Ameliyatsız Yüz Gençleştirme
Ameliyatsız yüz gençleştirme hakkında merak ettikleriniz ve daha fazlası için aşşağıdaki makaleye bakabilirsiniz...
Eskiden ameliyat gerektiren plastik ve estetik cerrahi operasyonlarının büyük bir bölümü artık ameliyatsız olarak gerçekleşmektedir.
Ameliyatsız estetik girişimler
Artık radyolojide bir çok organımızdan biyopsi örneği alınabiliyor ayrıca apse ve kistler rahatlıkla tedavi edilebiliyor. Tıkanmış safra kesesi ve idrar yolları açılabiliyor. Karaciğerde oluşan tümörler ameliyat yerine özel iğne ve ilaçlar sayesinde yakılabilmektedir.
Ağrısız ve ameliyatsız girişimler sayesinde ameliyatlarda oluşan kesiler ve kesi izleri yerine iğne deliği küçüklüğünde sistemlerle vücutta istenen organa ulaşılarak tanı ve tedavi işlemleri yapılıyor.
Vücuda girerken tomografi ve ultrasonografi gibi görüntüleme sistemlerinin kullanılması bir çok sıkıntıdan kurtarıyor.
Ameliyatsız ve riskleri oldukça az olan estetik girişimler sayesinde insanların yaşam kalitesi yükselmekte ve hastanede kalmasına gerek kalmakatadır. Teknolojik cihazlar sayesinde her işlem için özel olarak tasarlanıp üretiliyor.
Varis sorunu yaşayan insanlarda klasik cerrahi tedavi yerine lazer cihazı ile endovenöz ablasyonu tedavisi kullanımı artmıştır ve hastaların memnuniyetini kazanmıştır.
Klasik tedavi yöntemlerine göre lazer ile varis tedavisi büyük oranda başarılı sonuclanmaktadır. İşlem yapılan hasta ortalama 1 saat içinde işlem bitip normal yaşantısında döner ve hastanede kalmasına gerek olmaz..
Ayriyetten ameliyatsız estetik girişimler olarak ince ve kılcal damarların lazerle tedavisi, botox, dolgu, cilt soyma, dövme sildirme gibi bir çok tedaviyi sıralamak mümkündür..
Hyalüronik asit derinin temel elemanlarından biridir. Deri içinde bol miktarda bulunur. Suyu çeker ve cildin nemli kalmasına yardımcı olur. Medikal estetik alanında yüz ve boyun çizgilerinin (daha çok yüzeysel olanların) doldurulmasında kullanılmaktadır.
Cilt tarafından zamanla emilen ve kolay tolore edilen bir maddedir.
Çok ince bir iğneyle hiyalüronik asit preparatı deriye enjekte edilir. Genellikle art arda 2 seansta olarak uygulanır. İlk kez yapılıyorsa 2 veya 3 hafta sonra tamamlayıcı bir seans daha gerekebilir.
Uygulama sonrası küçük kızarıklıklar ve şişlikler oluşabilir, bunlar kişinin cilt tipi uyarınca birkaç saat ila birkaç gün içinde kaybolur.
Genellikle 6 ila 12 ayda tekrarlamak gerekir. Bu durum kişiye ve uygulanan bölgeye göre değişiklik gösterebilir.
Haz Dr. Serdar Eren - Yüz GermeYüz germe ameliyatında derinlik olarak üç tabakada işlem yapılabilir: En üstteki tabaka deridir ve sadece bunun tek başına fazla gerilmesi ile “rüzgara karşı yürüyen bir insanın yüz görünümü” ortaya çıkabilir.
Önemli olan ikinci tabaka, yani yüze uyum ve istikrar sağlayan, SMAS denilen tabakadır. Bu tabakayla birlikte boyun ve alın adalelerinin ayrı olarak gerilmesi, daha doğrusu sarkmış durumdaki yerlerinden eski pozisyonlarına getirilmesi, yüze eski doğallığını ve dinamizmini kazandırır.
Üçüncü tabaka ise periost denilen, kemik üzerindeki tabakadır. Bu tabakanın lifting‘i genellikle endoskopi tekniği ile yapılır. Bazı otoriteler bu metodu uygulayarak yüzü gençleştirmenin yanında yüzde aşikar ifade değişikliklerinin meydana gelmesine sebep olmuşlardır. Bu değişiklik ihtimali ameliyattan önce hastayla mutlaka konuşulmalıdır. Yüz gerdirmede neler uygulanıyor?
Face styling: Face lifting ile bütün yüz kırışıklıklarını gidermek mümkün değildir, dolayısıyla başka ilave yöntemlerle kombine etmek gerekir. Ekzodermpeeling, laserpeeling, dermabrazyon, yağ veya diğer dolgu maddeleri ile doldurma işlemleri gibi. Dünyada bazı plastik cerrahlar son zamanlarda popüler olan bu kombinasyon yöntemini “Face styling” olarak adlandırıyor.
Midface-lifting: Klasik face lifting‘de genellikle yüzün sarkmış olan orta bölümünü etkin bir şekilde germek mümkün değildir. Yüzün orta kısmının sarktığı durumlarda “midface-lifting” denilen orta yüz germe yöntemiyle bu kısımlar, alt göz kapağının kenarından yapılan kesiyle tamamen kemik üzerinden sıyrılıp yukarı asılır.
Deri ve onun altındaki SMAS tabakasının çekilmesiyle yüzün sadece üçte ikilik alt kısmı gerilir. Alın ve göz bölgeleri için ayrı bir işlem yapmak gerekir. Alın germe: Kaşların devamlı kaldırılması ile alında ortaya çıkan yatay çizgilenmeler, yüzün kırışık olmayan diğer kısımlarıyla tezat yaratabilir. Ayrıca devamlı kaş çatmadan veya güneşten gözü koruma refleksinden dolayı kaşlar arasında ortaya çıkan dikey derin çizgiler de yüze sert bir ifade verebilir. Günümüzde botoks enjeksiyonları ile bu kırışıklıklar sadece geçici olarak ortadan kaldırılabilmektedir.
Devamlılık ise sadece alın germe ameliyatı ile sağlanabilir. Klasik olarak alın saç sınırından 3-4 cm. kadar içeriden, bir şakaktan öbür şakağa kadar uzanan bir kesiyle alın derisi alın adalesiyle birlikte alın kemiğinden sıyrılır, fazla aktif olan alın ve kaş çatma adaleleri kısmi olarak zayıflatılır veya kesilerek pasif hale getirilir. Aşağıya sarkmış kaşlar eski pozisyonlarına getirilir ve saçlı deriden 1-2 santimlik bir şerit çıkarılarak alın gerilir.
Endoskopik alın germe ve kaş kaldırma: Bilhassa gençlerde, alınları fazla gevşememiş, çok fazla deri çıkarılması gerekmeyen hastalarda 3-5 mini kesi ile bütün alın derisini mobilize etmek ve endoskopik kamera yardımıyla görerek kaş arası adalelerini zayıflatmak ve kaşları normal pozisyonlarına getirmek mümkündür. Endoskopik alın germenin kalıcılık süresi klasik alın germe ameliyatının kalıcılığı kadar uzun değildir. Kaş kaldırma: Alın germe gibi büyük ameliyat işlemi arzu etmeyen hastalarda ve bilhassa erkeklerde, kaşın üst sinirinden yapılan kesiyle elips şeklinde deri çıkartılması ve bu şekilde kaşların normal pozisyonlarına getirilmesidir. Ayrıca kaş ve şakak arasında deri altından tünel açılarak mini kesilerle kaşı asmak da çok sıklıkla uygulanan bir tekniktir.
Şakak liftingi: Genellikle tek bir ameliyat olarak genç hastalarda uygulanan bir metottur. Çökmeye başlamış yanak bölgesinin yukarıya kaldırılması ve göz etrafındaki kırışıklıkların hafifletilmesi sağlanır.
Mini-lifting: 40 yaş civarındaki, boyun sarkıklığından ziyade yanağın sarktığı durumlarda uygulanan, fazla kesi gerektirmeyen, genellikle sadece derinin gerdirildiği bir yöntemdir. Birçok cerrah tarafından da “Model-lifting” diye adlandırılır. Kalıcılığı çok uzun süreli değildir.
Midi-lifting: Mini-lifting‘e ilave olarak derin tabakaların da gerildiği bir metottur. İşkadınlarının ve erkeklerin çok rağbet ettiği bir yöntem olmaya başlamıştır. İyileşme sürecinin kısalığı ve kalıcılığının mini-lifting‘e nazaran daha uzun olması avantajlarıdır. Boyun gerilmesinin gerekmediği durumlarda kısa kesilerle uygulanması mümkündür.
Dr. Serdar Eren
May Yüz Germe ve SonrasıEstetik ve güzellik yüzyılların vazgeçilmez tutkusu..Güzelliği dillere destan Mısır Kraliçesi Kleopatra‘nın ünlü süt banyoları, tarih boyunca kadınların ciltlerine verdikleri önemin bir kanıtı gibidir. 2 bin yıl önceki süt banyolarından bugüne, güzelliğin simgesi; hala taze ve pürüzsüz bir cilttir.
Genç görünmek her kadının - ve artık erkeğin de- arzusu. Ancak zamana yenilmemek imkansız. Yaş ilerledikçe yerçekiminin de etkisiyle cilt ve yanaklar, göz kapakları, burun, çene altı gibi bölgeler gevşemeye ve sarkmaya başlar.
Sonuç; bozulan bir yüz ovali, yüzde ve boyunda sarkmalardır. Cilt; 30′lu yaşlardan itibaren yorulmaya, dış etkenlerden ve stresten daha fazla etkilenmeye başlıyor. Özellikle 50 yaş civarında kadınların ortak kabusu çizgiler ve sarkmalar ortaya çıkıyor. Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı günümüzde medikal estetik ve plastik cerrahi sayesinde, daha genç ve gergin bir cilt sağlamak mümkün. Öncelikle cildin ihtiyaçlarını belirlemek gerekiyor. Dolgu, yağ enjeksiyonu, dermabrazyon, radyofrekans vb. yöntemlerle dramatik iyileşmeler sağlanabiliyor.
GENÇLİK FORMÜLLERİ
Son yıllarda estetik tıp ve cerrahide yaşanan gelişmelerle; doğru zamanda ve doğru müdahalelerle, kendilerini daha genç ve güzel hissetmek isteyenlerin bu hayalleri gerçek olabiliyor. İşte merak edenlere, sıkılığını kaybetmiş ciltler için günümüzün en gözde uygulamaları: Radyofrekans: Başarılı bir sonuç için öncelikle adayın doğru seçilmesi gerekiyor. Bu yöntem çizgilerden kurtulmak için yapılan bir uygulama değil. Kırışıklıkların ve çizgilerin silinmesinde dolgu maddeleri kullanılıyor. Bu; yanaklarında yeni başlayan gevşeklikleri bulunanların ve çene kemiği üzerine inen dokuyla yüz ovalinin belirginliğini yitirmiş olanların yarar görebilecekleri bir uygulama. Radyo dalgalarının meydana getirdiği ısı, cildin derinine nüfuz ederek ‘kolajen‘ adını verdiğimiz elastik liflerin yapımını uyarıyor ve tarif ettiğiniz gevşek dokuyu toparlayıp, yüz ovalini yeniden belirginleştirmeyi sağlıyor. Sonuçları dört-altı ay gibi bir zamanda görülüyor. Hatta bazı durumlarda sekiz ayı bulabiliyor. Kesin bir yaş sınırlaması olmasa da 35-65 yaş arasında daha etkin olduğu söylenebilir.
Güneşle veya mevsimle ilgili bir sınırlama getirilmiyor. Dolayısıyla yazın da yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmuyor. Evde kalmayı gerektirecek veya bir süre topluluk içine çıkmaya engel olabilecek en küçük olumsuz bir değişikliğin de olmadığının altını çizmek gerekiyor. Ancak bu yöntem her vakada uygun olmayabiliyor. İleri yaşlarda ve kimi ilerlemiş gevşekliklerde, cerrahi yöntemlere yönlenmek gerekebiliyor. Lazer ve Yoğun Işık (IPL): Lazer ve yoğun atımlı ışık uygulamaları, cilt germeden çok, cildi canlandırmak, leke ve kılcal damarlardan kurtarmak amacıyla yapılıyor. Lazer ve diğer ışık kaynaklarının etki derinliği, radyo dalgalarınınkiyle kıyaslandığında; gevşemiş kolajen liflerini uyararak cildin gerilmesini sağlayan bir lazer türünden söz etmek güç. Ancak bu tedaviler sayesinde ince çizgilerde ve lekelerde büyük başarılar sağlanabiliyor, tedavi sonrası yeni cilt; parlak, taze ve gergin bir görünüm kazanıyor. Cilt sıkılaştırmada etkili yeni lazer kaynakları arayışı ise hala sürüyor. En yeni olanlardan birini önümüzdeki haftalarda bu köşede detaylı olarak okuyabileceksiniz. Şimdilik ışık kaynakları arasında, deriye radyofrekansın sağladığı gerginliği kazandırmaya en yakını; 5-6 seanlık bir uygulama gerektiren kızıl ötesine yakın dalga boyunda seyreden bir ışık türü. Bu dalga boyunun, yeni kolajen yapımını uyararak sıkılaşmayı sağladığı biliniyor. Mesolift: Bir grup aminoasit, hyalüronik asit ve doğal ekstrelerin mikroenjeksiyonlarla deriye verilerek, cilt gerginliğini artırma esasına dayanan bir yöntemdir. Haftalık uygulamalarla 5-6 oturum olarak planlanan bir tedavi kürüdür. Yağ enjeksiyonları:
Deri katmanlarının altında oluşan boşluklar, hastanın kendisinden alınan yağ ile dolduruluyor. Germek için değil, kilo kaybı veya başka nedenlerle eksilen deri altı destek dokuyu tamamlamak amacıyla uygulanıyor. İşlemi belli aralıklarla tekrarlamak gerekiyor. Yağ dokusu, enjeksiyon alanında aynı zamanda canlanmayı da sağlıyor. Sadece yüz için değil, el gençleştirme veya vücuttaki başka doku kayıpları için de kullanılıyor.
Yüz germe cerrahisi: Dış deride oluşan boşlukları, cildi germek suretiyle yok etmek anlamına geliyor. Sonuç çoğu zaman çarpıcı olsa da, etkiler zamanla kayboluyor. Cilt zaman geçtikçe yine gevşiyor ve yine deri katları ortaya çıkıyor. Hasta seçimi de büyük önem taşıyor. Cerrahın becerisi ve kullandığı teknik, doğal olmayan yüz germe işlemlerinden ve yara izlerinden hastayı koruyor. Burada, gelişen teknoloji sayesinde endoskopik yöntemle, yani sadece bir kaç mini kesikle yapılan ve hastanın sosyal hayata katılımını hızlandıran yeni cerrahi tekniklerin varlığından da söz etmek gerekiyor. Tüm yüz yerine, sadece alın germe veya sadece orta yüz germe gibi, yüzün belli alanlarıyla sınırlı işlemler de yapılabiliyor. Son bir yılda, uygulama kolaylığı ve hasta konforu açısından önemli bir seçenek olarak karşımıza çıkan soft-lifting adıyla da anılan ‘ipliklerle yüz germe‘ yöntemini ise daha detaylı olarak önümüzdeki yazılarda konu edeceğim.
DR. ALİ KERİM DİLER
Nis Happy Lift Yüz Germe YöntemiTüm erkek ve kadınların özellikle 40‘lı yaşlarla birlikte yüz dokularının sarkması ve canlılığın giderek kaybolması gibi estetik kaygılarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Dermatolog Dr. Erçin Özüntürk, bu yeni yöntem hakkında şunları söylüyor: “Happy Lift Canlandırıcı yöntemi, sadece lokal veya trunküler anestezi ile çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilen, deride yara izleri bırakmadan gerdirme işleminin cerrahi olarak uygulanabildiği yepyeni devrimsel bir yöntemdir. Yüz ifadesini değiştirmeden yüzü gerdiren ve yeniden konumlayarak, canlandıran bu işlemi Erlamer‘de uygulamaya sokmaktan çok mutluyuz.”
Happy Lift Canlandırıcı deride herhangi bir yara izi bırakmadan, çok hızlı ve yumuşak bir teknikle gerçekleştirilen ve yüz gerdirme işleminde estetik cerrahinin geldiği son noktayı temsil eden bir yöntem. Kalıcılığını koruması için özel bir işlemden geçirilen Happy Lift iplerinin, gençleşmesi ve canlanması arzu edilen yüz bölgesine yerleştirilmesi ile uygulanıyor.
Uygulanma süresi bölgenin büyüklüğüyle orantılı olarak, 10 ile 40 dakika arasında değişiyor. Uygulamadan sonra, hiçbir acı ve ağrı hissetmeksizin birkaç yıl önceki genç yüzüne kavuşan kişilerin, düzgün ve sağlıklı bir yaşam düzeni sürdürmesi çok önemli. Çünkü Happy Lift uygulamasının etkisi, ancak bu koşullar çerçevesinde 2-3 yıl sürüyor.
Herhangi bir gençleştiriciden farklı olarak, PoromoItalia tarafından patentli Happy Lift iplerinin kullanılarak gerçekleştirildiği yumuşak bir cerrahi yaklaşımdır. Bu ipler, alışılagelmiş gerdirme işlemine başvurmaya gerek kalmaksızın yüzdeki yumuşak dokuları desteklemekte; elmacık kemiği ve etrafındaki bölgenin yaşlanmaya başlamadan önceki orijinal haline dönmesini, yanak ve çene bölgesindeki kırışıklıkların azaltılması veya ortadan kaldırılmasını, kaşların yükseltilmesini, boyun dokularının gerdirilmesini, çene sınırlarının ve yüz ovalinin düzeltilmesini sağlamaktadır.
Happy Lift ipleri, çözülebilir monofilaman iplerdir. Bu ipler, balık kılçığı görünümüne sahip olması için neredeyse görülemeyecek kadar küçük kabartılardan oluşur. İpler, deri altına yerleştirildiğinde, dişli yapılar yüzdeki yumuşak dokulara tutunur ve böylece yüz derisinin yaşlanmasını geciktirmeye yardımcı olan, destekleyici bir yapıya dönüşür. Happy Lift™ Canlandırıcı, uygulandığı bölgede herhangi bir yara ya da operasyon izi bırakmayan, acısız ve ağrısız bir yöntemdir.
Happy Lift ipleri, çok ince (21 GG‘lik) bir iğne ile, lokal anestezi uygulanarak, çok steril bir ortamda derialtı yağ dokusuna yerleştirilir. İplerin yerleştirilmesi sırasında kişi uyanıktır. İp, iğnenin diğer tarafından çıkana kadar, iğne içeri yerleştirilir ve daha sonra ip derinin altında kalacak şekilde iğne çekilerek çıkarılır. Dışta kalan ip uçları kesilerek, deri içine gömülür. Sadece iplerin uygulandığı bölgede, hafif derecede şişkinlikler ya da morluklar oluşabilir. Bunlar da 1-2 gün içerisinde düzelir.
İlk operasyon sırasındaki, yaş, yaşam tarzı, beslenme alışkanlığı, sigara kullanımı, uyku düzeni, genetik özellikler, stres gibi bazı önemli faktörlere bağlı olmakla birlikte, yöntemin etkisi 2-3 yıl sürer. Uygulamadan sonra, kişinin, evde kalarak iyileşme süresini atlatması gerekmez. Bu tamamen kişisel bir seçime bağlıdır; ancak operasyonu takip eden birkaç gün uygulama yapılan bölgelerde, gerginlik oluşturulmaması ve baskı yapılmaması çok önemlidir. 3-4 gün boyunca, omuzların yüksek tutulması için özellikle başın altında iki veya üç yastıkla uyunması ya da boyun yastığı kullanılması önerilir. Bu dönemde yüz temizliği ve makyaj uygulaması, çok nazik bir şekilde ve yumuşak hareketlerle yapılmalıdır. Kişi, 15-20 gün içerisinde aşamalı olarak günlük genel alışkanlıklarına dönebilir, orta seviyeli spor aktivitelerinde bulunabilir ve 35-40 gün sonra da daha ciddi faaliyetleri rahatlıkla yapabilir. İkinci bir Happy Lift Canlandırıcı operasyonu için kişinin, 6 - 8 hafta beklemesi gerekir.
Eskiden ameliyat gerektiren plastik ve estetik cerrahi operasyonlarının büyük bir bölümü artık ameliyatsız olarak gerçekleşmektedir.
Ameliyatsız estetik girişimler
Artık radyolojide bir çok organımızdan biyopsi örneği alınabiliyor ayrıca apse ve kistler rahatlıkla tedavi edilebiliyor. Tıkanmış safra kesesi ve idrar yolları açılabiliyor. Karaciğerde oluşan tümörler ameliyat yerine özel iğne ve ilaçlar sayesinde yakılabilmektedir.
Ağrısız ve ameliyatsız girişimler sayesinde ameliyatlarda oluşan kesiler ve kesi izleri yerine iğne deliği küçüklüğünde sistemlerle vücutta istenen organa ulaşılarak tanı ve tedavi işlemleri yapılıyor.
Vücuda girerken tomografi ve ultrasonografi gibi görüntüleme sistemlerinin kullanılması bir çok sıkıntıdan kurtarıyor.
Ameliyatsız ve riskleri oldukça az olan estetik girişimler sayesinde insanların yaşam kalitesi yükselmekte ve hastanede kalmasına gerek kalmakatadır. Teknolojik cihazlar sayesinde her işlem için özel olarak tasarlanıp üretiliyor.
Varis sorunu yaşayan insanlarda klasik cerrahi tedavi yerine lazer cihazı ile endovenöz ablasyonu tedavisi kullanımı artmıştır ve hastaların memnuniyetini kazanmıştır.
Klasik tedavi yöntemlerine göre lazer ile varis tedavisi büyük oranda başarılı sonuclanmaktadır. İşlem yapılan hasta ortalama 1 saat içinde işlem bitip normal yaşantısında döner ve hastanede kalmasına gerek olmaz..
Ayriyetten ameliyatsız estetik girişimler olarak ince ve kılcal damarların lazerle tedavisi, botox, dolgu, cilt soyma, dövme sildirme gibi bir çok tedaviyi sıralamak mümkündür..
Hyalüronik asit derinin temel elemanlarından biridir. Deri içinde bol miktarda bulunur. Suyu çeker ve cildin nemli kalmasına yardımcı olur. Medikal estetik alanında yüz ve boyun çizgilerinin (daha çok yüzeysel olanların) doldurulmasında kullanılmaktadır.
Cilt tarafından zamanla emilen ve kolay tolore edilen bir maddedir.
Çok ince bir iğneyle hiyalüronik asit preparatı deriye enjekte edilir. Genellikle art arda 2 seansta olarak uygulanır. İlk kez yapılıyorsa 2 veya 3 hafta sonra tamamlayıcı bir seans daha gerekebilir.
Uygulama sonrası küçük kızarıklıklar ve şişlikler oluşabilir, bunlar kişinin cilt tipi uyarınca birkaç saat ila birkaç gün içinde kaybolur.
Genellikle 6 ila 12 ayda tekrarlamak gerekir. Bu durum kişiye ve uygulanan bölgeye göre değişiklik gösterebilir.
Haz Dr. Serdar Eren - Yüz GermeYüz germe ameliyatında derinlik olarak üç tabakada işlem yapılabilir: En üstteki tabaka deridir ve sadece bunun tek başına fazla gerilmesi ile “rüzgara karşı yürüyen bir insanın yüz görünümü” ortaya çıkabilir.
Önemli olan ikinci tabaka, yani yüze uyum ve istikrar sağlayan, SMAS denilen tabakadır. Bu tabakayla birlikte boyun ve alın adalelerinin ayrı olarak gerilmesi, daha doğrusu sarkmış durumdaki yerlerinden eski pozisyonlarına getirilmesi, yüze eski doğallığını ve dinamizmini kazandırır.
Üçüncü tabaka ise periost denilen, kemik üzerindeki tabakadır. Bu tabakanın lifting‘i genellikle endoskopi tekniği ile yapılır. Bazı otoriteler bu metodu uygulayarak yüzü gençleştirmenin yanında yüzde aşikar ifade değişikliklerinin meydana gelmesine sebep olmuşlardır. Bu değişiklik ihtimali ameliyattan önce hastayla mutlaka konuşulmalıdır. Yüz gerdirmede neler uygulanıyor?
Face styling: Face lifting ile bütün yüz kırışıklıklarını gidermek mümkün değildir, dolayısıyla başka ilave yöntemlerle kombine etmek gerekir. Ekzodermpeeling, laserpeeling, dermabrazyon, yağ veya diğer dolgu maddeleri ile doldurma işlemleri gibi. Dünyada bazı plastik cerrahlar son zamanlarda popüler olan bu kombinasyon yöntemini “Face styling” olarak adlandırıyor.
Midface-lifting: Klasik face lifting‘de genellikle yüzün sarkmış olan orta bölümünü etkin bir şekilde germek mümkün değildir. Yüzün orta kısmının sarktığı durumlarda “midface-lifting” denilen orta yüz germe yöntemiyle bu kısımlar, alt göz kapağının kenarından yapılan kesiyle tamamen kemik üzerinden sıyrılıp yukarı asılır.
Deri ve onun altındaki SMAS tabakasının çekilmesiyle yüzün sadece üçte ikilik alt kısmı gerilir. Alın ve göz bölgeleri için ayrı bir işlem yapmak gerekir. Alın germe: Kaşların devamlı kaldırılması ile alında ortaya çıkan yatay çizgilenmeler, yüzün kırışık olmayan diğer kısımlarıyla tezat yaratabilir. Ayrıca devamlı kaş çatmadan veya güneşten gözü koruma refleksinden dolayı kaşlar arasında ortaya çıkan dikey derin çizgiler de yüze sert bir ifade verebilir. Günümüzde botoks enjeksiyonları ile bu kırışıklıklar sadece geçici olarak ortadan kaldırılabilmektedir.
Devamlılık ise sadece alın germe ameliyatı ile sağlanabilir. Klasik olarak alın saç sınırından 3-4 cm. kadar içeriden, bir şakaktan öbür şakağa kadar uzanan bir kesiyle alın derisi alın adalesiyle birlikte alın kemiğinden sıyrılır, fazla aktif olan alın ve kaş çatma adaleleri kısmi olarak zayıflatılır veya kesilerek pasif hale getirilir. Aşağıya sarkmış kaşlar eski pozisyonlarına getirilir ve saçlı deriden 1-2 santimlik bir şerit çıkarılarak alın gerilir.
Endoskopik alın germe ve kaş kaldırma: Bilhassa gençlerde, alınları fazla gevşememiş, çok fazla deri çıkarılması gerekmeyen hastalarda 3-5 mini kesi ile bütün alın derisini mobilize etmek ve endoskopik kamera yardımıyla görerek kaş arası adalelerini zayıflatmak ve kaşları normal pozisyonlarına getirmek mümkündür. Endoskopik alın germenin kalıcılık süresi klasik alın germe ameliyatının kalıcılığı kadar uzun değildir. Kaş kaldırma: Alın germe gibi büyük ameliyat işlemi arzu etmeyen hastalarda ve bilhassa erkeklerde, kaşın üst sinirinden yapılan kesiyle elips şeklinde deri çıkartılması ve bu şekilde kaşların normal pozisyonlarına getirilmesidir. Ayrıca kaş ve şakak arasında deri altından tünel açılarak mini kesilerle kaşı asmak da çok sıklıkla uygulanan bir tekniktir.
Şakak liftingi: Genellikle tek bir ameliyat olarak genç hastalarda uygulanan bir metottur. Çökmeye başlamış yanak bölgesinin yukarıya kaldırılması ve göz etrafındaki kırışıklıkların hafifletilmesi sağlanır.
Mini-lifting: 40 yaş civarındaki, boyun sarkıklığından ziyade yanağın sarktığı durumlarda uygulanan, fazla kesi gerektirmeyen, genellikle sadece derinin gerdirildiği bir yöntemdir. Birçok cerrah tarafından da “Model-lifting” diye adlandırılır. Kalıcılığı çok uzun süreli değildir.
Midi-lifting: Mini-lifting‘e ilave olarak derin tabakaların da gerildiği bir metottur. İşkadınlarının ve erkeklerin çok rağbet ettiği bir yöntem olmaya başlamıştır. İyileşme sürecinin kısalığı ve kalıcılığının mini-lifting‘e nazaran daha uzun olması avantajlarıdır. Boyun gerilmesinin gerekmediği durumlarda kısa kesilerle uygulanması mümkündür.
Dr. Serdar Eren
May Yüz Germe ve SonrasıEstetik ve güzellik yüzyılların vazgeçilmez tutkusu..Güzelliği dillere destan Mısır Kraliçesi Kleopatra‘nın ünlü süt banyoları, tarih boyunca kadınların ciltlerine verdikleri önemin bir kanıtı gibidir. 2 bin yıl önceki süt banyolarından bugüne, güzelliğin simgesi; hala taze ve pürüzsüz bir cilttir.
Genç görünmek her kadının - ve artık erkeğin de- arzusu. Ancak zamana yenilmemek imkansız. Yaş ilerledikçe yerçekiminin de etkisiyle cilt ve yanaklar, göz kapakları, burun, çene altı gibi bölgeler gevşemeye ve sarkmaya başlar.
Sonuç; bozulan bir yüz ovali, yüzde ve boyunda sarkmalardır. Cilt; 30′lu yaşlardan itibaren yorulmaya, dış etkenlerden ve stresten daha fazla etkilenmeye başlıyor. Özellikle 50 yaş civarında kadınların ortak kabusu çizgiler ve sarkmalar ortaya çıkıyor. Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı günümüzde medikal estetik ve plastik cerrahi sayesinde, daha genç ve gergin bir cilt sağlamak mümkün. Öncelikle cildin ihtiyaçlarını belirlemek gerekiyor. Dolgu, yağ enjeksiyonu, dermabrazyon, radyofrekans vb. yöntemlerle dramatik iyileşmeler sağlanabiliyor.
GENÇLİK FORMÜLLERİ
Son yıllarda estetik tıp ve cerrahide yaşanan gelişmelerle; doğru zamanda ve doğru müdahalelerle, kendilerini daha genç ve güzel hissetmek isteyenlerin bu hayalleri gerçek olabiliyor. İşte merak edenlere, sıkılığını kaybetmiş ciltler için günümüzün en gözde uygulamaları: Radyofrekans: Başarılı bir sonuç için öncelikle adayın doğru seçilmesi gerekiyor. Bu yöntem çizgilerden kurtulmak için yapılan bir uygulama değil. Kırışıklıkların ve çizgilerin silinmesinde dolgu maddeleri kullanılıyor. Bu; yanaklarında yeni başlayan gevşeklikleri bulunanların ve çene kemiği üzerine inen dokuyla yüz ovalinin belirginliğini yitirmiş olanların yarar görebilecekleri bir uygulama. Radyo dalgalarının meydana getirdiği ısı, cildin derinine nüfuz ederek ‘kolajen‘ adını verdiğimiz elastik liflerin yapımını uyarıyor ve tarif ettiğiniz gevşek dokuyu toparlayıp, yüz ovalini yeniden belirginleştirmeyi sağlıyor. Sonuçları dört-altı ay gibi bir zamanda görülüyor. Hatta bazı durumlarda sekiz ayı bulabiliyor. Kesin bir yaş sınırlaması olmasa da 35-65 yaş arasında daha etkin olduğu söylenebilir.
Güneşle veya mevsimle ilgili bir sınırlama getirilmiyor. Dolayısıyla yazın da yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmuyor. Evde kalmayı gerektirecek veya bir süre topluluk içine çıkmaya engel olabilecek en küçük olumsuz bir değişikliğin de olmadığının altını çizmek gerekiyor. Ancak bu yöntem her vakada uygun olmayabiliyor. İleri yaşlarda ve kimi ilerlemiş gevşekliklerde, cerrahi yöntemlere yönlenmek gerekebiliyor. Lazer ve Yoğun Işık (IPL): Lazer ve yoğun atımlı ışık uygulamaları, cilt germeden çok, cildi canlandırmak, leke ve kılcal damarlardan kurtarmak amacıyla yapılıyor. Lazer ve diğer ışık kaynaklarının etki derinliği, radyo dalgalarınınkiyle kıyaslandığında; gevşemiş kolajen liflerini uyararak cildin gerilmesini sağlayan bir lazer türünden söz etmek güç. Ancak bu tedaviler sayesinde ince çizgilerde ve lekelerde büyük başarılar sağlanabiliyor, tedavi sonrası yeni cilt; parlak, taze ve gergin bir görünüm kazanıyor. Cilt sıkılaştırmada etkili yeni lazer kaynakları arayışı ise hala sürüyor. En yeni olanlardan birini önümüzdeki haftalarda bu köşede detaylı olarak okuyabileceksiniz. Şimdilik ışık kaynakları arasında, deriye radyofrekansın sağladığı gerginliği kazandırmaya en yakını; 5-6 seanlık bir uygulama gerektiren kızıl ötesine yakın dalga boyunda seyreden bir ışık türü. Bu dalga boyunun, yeni kolajen yapımını uyararak sıkılaşmayı sağladığı biliniyor. Mesolift: Bir grup aminoasit, hyalüronik asit ve doğal ekstrelerin mikroenjeksiyonlarla deriye verilerek, cilt gerginliğini artırma esasına dayanan bir yöntemdir. Haftalık uygulamalarla 5-6 oturum olarak planlanan bir tedavi kürüdür. Yağ enjeksiyonları:
Deri katmanlarının altında oluşan boşluklar, hastanın kendisinden alınan yağ ile dolduruluyor. Germek için değil, kilo kaybı veya başka nedenlerle eksilen deri altı destek dokuyu tamamlamak amacıyla uygulanıyor. İşlemi belli aralıklarla tekrarlamak gerekiyor. Yağ dokusu, enjeksiyon alanında aynı zamanda canlanmayı da sağlıyor. Sadece yüz için değil, el gençleştirme veya vücuttaki başka doku kayıpları için de kullanılıyor.
Yüz germe cerrahisi: Dış deride oluşan boşlukları, cildi germek suretiyle yok etmek anlamına geliyor. Sonuç çoğu zaman çarpıcı olsa da, etkiler zamanla kayboluyor. Cilt zaman geçtikçe yine gevşiyor ve yine deri katları ortaya çıkıyor. Hasta seçimi de büyük önem taşıyor. Cerrahın becerisi ve kullandığı teknik, doğal olmayan yüz germe işlemlerinden ve yara izlerinden hastayı koruyor. Burada, gelişen teknoloji sayesinde endoskopik yöntemle, yani sadece bir kaç mini kesikle yapılan ve hastanın sosyal hayata katılımını hızlandıran yeni cerrahi tekniklerin varlığından da söz etmek gerekiyor. Tüm yüz yerine, sadece alın germe veya sadece orta yüz germe gibi, yüzün belli alanlarıyla sınırlı işlemler de yapılabiliyor. Son bir yılda, uygulama kolaylığı ve hasta konforu açısından önemli bir seçenek olarak karşımıza çıkan soft-lifting adıyla da anılan ‘ipliklerle yüz germe‘ yöntemini ise daha detaylı olarak önümüzdeki yazılarda konu edeceğim.
DR. ALİ KERİM DİLER
Nis Happy Lift Yüz Germe YöntemiTüm erkek ve kadınların özellikle 40‘lı yaşlarla birlikte yüz dokularının sarkması ve canlılığın giderek kaybolması gibi estetik kaygılarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Dermatolog Dr. Erçin Özüntürk, bu yeni yöntem hakkında şunları söylüyor: “Happy Lift Canlandırıcı yöntemi, sadece lokal veya trunküler anestezi ile çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilen, deride yara izleri bırakmadan gerdirme işleminin cerrahi olarak uygulanabildiği yepyeni devrimsel bir yöntemdir. Yüz ifadesini değiştirmeden yüzü gerdiren ve yeniden konumlayarak, canlandıran bu işlemi Erlamer‘de uygulamaya sokmaktan çok mutluyuz.”
Happy Lift Canlandırıcı deride herhangi bir yara izi bırakmadan, çok hızlı ve yumuşak bir teknikle gerçekleştirilen ve yüz gerdirme işleminde estetik cerrahinin geldiği son noktayı temsil eden bir yöntem. Kalıcılığını koruması için özel bir işlemden geçirilen Happy Lift iplerinin, gençleşmesi ve canlanması arzu edilen yüz bölgesine yerleştirilmesi ile uygulanıyor.
Uygulanma süresi bölgenin büyüklüğüyle orantılı olarak, 10 ile 40 dakika arasında değişiyor. Uygulamadan sonra, hiçbir acı ve ağrı hissetmeksizin birkaç yıl önceki genç yüzüne kavuşan kişilerin, düzgün ve sağlıklı bir yaşam düzeni sürdürmesi çok önemli. Çünkü Happy Lift uygulamasının etkisi, ancak bu koşullar çerçevesinde 2-3 yıl sürüyor.
Herhangi bir gençleştiriciden farklı olarak, PoromoItalia tarafından patentli Happy Lift iplerinin kullanılarak gerçekleştirildiği yumuşak bir cerrahi yaklaşımdır. Bu ipler, alışılagelmiş gerdirme işlemine başvurmaya gerek kalmaksızın yüzdeki yumuşak dokuları desteklemekte; elmacık kemiği ve etrafındaki bölgenin yaşlanmaya başlamadan önceki orijinal haline dönmesini, yanak ve çene bölgesindeki kırışıklıkların azaltılması veya ortadan kaldırılmasını, kaşların yükseltilmesini, boyun dokularının gerdirilmesini, çene sınırlarının ve yüz ovalinin düzeltilmesini sağlamaktadır.
Happy Lift ipleri, çözülebilir monofilaman iplerdir. Bu ipler, balık kılçığı görünümüne sahip olması için neredeyse görülemeyecek kadar küçük kabartılardan oluşur. İpler, deri altına yerleştirildiğinde, dişli yapılar yüzdeki yumuşak dokulara tutunur ve böylece yüz derisinin yaşlanmasını geciktirmeye yardımcı olan, destekleyici bir yapıya dönüşür. Happy Lift™ Canlandırıcı, uygulandığı bölgede herhangi bir yara ya da operasyon izi bırakmayan, acısız ve ağrısız bir yöntemdir.
Happy Lift ipleri, çok ince (21 GG‘lik) bir iğne ile, lokal anestezi uygulanarak, çok steril bir ortamda derialtı yağ dokusuna yerleştirilir. İplerin yerleştirilmesi sırasında kişi uyanıktır. İp, iğnenin diğer tarafından çıkana kadar, iğne içeri yerleştirilir ve daha sonra ip derinin altında kalacak şekilde iğne çekilerek çıkarılır. Dışta kalan ip uçları kesilerek, deri içine gömülür. Sadece iplerin uygulandığı bölgede, hafif derecede şişkinlikler ya da morluklar oluşabilir. Bunlar da 1-2 gün içerisinde düzelir.
İlk operasyon sırasındaki, yaş, yaşam tarzı, beslenme alışkanlığı, sigara kullanımı, uyku düzeni, genetik özellikler, stres gibi bazı önemli faktörlere bağlı olmakla birlikte, yöntemin etkisi 2-3 yıl sürer. Uygulamadan sonra, kişinin, evde kalarak iyileşme süresini atlatması gerekmez. Bu tamamen kişisel bir seçime bağlıdır; ancak operasyonu takip eden birkaç gün uygulama yapılan bölgelerde, gerginlik oluşturulmaması ve baskı yapılmaması çok önemlidir. 3-4 gün boyunca, omuzların yüksek tutulması için özellikle başın altında iki veya üç yastıkla uyunması ya da boyun yastığı kullanılması önerilir. Bu dönemde yüz temizliği ve makyaj uygulaması, çok nazik bir şekilde ve yumuşak hareketlerle yapılmalıdır. Kişi, 15-20 gün içerisinde aşamalı olarak günlük genel alışkanlıklarına dönebilir, orta seviyeli spor aktivitelerinde bulunabilir ve 35-40 gün sonra da daha ciddi faaliyetleri rahatlıkla yapabilir. İkinci bir Happy Lift Canlandırıcı operasyonu için kişinin, 6 - 8 hafta beklemesi gerekir.