Ciltteki Alerjik Reaksiyonlar

CİLTTEKİ ALERJİK REAKSİYONLAR

Klinik ekoloji alanı bizi çevremize ve çevrenin bizim fiziksel ve zihinsel durumumuza etkilerine daha yakından bakmaya yönlendirmektedir. Alerjik bir kişi şeylere başkalarının cevap vermediği tarzda cevap verir. Antibody ve antijenler histamin ve diğer ilgili kimyasallar salgılandığı zaman, sanki savaşıyorlarmış gibi birbirini etkilerler.Onlar sırasıyla, reaksiyonlara ev sahipliği yaparlar; aşırı balgam üretimi, isilik, kramplar, şişlikler, baygınlık, hatta kan şekeri düşmesi, ba- şağrısı gibi alerjik reaksiyonlar bedenin merkezi sinir sistemi dahil her bölümüne etki yapabilirler.
 
Tüm mekanizma henüz açıkça anlaşılmamasma rağmen, bu reaksiyonlar şizofreni, kışkırtılmış endişe atakları ve kışkırtılmış nerosis, depresyon ve korku atakları ve fiziksel reaksiyonlar gibi psikotik düzensizlikler getirebilir.Alerjik cevapların değerlendirilmesi birçok metotlarla yapılabilir. Özel alerji tedavileri için klinik ekolojistlere başvurulabilir.Tedavide aşağıdakilerin biri veya hepsi kullanılabilir.
 
1. Giderme (temizleme) diyetleri
 
2. Döngü diyetleri,
 
3. Hissizleştirme,
 
4- Nötralizasyon,
 
5. ilaçlar,
 
6. Beslenme ve metabolik dengeleme, alkalin durumdan dengeli veya asit durumuna dönüştürme,
 
7. Beslenme ile birlikte ilave olarak vitaminler, özellikle büyük dozlarda B6 ve B5 adrenal ilaçları, mineral hapları gibi. Klinik doktorlar ve metabolik tekniklerde eğitilmiş kişiler bu konuda etkili bir yardım sağlayabilirler,
 
8. Elektrostatik filtreleme ile çevre kontrolü, çok hassas kişiler için evi rahat bir ortam haline getirebilir.Alerjik reaksiyonlar kan şekeri düşüşüne ve sonuç olarak depresyon, kızgınlık, baş ağrısı, psikosis, beyin yorgunluğu, şiddet davranışları ve öğrenme yeteneksizliğine neden olabilir.Alerjiler şöyle kategorize edilebilir:
 
1. Tesbit Edilmiş Alerjiler: Burada, kızgınlık antijenlerinden uzatılmış oruç çabasından sonra azalmayan bir cevap vardır.
 
2. Döngülü Alerjiler: Düşük antibody seviyesi nedeniyle uzatılmış oruçtan sonra azalan bir cevap vardır.
 
3. Maskeli Alerji: Burada hasta şeylerin kendisini daha iyi hissetmesini sağladığına inanır. Mesela içki kaynaklı baş ağrısını gidermek için sabahleyin içki alır.

Ciltte kızarıklık, şişlik, kaşıntı, kabarıklık, kabuklanma gibi belirtiler allerjik bir hastalığın işareti olabilir. Bu belirtiler genellikle bağışıklık sisteminin allerjik cevabı (reaksiyonu) nedeniyle gelişir. Allerjik cilt hastalıkları çok farklı görünüme sahip olabilirler ve farklı nedenlerle ortaya çıkarlar.

Atopik dermatit (egzema): Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve pullanma oluşturan, süreğen ve tekrarlayıcı bir hastalıktır. Kişiden kişiye bulaşmaz.

Atopi, kişinin allerjik reaksiyon gelişimine eğilimli olmasıdır ve genellikle ailesel bir özelliktir. Atopik dermatiti olan bir kişide ilerleyen yaşlarda astım ve allerjik nezle gibi diğer atopik hastalıklar ortaya çıkabilir.

Çocuk büyüdükçe ve erişkin yaşlarda egzema boyun, eller, dirsek iç yüzü ve diz arkasında görülmeye başlar. Kaşıma ve sürtme nedeniyle cilt kuru ve pullu bir hal alır.

Nedeni bağışıklık sisteminin dengesiz çalışmasıdır. Bağışıklık sisteminin bir bölümü aşırı aktivite gösterirken, bir bölümü yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle tekrarlayan cilt enfeksiyonları da görülmektedir.

Hastalığı tetikleyen özgül (besinler, çevresel allerjenler gibi) veya özgül olmayan etkenler vardır. Bu etkenler belirtilerin ortaya çıkmasına ya da kötüleşmesine neden olur.
Hastaların en belirgin şikayeti ciltte kaşıntı ve hassasiyettir. Kaşıntı gün boyu olabilirse de akşamları ve geceleri artar. Bu nedenle hastaların uyku düzeni bozulabilir.

Ne Yapmalı?

Cilt yüzeyi nemlendiriciler ile korunmalıKurutmayan (sindet türü yüzey aktif temizleyiciler) sabunlar kullanılmalı
Ilık su ile duş alınmalı
Sıkmayan pamuklu giysiler kullanarak yün ve naylon giysilerden kaçınılmalı
Yıkama sırasında yumuşatıcı kullanmamalı ve iyi durulamalı
Sıcak havalarda klima kullanılmalı
Semptomlara neden olan allerjen ve diğer faktörlerden kaçınılmalı
Tırnaklar kısa tutulmalı, uyurken pamuklu eldiven ve çorap giyilmeli
Güneşte fazla kalmaktan kaçınılmalı
Stres kontrol edilmeli

Ne Yapmamalı?

Cildi kurutan sabun ve kimyasallar kullanılmamalı
Cildi tahriş eden kimyasallar veya alkol içeren kozmetikler kullanılmamalı
Aşırı soğuk, sıcak, nemli veya kuru ortamda bulunulmamalı
Güneşte kalınmamalı
Çok sık duş alınmamalı
Duş alırken sabun, lif veya fırça kullanılmamalı
Duş alırken her defasında sabun yerine temizlik için sindet türü yüzey aktif temizleyiciler kullanılmalı
Ürtiker: Kurdeşen olarak da adlandırılan, etrafı kızarık ortası soluk, yüzeysel ve kaşıntılı cilt döküntüleridir.

Ürtikerde döküntü birden başlar. Kaşıntılı, ciltten kabarık, 2 milimetreden 30 santimetreye kadar ulaşabilen değişik boyutlarda ve şekillerde döküntüler söz konusudur.

Plak şeklindeki bu döküntüler genelde 20 dakika ile 3 saat arasında sürüp, iz bırakmadan kaybolur ve ardından başka bir bölgede yeniden çıkar.

Başlıca iki tipi vardır. Her iki tipte de döküntünün görünümü aynıdır. Sadece görülme süreleri farklıdır.

Akut Ürtiker: Plakların en fazla 6 hafta süreyle görüldüğü durumdur. Genelde bu süre sonunda kendiliğinden düzelmekle birlikte lezyonların olduğu dönemlerde ilaç tedavisi gerekir. Yetişkinlerde en sık görülen akut ürtiker nedeni ilaç reaksiyonlarıdır. Fındık, ceviz gibi kabuklu yemişler ve diğer gıdalar da ürtikere neden olabilir.

Kronik Ürtiker: Bu döküntülerin en az 6 hafta süreyle her gün veya bir iki gün arayla ortaya çıktığı tablodur. Daha çok erişkinlerde görülür.

Kronik ürtikerli hastaların dikkat etmesi gerekenler:

Genel olarak kaba, sıkı ve yünlü giysiler giyilmemeli;
Ortam çok sıcak olmamalı;
Aspirin ve benzer ilaçlardan ve salisilat içeren besinlerden kaçınılmalı;
Stresten uzak durulmalı;
Sıcak suyla duş alınmamalı;
Soğuk ürtikeri olan kişiler yalnız yüzmemeli, soğuk bir ortama kontrollü
olarak girmeli;
Güneş ürtikerinde güneşten koruyucu kremler kullanılmalı;
Eğer hasta çocuksa okuluna hastalığı ile ilgili bilgi verilmelidir.
Anjioödem: Ürtikeri oluşturan etken eğer cildin daha derin tabakalarını etkilerse anjioödem denen tablo ortaya çıkar. Cildin göz çevresi, ağız, genital bölge gibi gevşek bölgelerinde ortaya çıkan, sınırları belirsiz doku şişliği şeklindedir. Ürtikerle birlikte veya tek başına ortaya çıkabilir. Anjioödemde kızarıklık ya da kaşıntı yoktur; şişkinlik ve ağrı vardır.

Kontakt dermatit: Bazı maddeler ciltle temas ettiklerinde döküntüye neden olurlar. Bu tip döküntüler kontakt dermatit olarak adlandırılır. Bu döküntülerin bir kısmı bağışıklık sisteminin temas edilen maddeye alerjik reaksiyon geliştirmesi nedeniyle oluşurken, çoğunlukla allerjik olmayan ancak irritasyon nedenli olarak döküntüler ortaya çıkar.

İrritan kontakt dermatit, kaşıntılı olmaktan çok ağrılıdır. Tipik olarak allerjik reaksiyona neden olan maddenin cilde temas ettiği bölgede döküntü yapar. En sık rastlanan neden deterjanlardır. Bu nedenle hastalık çoğunlukla ellerde görülür. egzeması olan kişilerde kontakt dermatit gelişme riski daha yüksektir. Kimyasal maddeyle teması takip eden dakikalar içinde gelişir.

Allerjik kontakt dermatitte ise kaşıntılı, kızarık bir kabarıklık söz konusudur. Bu durumu en iyi anlatacak örnek, bir bitkiyle temas sonrası birçok kişinin başına gelmiş olan döküntüdür. Allerjik reaksiyona neden olan bazı bitkilerde bulunan “urusiol” adlı maddedir. Reaksiyon teması takip eden 24–48 saat sonra gelişir. Tedaviye rağmen tam olarak düzelmesi 14–28 gün sürebilir.

Nikel, kozmetikler, parfümler, saç boyası, lateksten üretilmiş giysiler / eşyalar da allerjik kontakt dermatite neden olabilirler. Bazen de cilde sürülen birtakım pomat ve krem formunda ilaçlar bu tip reaksiyona neden olabilirler.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp