize yardıma olacak bir beslenme rehberi için bak. bu bölümün sonundaki Tablo 3.2. iyi Ahşkanhklara Erken Başlatm Her birkaç günde bir sadece bir gıdayı beslenmesine katmalısınız, ancak nihai hedefiniz çeşitliliktir. Çeşitlilik sadece hayatın tuzu biberi değil, aynı zamanda sağlığın da anahtarıdır. Bazı ilginç araş- tırmalarda, çocukların farklı yiyeceklere yönelik zevklerinin nasıl geliştiği incelendi ve bu çalışmaların çoğu da yeme alışkanlıklarının erken dönemde, hayatın ilk iki yılında başladığını gösterdi . . Evet bebekler tatlı şeylerden hoşlanır, belki de bunun nedeni anne sütünün doğal tatlı tadıdır. Fakat biraz teşvikle çoğu bebek pek çok farklı yiyeceği kabul etmeyi öğrenebilir ve bu keşfe yönelik isteklilik hayatın daha sonraki aşamalarında sağlıklı olmak için harika bir özelliktir. Bebeği her gördüğünü ve dinlediğini kapan bir seyirci olarak düşünün-bu, sizin çocuğunuzun yedikleri üze rinde tam kontrol sahibi olduğunuzu hissedeceğiniz tek zaman dilimi olabilir. Bu firsatı, sebze ve meyvelerin bebeğinizin beslenmesinde ağırlıklı bir yeri olması ve yeni şeylere karşı bir macera ve zevk duygusu geliştirmesi için kullaıun. Bebekler yetişkinlerin davranışlarım model alarak öğrenir. Eğer bebeğinizi ek besinlere geçirmek sıkıntı veren ya da asap bozucu bir süreç olduysa gevşeyin ve sabırlı olun.

Eğlenceli bir şekilde yemek yedirmeye ve yeni yiyecekleri yüzünüzde bir gülüm semeyle yiyerek olumlu bir tavır örneği sergilemeye çalışın. Şu es ki inmeye çalışan uçak oyunu aptalca gözükebilir, fakat bu tür oyunlar, kaşığı bebeğinizin ağzına sokmakla kalmaz, aym zaman da önemli bir mesaj da iletir. Eğer bebeğinizin beslenmesi hem sizin için hem de bebeğiniz için bir angarya haline gelirse, bebeğiniz pekala yemek ile olumsuz duyguları örtüştürmeyi öğrenebilir. Bebekler Minik Yetişkinler Değildir 1970'lerin sonlarında Bostorı'daki Çocuk Hastanesi'nde meslek taşlarımla önümüze herhangi bir enfeksiyondan kaynaklanmayan şiddetli ishal vakaları gelmeye başladı. Biraz sorgulayınca-sağlık konusunda çok titiz-ebeveynlerin yetişkinler için iyi olanın be bekler için de iyi olacağı inancıyla, bebeklerine az yağlı bir diyet uyguladıklarım keşfettik. Bu, karbonhidrat ağırlıklı, yağ ve protein açısından tehlikeli derecede fakir bir beslenmeye yol açmıştı. Yağlar sadece karın çevremizde ve basenlerimizde biriken etkisiz maddeler değildir, yaşam için, özellikle de gelişmekte olan bebekler için gerekli esansiyel yağ asitlerini de içerirler. Ebeveynlerin yanılgıya düşerek bebeklerine soya sütü, diyet içecekler, şifalı otlar, protein yönünden zayıf vegan besinler ve yetişkinler arasında moda olan diğer yiyeceklerden verdiği vakalara da rastladık; bunun kimi zaman tehlikeli sonuçlarım da gördük.

O yüzden erken dönemde iyi beslenme alışkanlıklarına başlatmaktan bahsederken, bebeklerin ve küçük çocukların yetişkinler arasındaki en son moda diyetlere göre beslenmesini kastetmiyorum. Bebeğin yiyeceği yetişkinin damak tadına uygun olarak da ha zırlanmamalıdır. Geçmişte firmalar genelde tatlandırarak ya da çeşni katarak bebek mamalarım anneler için çekici hale getiriyordu. Günümüzde çoğu bebek maması sade ve basit; fazladan hiç bir şey katılmıyor. Bu bebek beslenmesi açısından çok daha iyi. Size son derece tatsız gelebilir, fakat bebekler henüz bizim kadar ti tiz bir tat "alma yetisi geliştirmemişlerdir ve tat ve koku için tüm o katkı maddelerine ihtiyaçları yoktur. Aslında bu, çocuğunuzu, bim sık sık yeme krizine girdiğimiz yağ, tuz ve şeker ilaveleri olmadan, gıdaları doğal hallerinde yemeye alıştırmanız için büyük bir fırsattır. Bebeğinizin mamasını kendiniz de yapsanız ya da özel bebek mamaları da kullansanız, fazladan tatlandırıcı bir madde içermeyen sade gıdaları seçin, sizin için hazırlananları değil. Bebeğinizin doğal tatlı zevkini de fazla şeker yerine meyvelerle tatlının edin. Ölçülü Miktarda Meyve Suyu Pek çok ebeveyn gün boyu bebeklerini oyalamak için ya da yatmadan önce bir şeyler içirmek için meyve suyu vermeyi sever.

Ancak yüzde 100 meyve suyu içerenler bile diş çürümesine yol aça bilen meyve şekerleriyle yüklüdür-bu kimi zaman küçük bebeklerde biberon fürüğü olarak da adlandırılır. Çok fazla meyve suyu içilmesi beslenmede karbonhidratın ağırlığını artırabilir ve aşırı miktarlar ishale yol açar. Meyve suyu aslında tıpkı formül süt gibi sıvı bir gıdadır ve ebeveynler suyun yerine verilebilecek bir şey gibi yaklaşmamalıdır. Bebeklere ya ölçülü miktarda meyve suyu verilmeli ya da hiç verilmemelidir. Aslında anne sütü ya da formül süt alan bebekler genelde fazladan suya ihtiyaç duymaz, hatta su ya bile ihtiyaç duymazlar-sıcak ve kuru iklimlerde yaşasalar bile. Yüzde 100 meyve suların C vitamini sağlama avantajı vardır, ancak bebekler bu ve diğer vitaminleri meyve pürelerinden almalıdır. İlk altı ay hiç meyve suyu vermeyin ve ikinci altı ayda da günlük vereceğiniz meyve suyu miktarım 120 ila 180 ml ya da daha azıyla sırurlayın. Bebekler için hazırlanmış özel meyve suları ya da %100 meyve sularını kullanın-şeker yüklü diğer meyve sularını kullanmayın-ve biberondan değil bardaktan içirin. Peki ya Süt Ürünleri? Ben tıp eğitimime annelerin bebeklerini ev yapımı formül süt olarak inek sütüyle beslemeye devam ettiği bir dönemde başladım. Sık sık inek sütü içmekten ötürü şiddetli anemiyle hastaneye getirilen bebek vakalarına rastlıyorduk. Çünkü inek sütü bebeklerin mide zarını tahriş edebilir ve hafif kanamaya yol açabilir, ayrıca diğer gıdalardan alınan demirin emilimini de engeller. Sütün içindeki laktozun sindirimi zor olabilir, ayrıca bir porsiyonda çok faz la protein içerir, bu da bebeklerin gelişmekte olan böbreklerine zarar verebilir. Günümüzde inek sütünden yapılan formül sütler sütün genç sindirim sistemi üzerindeki zararlı etkileri önlenecek kadar işlemden geçiritiyor. Bebekler asla ilk yıllarında inek sütü içmemelidir. Süte karşılık daha iyi bir alternatif sade, tatlandırılmamış yoğurttur. Yoğurtta ki canlı bakteriler sütün içindeki laktozu sindirerek yoğurdun sin dirimini süte kıyasla kolaylaştırırlar. Ayrıca yoğurt sıvı olmadığın dan bebekler her seferinde daha az miktarda alacaktır. Aynı şey yumuşak peynirler gibi diğer süt ürünleri için de geçerlidir; ek besinlere geçme döneminde bebeklere peynir vermenin sakıncası yoktur, çünkü sadece ufak miktarda yiyeceklerdir ve süt içtikleri n de olduğu gibi fazla laktoz ve protein almayacaklardır.

Ek Besinlere Geçme Döneminde Anne Sütüyle mi Beslemeli, Yoksa Formül Sütle mi? Bebeklere ilk verdiğimiz katı yiyecekler genelde tamamlayıcı gıdalar olarak adlandırılır, çünkü amaç başlangıçta kalori açısından aslan payını almaya devam eden sıvı gıdaya takviye yapmaktır ve daha sonra da sıvı gıdalun beslenmedeki ağırlığı yavaş yavaş azaltılır. Emzirmek, ek besinlere geçme döneminin ardından bile bebeğin sağlığı açısından en iyi seçenektir. Önceki bölümde ele aldığımız anne sütünün tüm faydalarının Yanı sıra bir iki araştırma da, emzirilen bebeklerin ne kadar uzun süre emziritirlerse ileride yüksek kilolu olma risklerinin o kadar azaldığını gösterdi. İdeal olarak bir anne, bebeğin beslenmesine yavaş yavaş katı gıdaları katarken, bir yandan da bir yıl boyunca bebeğini emzirmelidir. Ancak yaşadığımız toplumun gerçekleri bazı çalışan an nelerin bu kadar uzun süre süt vermesini zorlaştırıyor. Anneler için kimi seçenekler mevcut-bazı işyerlerinde kreş bulunuyor ya da en azından emzirme odaları ve meme pompası seçenekleri mevcut; bu da sizin gün boyu sütünüzü çekip sonra kullanmak üzere saklamanıza olanak verir.

Eğer çalışan bir almeyseniz ve süt vermeye devam etmek istiyorsanız, bu seçenekleri denemeye değer. Her şeyden önce, anneler ne kadar çok bu tür hizmetleri talep ederse, durum o kadar iyileşir. Eğer Emzirmeye Devam Ederseniz Eğer tüm ilk yıl boyunca anne sütü vermeye devam ederseniz bebeğinize vereceğiniz tamamlayıcı gıdalar sıvı formül sütler yerine katı gıdalar olmalıdır. Ek besinlere geçme döneminde anne sütü alan bebekler fazladan D vitaminine (vitamin verilmesi yoluyla) ve demir ve çinkoya (vitamin verilmesi yoluyla ya da gıdalardan) ihtiyaç duyar. Eğer Formül Süt Kullanıyorsanız İlk yıl boyunca sürekli anne sütü veremeyenler biberonda ya da ağızlıklı bardaklarda formül süt vermeye başlayabilirler. Bir önce ki bölümde ayrıntılarıyla anlatıldığı gibi, formül sütler içerik itibariyle oldukça standart bir hale gelmiştir, ancak en iyisi demir ve çinko takviyesi yapılmış ve inek sütünden hazırlananlardır. Formül süte karşı alerji belirtileri gösteren bebekler ya da alerjik geçmişi olan ebeveynlere sahip bebeklere hipoalerjik formül sütler verilebilir. Formül süt içen bebeklerin altı aydan önce katı yiyeceklere başlama ihtiyaçları emzirilen bebekler kadar olmayabilir. çoğu formül süt, D vitamini, demir ve çinko gibi vitamin ve mineraller yönünden zenginleştirilmiştir ve genelde anne sütünden daha faz la kalori sağlarlar. Bu formül sütleri de bir yıl ya da bebeğiniz sadece katı gıdalar yemeye hazır olana kadar kullanmaya devam edebilirsiniz. Diğer Sıvı Gıdalar Hem anne sütü hem de formül süt bebeğe ihtiyacı olan suyu sağlar-ilave su ya da sıvıya ihtiyaç yoktur. Bir önceki bölümde söyledildiği gibi inek sütü, soya sütü ve diğer içecekler formül sütlerin yerini tutmaz. Aslında iyi eğitimli, iyi niyetli anne babaları onları soya ve pirinç sütü gibi "sağlıklı" içeceklerle beslediğinde ciddi beslenme sorunları yaşayan bebek vakalarına rastlanmaktadır. Ek Besinlere Geçme Sırasında Besin Destekleri Önceki bölümde bahsedildiği gibi her yaşta çocuklar D vitamini eksikliği riskiyle karşı karşıyadır, özellikle de düzenli olarak güneşe çıkmıyor ya da D vitaminiyle zenginleştirilmiş süt ürünlerinden bolca tüketiyorlarsa.

Amerikan Pediyatri Akademisi Beslenme Komitesi, artık. çocuklara doğumdan ergenlik dönemine kadar D vitamini verilmesini tavsiye ediyor. Hayatının ileriki aşamalarında çocuğunuzun ihtiyaçları farklılaşabilir, ancak bebeklik dönemi damla şeklinde D vitamini alınması için önemli bir dönemdir, çünkü çoğu bebek çok güneşe çıkmıyor ve-genelde D vitaminiyle zenginleştirilmiş inek sütü içmemeleri gerekiyor. Biber onla beslenen bebekler bu desteklere daha az ihtiyaç duyar, çünkü formül sütlerde zaten ilave D vitamini vardır. Ancak bu bebekler de, daha sonraki aylarda daha az formül süt içmeye başladıktan sonra, ilave D vitamini almalıdır. Anne sütü veya formül sütle birlikte, ek besinlere geçme döne mine uygun gıdalar olan zenginleştirilmiş tahıllı mamalar, çeşitli meyve, sebze ve protein kaynaklarından yeterli vitamin ve mineralleri aldıkları sürece pek çok bebek diğer vitamin ve mineraldes teklerine ihtiyaç duymaz. Genel olarak, vitamin ve mineral destekleri iyi bir beslenmenin yerini tutmaz (daha fazla bilgi için bak. 9. Bölüm). Fakat çocuğun gelişimi için bu kritik dönemde bazı besin maddelerinin eksikliği söz konusuysa hayatının ileriki yıllarında bunun sağlığı üzerinde kalıcı etkileri olabilir. Bebeğinizin beslenmesi konusunda endişeleriniz varsa doktorunuza dolaşın.

Bebeğinizin yeterli besin aldığından kuşkulu olduğunuzda likit vitamin ve mineral destekleri vitamin ve mineral eksikliklerini önlemeye yardımcı olabilir. Büyüme Sağlıklı Olmanın Bir Göstergesidir Tüm çocuklar farklıdır; kendilerine göre bir hızda büyüyüp gelişirler. Ufak tefek farklar için endişelenmeye gerek yoktur, ancak büyüme grafiğine bakarak kendi çocuğunuzun diğer çocuklar arasında nereye oturduğunu görmek, çocuğunuzun sağlığına ilişkin kabataslak fakat yararlı bir gösterge olur. Ağırlıklı olarak çocuğun anne ve babasının boyları onun kendi yaş grubundaki diğer çocuklara göre ne kadar uzun olacağını belirler. Ancak düzgün beslenme ve sağlık da büyümeyi etkiler. (Büyüme grafikleri için bak. Kaynaklar başlıklı Bölüm.) Düzgün büyüme niçin bu kadar önemlidir? Beden gelişimi -rahimdeki tek hücreden tam olarak gelişmiş yetişkine dek genler tarafından yönetilen çok özel bir plan takip eder. Ancak bedenin gelişmesi için gerekli hammaddeler öyle havadan gelmez; yiyeceklerdeki besin maddelerinin ihtiyaç duyulan maddeleri sağ- lamasına dayanır. Bebeklik, yetişkin bedeninin temellerinin atıldığı dönemdir, tıpkı bir binanın temeli gibi. Eğer bu kritik dönem de bir şeyler-örneğin, ihtiyaç duyulan bir mineral ya da yeterli protein-eksik olursa bunun etkileri kalıcı olabilir, tıpkı ev bir kez inşa edildikten sonra bozuk bir temeli onarmanın zor olması gibi. Çok az gelişme, kötü beslenmenin bir göstergesidir. Yavaş büyüme bağışıklık sistemini de bozabilir ve bebeği hastalıklara eğilimli hale getirebilir.

Bilişsel becerilerde bozukluklara ve sağlık üzerinde geriye dönüşü imkansız diğer etkilere yol açabilecek olan çinko eksikliğinin de işareti olabilir. Araştırmalar düşük doğum ağırlığının ve bir yaşında normal kilonun altında olmamu hayatın ileriki yıllarında kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin artmasıyla bağlantılı olabileceğini ortaya koydu. Düşük kilolu bebekler çelişkili bir şekilde ileriki hayatlarında bedenlerinin orta bölümü ne daha fazla yağ depolamaya eğilimli olabilir-bu, kimi zaman elma tipi olarak adlandırılan ve daha fazla diyabet ve yüksek tansiyon riski taşıyan bir beden tipidir. Bu etki düşük kiloyla doğan, ancak sonra çok çabuk büyüyen bebeklerde daha da fazladır. Ebeveynler bebekleri yeteri kadar hızlı büyümüyorsa her zaman endişelenir. Fakat içinde yaşadığımız toplumda sorun genel de kilonun çok düşük olmasından ziyade çok fazla olmasıdır. Günümüzde çocuklar gittikçe daha küçük yaşlarda fazla kilolu ve obez olmaya başlıyor. Bu fenomen fazla kilolu olmanın risklerini de kapsayacak şekilde, sağlıklı bir bebek deyince ne düşündüğümüzü yeniden ayarlamamız gerektiği anlamına geliyor.

Kilo ver meye çalışan herkes, aşırı kilonun en zor problemlerden biri olduğunu bilir. İyi beslenme konusunda bilgili ve egzersiz yapan kararlı yetişkinler bile kilo vermenin ve inilen kiloyu korumanın insanüstü bir çaba gerektirdiğini düşünür; obez çocuklarımızın da ha kolay zayıflamasını beklememeliyiz. Bu nedenle bebeklikten başlayarak çocukların fazla kilo almasını engellemek bu kitabın öncelikli kaygıları arasındadır. Bebeklerdeki yağ oranı başka her yaştaki sağlıklı bir insana göre çok daha fazladır ve bu normaldir. Ancak son araştırmalar boylarına göre kiloları çok fazla olan bebeklerin ileriki yaşamlarında obezlik, diyabet ve yüksek tansiyon gibi problemlere eğilimli olduğunu ileri sürmektedir. Vücut kütle endeksinin (boyla kilo oranı endeksi) yüksek olmasının-genellikle bu durum formül sütle beslenmekle ilişkilendirilir-yaşamın ileriki yıllarında obez olma ve diyabet hastalığına yakalanma riskini artırabileceğini ileri süren bazı araştırmalar da vardır. Bir bebeğin gelişiminin normal olduğundan emin olmanın en iyi yolu düzenli olarak ama takıntı haline getirmeden büyüme grafiğine bakmaktır.

Bebeğinizin tam ortalama değerlere oturmasını beklemeyin, 25 ila 75 arasında bir dağılım yüzdesi normal kabul edilir. Ancak bebeğin boy ve kilo orantısı aynı yaş grubunda ki diğer bebeklerle orantılı olmalıdır. Örneğin büyüme eğrisinde kilo yüzde 70'lik dağılıma denk geliyorsa, boy yüzde 30'da olma malıdır. Ufak tefek bebekler bazen hızla ve orantısız kilo alıp boy atarlar, sonuç olarak da rakamlarda orantısızlık olabilir. Bu oynamalar kilo ve boy, sonunda bir dengeye oturduğu sürece normaldir. Eğer kilo alım hızı boyatma hızını geçmeye devam ederse bebeğinize ihtiyacından fazla gıda veriyor olabilirsiniz. Porsiyon büyüklüklerinin, besleme sıklığının ve besin seçimlerinin uygun olup olmadığını anlamak için doktorunuza danışın.

Büyüme grafiğine bakarken hatırda tutulması gereken bir başka nokta anne sütü alan ve formül sütle beslenen bebeklerin genelde biraz farklı büyüme çizgisi izlediğidir. Anne sütü alan be bekler ilk iki ya da üç ay daha hızlı büyür, fakat daha sonra ortalama olarak formül sütle beslenen bebekler az bir farkla biraz daha uzun ve kilolu olurlar. Standart büyüme eğrileri eskiden formül sütle besleme temelinde hazırlanırdı, ancak birkaç yıl önce tıp çevreleri, bu şekilde olacağına, anne sütü ile beslemenin formül sütle beslemeye karşı standart kabul edilmesi gerektiği varsayımından hareketle, bu rakamlar üzerinde tekrar düşünmeye başladı. ABD Hastalıkların Kontrolü ve Önlenmesi Merkezlerindeki güncel büyüme grafikleri ortalamanın hesaplanmasında hem anne sütü alan hem de formül sütle beslenen bebekleri kapsıyor, bu nedenle de rakamlar eski büyüme grafiklerinden biraz farklı.

Sizin seçtiğiniz besleme biçimi bebeğinizin değerlerinin ortalama değerlerin az bir farkla üzerinde ya da altında olmasına neden olabilir. ilk Doğum Gününde Beslenme İlk doğum günleri itibariyle çoğu bebek, çeşitli yiyeceklerden olu- şan karma bir diyet izlemekte olacaktır. Tablo 3.2'deki bebek besleme rehberinde belirtildiği gibi, bu yaş itibariyle tamamlayıcı be sinler aşağı yukarı eşit porsiyonlarda sebze, meyve, tahıl ve hububat ile protein kaynaklarından oluşmalıdır. İlk yıl normal bir büyüme sağlanması, bebeğin sağlığı açısından hem şimdi hem de ilerisi için çok önemlidir. Porsiyon büyüklüğü ve beslenme sıklığı konusunda genel rehberler mevcut olmakla birlikte, herkes için ihtiyaçlar önemli oranda değişir. Bebeğinize ne kadar gıda vermeniz gerektiğine karar verirken onun daha az ya da daha çok beslenme isteğine kulak verin, ayrıca büyümesini de izleyin. Bir sonraki yıl özel bebek mamalarından tam katı yiyeceklerle beslenme ye bir geçiş olacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp