aura nasıl güçlendirilir

Aura Nedir 2 :

Aura evrensel enerji alanındaki tüm cisimlerin ve varlıkların etrafını saran, onlarla kaynaşan, kendi özelliklerini barındıran ve yayan, ışıklı bir alandır. Ruh gölgesi, enerji beden, ruhun dedublesi (kılıfı) manasında da kullanılmaktadır. Dışarıdan bakmakla görülmez. Tecrübeli ve deneyimli olanlar aura'nın farkına varabilirler. Meslek olarak hayatını bu tedavi yöntemine adamış çok tecrübeli bazı şifacılar, tüm aura katmanlarını görebilecek yeterliliğe ulaşmışlardır. İnsan aurası ya da insan enerji alanı, evrensel enerji alanının insan bedenini saran ölümüdür. Aura'nın yedi çeşit katmanı vardır ve bu katmanların her biri vücudumuzda yerleşmiş yedi ana çakra (enerji merkezi) ile ilişkilendirilmektedir. Aura sadece insana özel değildir. Tüm canlı varlıklarda bulunur.

Aura'yı Etkileyen Faktörler ve Kirlian Fotoğrafçılığı

Aura sabah saatleri daha geniş bir görünüme sahiptir ve bu durum günün ilerleyen saatlerine doğru azalmaktadır. Gün içinde yaşanılan hemen her olay insan aurasını olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. Akşam saatlerinde stresli geçen bir günün yorgunluğu ile azalmış ve düzensizleşmiş insan aurasını, 10-15 dakikalık bir meditasyon sonrasında hemen düzeltebilmek mümkün olabilmektedir.
Auradaki değişimlerin tesbitini bir elektronik mühendisi olan Samyon Kirlian, kendi adıyla anılmakta olan yöntemi ile gerçekleştirrneyi başarmıştır.
Samyon Kirlian ve karısı tarafından yapılan ilk çalışmalardan biri de bitkilerin fotoğrafını çekmektir. Onlar, kullandıkları tekniğin basit bir yapraktaki muhteşem karmaşık reaksiyonları gösterdiğini tespit ettiler. Dıştan iki yaprağa bakıldığında birbirlerin hiçbir farklılıkları olmamalarına rağmen değişik topografik görüntüler veriyorlardı. Hastalıklı olan yaprağın çevresindeki hasta olan kısımlarında pürüzlü boşluklar görülürken, sağlıklı yaprakta kompleks bir enerji kalıbı vardı. Sağlıklı yaprağın üzeri bir iğne ile çizildiğinde bu, Kirlian fotoğrafında kırmızı bir leke olarak görülmekteydi.
Bazı bilim adamları Sovyet Rusya'ya giderek orada Kirlian'ların çalışmalarını araştırıp, İnsan elektromanyetizmasının bitkiler üzerindeki etkilerini tespit etme çalışmalarında bulundular. Bazı insanların ellerinin zarar görmüş hasta yaprakların üzerinden geçmesinin ardından, yaprakların tedavi oldukları tespit edildi. Bazı insanların elleri ise yaprakların ölmesine sebep olabiliyordu. Birbirinin tamamen zıttı olan bu iki olay yeşertici temas ve soldurucu temas olarak bilinmektedir.
İnsanların psikolojik durumları, diğer insanlarla münasebetleri, olaylara ve kişilere karşı tepkileri Kirlian fotoğrafları ile tespit edilebilmektedir. Birbirine karşı sıcak ve samimi duygular besleyen iki insanın yaydığı dalgalar birbirine doğru uzanır ve bazen birbiri içine girer. Tersi durumda, birbirine düşmanlık duyguları hissetmekte olanlarda da bu dalgalar aniden kesilmekte, parmaklar arasında bir boşluk oluşmaktadır.
Aşırı öfkelenmelerde mavi-beyaz koronanın içinde kırmızı bir leke meydana geldiği keşfedilmiş, ölüm halindeki sujelerde, dışa kıvılcımlar ve alevler fırlatıldığı; tam ölüm halinde ise bunların tükenerek dindiği ve belli bir müddet sonra da kaybolduğu Kirlian fotoğraflarıyla tespit edilmiştir. Ayrıca guslün gerektiği durumlarda koronanın sertleşip garip renk değişiklikleri gösterdiği müşahede edilmiştir. İslam'ın emri gusülde olduğu gibi tüm bedenin su ile yıkanmasından sonra Kirlian fotoğrafı çekildiğinde ise bu garip değişikliklerin kaybolup koronanın normal hale döndüğü görülmüştür. Sabahları bir duş alarak güne başlama ihtiyacı, düzgünleşen koronanın gün içinde insana sağladığı performans artışından istifade etmek amacını taşır. Birçok kişi bunun kendilerine iyi geldiğini bilir, ama bunun hangi mekanizma ile gerçekleştiği hakkında bilgi sahibi değildir.

İnsan Aurasının Gelişmesi

İnsan vücudu, zihni ve ruhu sürekli önemli değişim aşamalarından geçmektedir. Her değişme olumlu yönde ise aynı zamanda bir gelişme olmakta ve bu, insanın tüm yaşamının safhalarına yayılarak devam etmektedir.
Bebeklik döneminde, dikkat farklı bir objeye yönlendirildiğinde aura yoğunlaşarak parlaklaşır. Bu yoğunlaşma özellikle başın etrafında daha barizdir. Dikkati dağıldığında auranın rengi ve yoğunluğu kaybolmaya başlar; fakat bazı deneyimler renk olarak aurada iz bırakır. Her deneyim auraya farklı bir renk katar ve onun bireyselliğini geliştirmeye devam eder. Böylelikle auranın büyü yen bir sarmal gibi devam eden kendine has yapısı oluşur.Beş duyumuzla ilgili yaşadığımız tüm deneyimler bilinçaltına kaydedildiği gibi auramıza da kaydedilmekte ve onda sürekli değişimler meydana getirmektedir. Bilinçaltı kayıtlarımız; hatta doğduğumuzda kulağımıza okunulan ezan sesinin kaydına kadar gördüğümüz, işittiğimiz, tattığımız ve doğum anından ölüm anına kadar yaşadığımız tüm deneyimler auramızın kendine has oluşumuna katkıda bulunur. Bu yüzden insanlar ölüme yaklaştıkları anlarda, yaşam çizgisinin biteceğini hissettiklerinde bir film şeridi gibi tüm yaşamlarının gözlerinin önünden akıp gittiğini görürler. Bu farklı duygu; tüm deneyimlerin birlikte bilinçaltı ve auramızda kayıt halinde olmasından kaynaklanmaktadır. Auradaki bu kayıt bilinçaltına göre farklıdır. Buradaki kayıt gerçek anlamda orjinal bir şekilde etkilenme ve bunun yaptığı değişimler anlamında değerlendirilmelidir.
Bu değişimler, bilge İnsanın oluşumuna en önemli katkıyı sağlayan değişimlerdir. Bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve olgunluk dönemlerinde tüm vücudumuzda bulunan enerji çakraları yavaş bir şekilde ama düzenli olarak çalışmaya başlar; bununla birlikte tüm vücudumuzda olumlu aura değişimleri de kendiliğinden gerçekleşir.
Bir çocukta veya gençte görülen olgun tavır ve düşünceler yaşının çok ötelerinde ise bu durum onun enerji düzeyinin ve buna bağlı olarak aurasırıın, çakralarının erken çalışmaya başlamasıyla açıklanabilir. Toplumda yaşı ilerlemiş olgun ve itibarlı kimselere birçok konuda danışılması ve adeta o insanların düşüncelerinin bir referans olarak kabul görmesi, onların çakralarının artık tam verimli bir halde çalışmaya başlamış olmasındandır. Bu kişiler dengeli, ince düşüneeli ve her türlü düşünceyi alternatifiyle düşüebilme, analiz yapabilme ve değerlendirebilme özelliklerine sahip olmuşlardır. Bu yeterlilik durumu, insan aurasının kendine has gelişiminin iyi olması ve bunun neticesine enerji çakralarının da daha verimli çalışması anlamını taşır. Kısacası bu kişilerin bil-:,elik yolunda önemli mesafeler aldıkları kabul görmektedir.

Auranın Katmanları ve İşlevleri

Yedi tane katrnan vardır. Yedisinin dışarıdan normal bir şekilde gözlerimizle görülebilmesi oldukça zordur. Yedi katmanın yedisini ve hatta daha fazlasını gören şifacılar vardır. Bunlar, bu tedavi yöntemine yoğunlaşarak tüm hayatını insanların daha iyi tedavi olabilmelerine adamış kişilerdir.
Yedi katmandan bazıları davranış dalgaları şeklinde ve bunların aralarındaki diğer katmanlar hareket halindeki renkli sıvılar gibi görünmektedir. Farklı görünüm ve renklere sahip olan bu katmanların kendine has özel fonksiyonları vardır. Her katman vücudun değişik yerlerinde ama orta kısmından geçen çizgi üzerinde bulunan yedi ana çakra ile bağlantılıdır. Birinci katman birinci çakra ile yedinci katman yedinci çakra ile özellik ve etkinlikleri açısından büyük benzerlikler gösterir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp